Türkiye

Published on Şubat 5th, 2022

0

‘Türkiye’nin yeniden kurulmaya ihtiyacı var’

HDP Milletvekili Katırcıoğlu, iktidarın verdiği hasarın çok ciddi ve derin olduğunu belirterek, “Türkiye’nin yeniden kurulmaya ihtiyacı var, reformlarla, parlamenter sisteme yeniden dönmek gibi şeyler yeterli değil” dedi.

Kürtlerin kimlik mücadelesi ile sınıf mücadelesinin bağlantısına dikkat çeken HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu, bu iki direniş alanının ortak mücadelesinin önemini vurguladı. 

Türkiye 2022’ye yüksek enflasyon, zamlar ve buna karşılık olarak maaşlarında artış olmayan işçi direnişleriyle girdi. Kazanımla sonuçlanan ve hali hazırda devam eden işçi direnişlerini ve Türk ekonomisinin halini, HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu ile konuştuk. 

Kötü ekonomi yönetiminin TL’nin büyük değeri kaybı, yüksek enflasyon ve zamları getirdiğini belirten Katırcıoğlu, işçi direnişlerinin de bunun sonucu olduğunu söyledi. Katırcıoğlu, “Bugün itibarıyla baktığımızda bin 100 günden fazladır Nakliyat-İş’in Urfa’da yaptığı sendika üyeliğiyle ilgili olarak devam eden bir direniş var. Şişli Belediyesi’nde çalışan 786 işçi, eşit ücret için direnişte. Yurtiçi Kargo, Trendyol, Yemeksepeti, Farplas gibi bir çok farklı sektörde işçiler direnişte. Türkiye’deki gerek ekonomi, gerek demokrasi arayışlarında bu direnişlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. 

DEMOKRASİ MÜCADELESİNE KATKISI

Muhalefetin, gücünü iki dinamikten aldığını kaydeden Katırcıoğlu, şöyle devam etti: “Bunlardan biri demokrasiyi zorlayan anlayışlar çerçevesinde yeni taleplerle ortaya çıkan ve değişimi sağlamak için mücadele eden bir Kürt siyasal hareketi ve Kürtlerin kimlik arayışı. Diğeri de sendikal mücadele içinde işçilerin mücadelesi var. İkincisi oldukça zayıflatılmış bir mücadele alanıydı fakat çok kötü ekonomi yönetiminin sonucunda böyle bir tablo ortaya çıktı. Türkiye demokrasisine, grevlerin önemli bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Demokrasi sadece sandık gibi anlaşılıyor ama esas itibarıyla eşit hakların yaşandığı anlayıştır. Bu da kolay yaratılmıyor ve mücadele vermek gerekiyor.

AYNI MÜCADELENİN PARÇALARIDIR

Kürt dinamiği, taleplerini her daim yükseltiyor. Büyük baskılar yaşasalar da taleplerinden vazgeçmiyorlar. Diğer dinamik olan işçilerin direnişi geçmişte daha iyiydi. Özellikle 1980 sonrası çıkarılan kanunlarla, sendikalaşma engellenmiş oldu. Dolayısıyla işçi sınıfının mücadelesi yeteri kadar ortaya çıkmadı. HDP kimlik siyasetiyle daha fazla ilgileniyor, sınıf mücadelesiyle ilgilenmiyormuş gibi lanse edebiliyor. Oysa biz diyoruz ki; kimlik mücadelesi de sınıf mücadelesi de esasında aynı mücadelenin parçalarıdır ve öyle bakılması gerekir. Biz bu ikisi arasında bir Çin seddi görmüyoruz. Tam aksine kimlik mücadelesi ile insanların ekonomik olarak daha insani koşullarda yaşamak için verilen mücadeleler birlikte sürdürülmesi gereken mücadelelerdir.”

TÜRK EKONOMİSİ REFORMLARLA DÜZELMEZ

Katırcıoğlu, Türkiye’de muhalefet tarafından sıkça dile getirilen, iktidarın değişmesiyle ekonominin düzeleceği kanaatinin gerçekçi olmadığını da şu sözlerle ifade etti: “AKP, kendini kurucu gibi gören bir siyasi hareket olarak, bildiğimiz devleti neredeyse ortadan kaldırmış durumda. Devlet ve kurumları, toplumda herkese eşit mesafede davranması gereken bir yapı olması gerekirken, bu özelliği tümüyle yitirmiş durumda. Bugün itibarıyla gördüğümüz şey, devlet yerine AKP geçmiş olması, bir parti devletiyle karşı karşıya olduğumuzdur. Bu yüzden bu kurumların değişmesi, çok uzun yıllar alabilir. İktidara gelince bir takım reformlar yaparız, ekonomiyi de siyaseti de düzeltiriz yanılgısına düşmemek gerekiyor. Verilen hasar, çok ciddi ve çok derin. Türkiye’nin yeniden kurulmaya ihtiyacı var, reformlarla, parlamenter sisteme yeniden dönmek gibi şeyler yeterli değil. Kaldı ki ekonomik olarak da baktığımızda gelecek olan hükümetin de bu konuda nasıl davranacağını da bilmiyoruz.”

SAVAŞIN FATURASI DEVAM EDECEK

Devlet savaşın politikalarından vazgeçmediğini; gerginlik ve savaş politikalarının ekonomik sonuçlarına işaret eden Katırcıoğlu, “Savaş hali demek, ekstra harcamaların yapıldığı bir dönem demektir ki uzun zamandır, Türkiye’nin bütçesinde önemli bir kalem, bu savaş bütçesi diye ifade edebileceğimiz, fiili savaş dahil olmak üzere gerginlik politikalarına ayrılıyor. Türkiye’de savaş yerine barış politikaları uygulanıyor olsaydı, ekonomik kriz bu kadar derin olmaz ve atlatılması çok daha kolay olurdu. Seçim sathına girene kadar da bunun böyle gideceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu. (ANF)
 

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑