İnsan Hakları

Published on Aralık 31st, 2020

0

“Türkiye’den reformlar için sinyal yok”

AİHM’in Selahattin Demirtaş kararı, Can Dündar davası ve Anayasa Mahkemesi’nin Osman Kavala kararına geniş yer veren Alman gazeteleri, partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dillendirmesine rağmen Türkiye’den reformlar için sinyal gelmediğini yazdı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğine hükmeden kararını yerine getirmek bir yana Sarayın sert tepkisine neden oldu. Anayasa Mahkemesi, İş insanı Osman Kavala hakkındaki ‘hak ihlali’ başvurusunu 7 oya karşı sekiz oyla reddetti. Can Dündar, MİT tırları davasında 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Alman gazeteleri, söz konusu davaların Türk yargısının içinde bulunduğu duruma örnek olduğunu yazdı. FAZ gazetesi, Avrupa Birliği Temsilcisi Charles Michel ile iki hafta önce telefonla görüşen Erdoğan’ın Avrupa Birliği ilişiklerinde yeni bir ‘şans’tan bahsettiğine dikkat çekti. Üç yıldır tutuklu Osman Kavala’ya yönelik politikanın AKP içinde de çok tartışıldığını kaydeden gazete, Türkiye’nin pandeminin ağırlaştırdığı ekonomik kriz nedeniyle yeni sermaye ve uluslararası güvene ihtiyacı olduğunu belirterek “Anayasa Mahkemesi kararında düşmanlık profili ağır bastı” diye yazdı.


“Almanlar buna çok mu alıştı?”

Spiegel dergisinde Maximilian Popp de, “Türk hükümeti Selahattin Demirtaş veya Can Dündar gibi eleştirmenleriyle uğraşıyor. Bu Türkiye Cumhurbaşkanı’nın tereddütsüz demokrasiyi yıkmaya devam ettiğini gösteriyor. Almanlar buna çok mu alıştı?” diye sordu. Yazar Popp, yorumunda “Beklentiler çok büyük olduğundan değil. Recep Tayyip Erdoğan 17 yıldır Türkiye’de iktidarda. İnsanlar onun ve reform vaatleri hakkında ne düşüneceklerini biliyor. Yine de Erdoğan Kasım ayında bir yargı reformu ve bir insan hakları saldırısı ilan ettiğinde Türk muhalefeti arasında bir miktar umut vardı. Belki bazıları Türkiye’deki şiddetli ekonomik krizin cumhurbaşkanının otoriter yönetimini biraz gevşetmeye zorladığına inanıyordu. Tüm umutları yıkmak için bir hafta yeterli oldu. Geçtiğimiz Cuma günü Anayasa Mahkemesi, Türk sivil toplumunun en önemli destekçilerinden biri olan iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğunu devam kararı verdi. Erdoğan, Kavala’yı 2016 darbe girişimine katılmakla suçluyor. Kavala davasına Şubat ayında devam edilecek” ifalerine yer verdi.

turkiye-den-reformlar-icin-sinyal-yok-823340-1.
turkiye-den-reformlar-icin-sinyal-yok-823341-1.


Kavala, Demirtaş, Can Dündar davalarını örnek gösterdi

Türkiye’deki yargının durumuna Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Can Dündar davalarını örnek gösteren Süddeutsche Zeitung yazarı Tomas Avenarius ise “Türk hükümetinin Türk yargısı üzerinden eleştirenlere ve muhaliflere ne kadar acımasızca davrandığı üç örnekte tekrar görülebilir. Önce Osman Kavala davası var. Kültür ve aktivist koruyucusu üç yıldır gözaltında. Henüz yeni açılan, çok şüpheli bir duruşma süresince serbest bırakılmayacak. İddiaların düşmesi bir yana. Bir de Selahattin Demirtaş davası var: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2016’dan beri tutuklu olan Kürt siyasetçinin serbest bırakılmasını talep ediyor. Avrupa Konseyi üyesi olarak Türkiye karara uymak zorunda kalacak. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan şahsen Strazburg hakimlerine bir sert cevap veriyor: “İkiyüzlüler, bir teröristi destekliyorlar.” 27 yıl hapis cezasına çarptırılan Dündar, siyasi amaçlı görünen bir davanın günah keçisi oldu. Bu da Türk medyasına aynı zamanda bu ülkede basın özgürlüğünün sayılmadığını gösteriyor” diye yazdı.

turkiye-den-reformlar-icin-sinyal-yok-823342-1.


“Gözaltı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlali”

Deutsche Welle de, Osman Kavala’nın iddianamedeki suçlamaların gerçek delillerden yoksun olduğu ve ayrıca dünya görüşüne, etik değerlerine ve sorumlu olduğu sivil toplum kuruluşlarına da aykırı olduğu yönündeki düşüncesi ile, “Hakikatten şimdiye kadar bu garip iddialara dayanarak devam eden hapishanem zihinsel işkenceye dönüştü. Umarım bu tür son suçlamalar olur” ifadelerini sayfalarına taşıdı. Kararın Avrupa İnsan Hakları içtihadına aykırı olduğunu savunan Deutsche Welle, “AİHM 10 Aralık 2019’da derhal serbest bırakılması gerektiğine karar vermesine rağmen Kavala tutuklu kaldı. Gözaltı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal etti. AİHM’ye göre, Kavala’nın tutukluluğu, iddiaları destekleyecek yeterli kanıt olmaksızın siyasi saiklere dayanıyordu. Ancak Türk yetkililer bu kararı uygulamadı” diye yazdı.

Yeni yasaya da sert eleştiri

Spiegel bir başka haberinde de Osman Kavala’nın bin günden fazla zamandır cezaevinde olduğunu belirterek, “63 yaşındaki Türk sivil toplumunun en önemli destekçisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en önemli eleştirmenlerinden biri. Kısaca bu Salı, Kavala’nın gözaltından çıkarılabileceği umudu doğmuştu. Mahkeme umudu yoketti” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin kararını, Türk sivil toplumunun üstesinden gelmesi gereken tek karar olmadığını belirten dergi, meclisten geçen FATF yasasıyla ilgili de “Erdoğan’ın sivil topluma saldırısı. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, kritik örgütleri ve siyasi muhalifleri elbette bastırıyor. Son hamlesi: resmi olarak kitle imha silahlarına karşı mücadeleye hizmet eden bir yasa. Türk parlamentosu hükümetin kritik örgütlere karşı kitlesel adımlar atmasına izin veren bir yasayı onayladı. Resmi olarak yasa, kitle imha silahlarının finansmanını ve yaygınlaşmasını önlemeyi amaçlıyor. Paris merkezli Finansal Eylem Görev Gücü (FATF), 2019 raporunda Türkiye’nin kara para aklama ve terörün finansmanı alanlarında boşluklar olduğunu doğruladı” yönünde görüş belirtti.

(BirGün)

Tags: , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑