Makaleler

Published on Ağustos 15th, 2022

0

Zamana havale edilemeyen acılar ve Direnenlerin yolundan | Gül Güzel


Yalnız bana ait bir olmayan, ’ACI çekme’ duygusu, milyonlarca insanın hissettiğidir. Benim de zamansız bir şekilde kaybettiklerim ve mecburi ayrılıklarını yaşadıklarım için, kendini sürekli yenileyen bir duygudur. Hele de bazı belirli günler kapıdan, camdan görünmeye başlayınca…15 Ağustos misali. Kürt halkı olduğumuz için acıya-zulme dair ne varsa yüzyıllardır gördük, yaşadık/yaşıyoruz. Bazen bu acıları etrafımıza göstermemek için içimize gömsek de, ektiğimiz acılarımızın üzeri bağ bahçeye dönüşüyor…

Kürt halkı olmaktan kaynaklı çeşitli kimyasallarla gazlanmak, zulme maruz kalmak, tasfiye edilmek, tutuklanıp zindanlara atılmak, topraklarımızın alenen paylaşan diktatör ve faşistlerin postalları altında yaşamak, uygulanan keyfi barbarlık, işkence, tecrit ve sürgünleri yaşamak sanki bir kadermişçesine…Bunların tümünü yaşayanlarla, karşıt mücadele verenlerimiz de bir o kadar bellek ve yüreklerimizde yerlerini dipdiri koruyorlar. Bu yolda yürürken birçok değerli insanlarla tanıştım. Çoğu susturulmak için zindanlara atılırken, bazıları da vedalaşmaya bile zaman bulamadan-bırakmadan Yıldızlaşarak, aramızdan kayıp gittiler… ve onlar hakkı verilmiş bir hayatın sembolü oldular…

Erdal ‘’Engin Sincan’’

Daha önceleri, gıyaben kendisine dair birçok şey duymuş veya izlemiştim. Birebir tanımam ise, bir Bahar mevsiminde bulunduğumuz bir Avrupa ülkesindeki karşılaşmamızla olmuştu Erdal ‘’Engin Sincan’’ ile.

Erdal’ın beynindeki düşünce zenginliği, renkliliği, sürekliği yüzüne gülücükleriyle yansıyordu. Kimliği kadar kültürüne olan ustaca hakimiyeti de övgüye, saygıya değerdi. Sohbetlerimiz arasında bir gün kendisine tespit ettiğim bir gerçeği dile getirmek için,’’Heval e Erdal seninle bir ortamda bulunmaktan çok mutluyum. O kadar çabuk ve gereği doğrultusunda hızlı düşünen bir insansın ki!’’ dediğimde, o da hiç düşünmeden gözlerimin içine bakarak,’’Heval a Gül ben de aynı şeyleri senin için söylemek istiyorum’’diyerek yine zekice centilmenliğini göstermişti. O gencecik yaşında projesi olan KNK(Kürdistan Ulusal Kongresi) ve benzeri değerleri, bizleri arkasında bırakıp giden ERDAL’ımız, ne yaman bir acıdır ki, 15 Ağustos direniş kutlamalarında bir kaza kurşunuyla aramızdan ayrılıp gitti. Şehit olmasını bugüne kadar kabul etmedim-edemedim ve onun şehit düştüğünde o an duyduğum acı, keder, isyan da hala taptaze. Erdal e me, em te ti cara ji birnakın!!Erdal’ımız seni asla unutmayacağız!!

Engin Sincan/Erdal’a dair:

Engin Sincan 2 Mart 1969 yılında Maraş’ta doğdu. Küçük yaşta ailesi ile birlikte Almanya-Frankfurt şehrine yerleşti. 1992 yılında ise Kürt özgürlük mücadelesinde yer aldı ve hakkı verilmiş bir hayatın sembolü oldu. Hep daha iyiyi gerçekleştirmeyi kendine esas aldı. Medya savunma alanlarında 15 Ağustos kutlamaları sırasında ağır yaralandı ve 18 Ağustos 2003 yılında yaşama gözlerini yumdu.

Cemal Kavak, İşkencelerin mağdur adresi…

Aramızda olmayanlardan ve yine 15 Ağustos kutlamaları vesilesiyle, Avrupa’da kalmak zorunda olmaktan duyduğu isyan ile ’’Ben vazodaki çiçek olmak istemiyorum’’ diyerek aramızdan ayrılan Amed- Bismil’li yiğit, fedakar, cefakar, şehit Devrim’in babası Cemal Kavak. Bu ismi yazarken bile üzüntüm doruğa çıkıyor. Türkiye’de yaşadığı sürece, doğduğu Ana Topraklarından sürekli başka şehirlere ailesiyle göç etmek zorunda bırakılanlardandı. Fedakar, devrimci Cemal Kavak, en son İstanbul’dan 2006 yılında Avrupa ülkelerine, işkencelerden yaralı bedeniyle göç etmek zorunda kalandı. Siyasi mülteci olarak geldiği Avrupa/İsviçre ülkesi de yaşarken, 2009 yılında Fransa’da tutuklanarak, 1 yıl hapiste kaldı.

Cemal Kavak  ve Sebahat Tuncel ile 3 Kasım 2002 yılındaki milletvekili seçimlerinde tanıştım ve İstanbul 1. bölge seçim bölgesinde çalıştık. Kendisinin de milletvekili adayı olduğu bu seçimde, Gazi Osman Paşa semtinde birlikte Halkın Demokrasi Partisi seçim çalışmalarını yürütürken, onun hangi işkencelere uğradığına dair çok az da olsa bir şeyler öğrenebildim. Eşi bir kahvaltı sırasında,’’Cemal’i yine tutuklamış ve çok ağır işkencelerden geçirmişlerdi. Sanki kendisine yapılan zulüm yetmiyormuş gibi, bize o haliyle göstermek için Cemal’i işkenceden çıkardıkları haliyle, ellerinde kelepçelerle eve getirdiler. Ben ve çocuklarıma ibret olsun ve acı çektirmek amaçlı olarak. Ayaklarında çorap ve ayakkabı da yoktu. Ben de en azından ayaklarına çoraplarını giydirmek isterken… ☹( söze gerek bırakmayan acılar…Bütün bu benzeri işkencelerden kaynaklı olarak, seçim bürosunda bir gün hazırladığımız yemeği yerken,’’hevala Gül biliyor musun, benim sol kolum, işkencelerden dolayı lifleri koptuğu için hiç bir şey hissetmiyor. Ben bu yüzden bütün bedenimde de acı hissetmiyorum. Gördüğüm onca işkencelerden dolayı duyu-hissetme duygularım tamamen köreltilmiş durumda. Ben bedenimdeki olabilen hiç bir acıyı hissedemiyorum…derken bir gün o da sessizce aramızdan ayrılarak, Şehitler kervanına katıldı. AMED’teki mezarını ziyaret ettiğimde, 10 yıl önce ki duyduğum acıyı şimdi de aynı dozda duyarak, yürüttüğü davanın, mücadelenin yerde kalmadığını, kalmayacağını kendisine söyledim. O da zaten bunu biliyordu…Anısına saygıyla, unutmadık,, unutturmayacağız!!!

Cemal Kavak’a dair:

Yaşamı boyunca özgürlük mücadelesinde yer alan Kürt siyasetçi Cemal Kavak, 3 Ağustos 1966 yılında Amed’ın Bismil ilçesinde doğdu, evli ve 6 çocuk babasıydı. HADEP ve DEHAP kurucu üyeliği olmak üzere Kürt siyasetinde uzun yıllar hizmet verdi. 20 Ağustos 2012 yılında Avusturya’nın İnnsbruck şehrindeki 15 Ağustos kutlamalarından sonra ailesi ve mücadele arkadaşlarına bıraktığı iki mektuptan sonra yaşamına veda etti. Cenazesi, vasiyeti üzerine Amed’teki şehit kardeşi Amed Dilxwa’ın yanına defnedildi.


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 15.08.2022

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑