Makaleler

Published on Ekim 2nd, 2022

0

Toplu mezarlar diyarı Kürdistan | Gül Güzel


Toplu mezar delegasyonu olarak anı ve gözlemlerimden…

Her gittiğimde, toplu mezarlar ve yapılan benzeri insan hak ihlallerinden dolayı isyanımla hüsranım depreşir bu topraklarda. İnkar ve imhacı sisteminin, Mitomani hastalığı çarpar bütün şiddeti, çirkinliği ile yüzüme!

 Şehit Ronahi (Andrea Wolf) ve diğer 41 mücadele arkadaşının katledilip, atıldığı toplu mezar, Van’ın Çatak ilçesi yakınındaki Kehle kırsal alanında bulunuyor. Haziran 2011 ortalarında görgü şahitleri tarafından yapılan şahitlikler neticesi yeri tespit edilmişti. Bu sayede 13 sene sonra yeri tespit edilen bu toplu mezarda bulunan Ronahi’nin arkadaş çevresi ile El Salvador, İsviçre ve Almanya’dan çeşitli uzmanlardan oluşan 31 kişiden oluşan bir delegasyon grubu olarak Van şehrinde 15-21 Eylül 2011’de bulunarak, toplu mezarları ziyaret ettik.

Van valiliğinin önce mezarın ziyaret edilmesi onayını Van IHD’ye bildirmesine rağmen, delegasyon 16 eylülde toplu mezarı ziyaret etmek için yola koyulup, Narlı karakolu noktasına geldiğinde durdurulup, toplu mezar ziyaretine müsaade edilmeyeceği askeri görevlilerce bildirildi! Bunun üzerine, grup yine Çatak’a yakın Görentaş kırsalında bulunan, toplam 28 gerillanın gömülü olduğu toplu mezarı ziyaret ederek, Ronahi anısına bütün devrim şehitlerini andı. Burada gördüğümüz toplu veya tek beden kemikleri karşısında çığlıklarım gökkubeye ulaşmıştı… Kürdistan öyle bir ülke ki, toplu mezar ziyaretine çıkmak isterseniz, herhalde aylarca, hatta yıllarca seyahat edebilirsiniz. Delegasyonun Çatak grubuyla gittiğimiz Bitlis-Mutki çevresi, bizleri hayret ve dehşete düşürecek kadar birçok toplu mezarlar diyarıydı. Mutki’de bir saat gibi kısa sürede 3 toplu mezar yerini ziyaret ettik…

Mutki’de ilk ziyaret ettiğimiz toplu mezar, anayol ile bir dere arasındaydı.12 gerillanın şehit edilerek atıldığı yol kenarı inşaat artık molozuyla doldurulmuş. Senelerce üstleri dahi örtülmeden topluca açık bir şekilde yol kenarına atılmış olan 12 cesetten 3’ü ilkbaharda kabaran sular tarafından sürüklenip götürülmüş. 9 ceset ise şimdi üstlerine dökülen inşaat molozlarının altında. Oradaki varlıklarını belirten şey ise, İHD’nin yere gömdüğü demir parçalarına bağladığı birer kurdele. Grubumuza o zaman eşlik eden Bitlis milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, İHD başkanı Hasan Ceylan ve İHD Van temsilcisi Sami Görendağ bölgede bulunan toplu mezarların tam sayısını bilmemekle beraber 300 civarında olduğunu tahmin ettiklerini söylüyorlardı. ‘’Bu bölgede hangi taşı kaldırsanız, hangi karış toprağı kazsanız altında muhakkak bir insan cesedi bulunur’’ diyorlardı.

Ziyaret ettiğimiz bu toplu mezarın 70-80 metre ötesinde bulunan çöplükte bulunan 8 cesedin bulunduğu toplu mezara gittiğimizde de durum farklı değildi. Savcılık kararıyla açılan, çöplükte bulunan bu mezarda bulunan 6 erkek cesedin otopsi incelemeleri yapılmasına rağmen, bitişiğinde bulunan 2 kadın gerillanın hala DNA testi yapılmasına müsaade edilmemiş. Onun için, her iki kadın cesedi hala çöpler altındaydı.

En fazla 60 metre uzakta bulunan bir toprak tepeciğinin altında da, hala 12 ceset var. Bu 12 cesetten 9’u okul öğrencisi. 12-13 yaşlarındaki bu öğrenciler bir araya gelip yürüyüşe çıkmışlar. Hepsini birlikte sürüklenip, götürerek katletmişler ve 3 gerilla ile birlikte bu yere gömmüşler(1999). ‘’Hepsinin üstünde Kimlikleri olmasına rağmen, cenazeleri hala ailelerine verilmedi’’ diyor Bitlis İHD başkanı Hasan Ceylan…

Delegasyon Mutki’den Bitlis’e dönerken, İHD Van temsilcisi Sami Görendağ, Bitlis deresi denen yeri göstererek ‘’ bu deredeki çöplüğün altında 73 ceset var. Ama çöpler periyodik bir şekilde yakıldıkları için, buradaki toplu mezarda bulunan cesetler de yakılmaktan dolayı büyük hasarlar oluşmuş. Onun için, günün birinde bu mezarları açtırabilsek dahi, yapılacak tıbbi incelemelerden gereken verileri alamayacağımızı düşünüyoruz’’ diye temkinlerini dile getiriyor.

Yüksek minareleriyle meşhur olup, türkülerle dillerde dolaşan Bitlis, yüksek dağları gibi, gururlu dik başlı Kürt halkıyla özdeşleşmiş bir şehir. Tatvan, Bitlis, Ava Weqfé (Buzlu Pınar) ve Silvan bölgesinde, 1993-4 ve 1999’larda katledilen sivil halk ile gerillalara ait en az 300 toplu mezar olduğu söyleniyor. Bu toplu mezar yerlerinin hepsi, yerli halkın görgü şahidi olarak yaptıkları bilgilendirmeler neticesi tespit ediliyor.

Bu bölgede çok yoğun çalışmalar yürüten İHD çalışanları, baskılara rağmen bu kadar sayıya ulaştıklarını ve devletin şu anda kepçelerle mezar açma yöntemini kabul etmedikleri için, mezarları açma talebinde bulunmuyorlar. Ne zaman ki, Türkiye insan hakları ve Avrupa normlarına göre mezarları açmayı kabul ederse o zaman, mezarları açma talebinde bulunacaklarını dile getiriyorlar.

‘’Bizler delegasyon olarak buralara gelip, bu kadar toplu mezar gördükten sonra, toplu mezarlarla ilgili başlattığımız bu çalışmaların ne kadar önemli ve değerli olduğunu daha iyi anladık. Eğer bir ülkede barış isteniyor ve gelecekse, önce bu katliamların açıklığa kavuşturulup, suçlu ve katillerin yargılanması gerekir. Onun için BDP’nin önermiş olduğu Hakikatleri Araştırma Komisyonuna çok büyük değer veriyoruz. Tekrar ediyorum, biz buralara yine geleceğiz’’ diyor şehit Ronahi arkadaş çevresi ve delegasyon sözcüsü İngrid.

Yaptığımız Van, Şemdinli, Bitlis, Silvan ve Amed arası yolculukta, yüzlerce toplu mezarın bulunduğu bu yerlerde, toprağa ayak basıp, yürürken,’’acaba bastığımız bu yerin altında da bir şehit var mı? diye kendimize sorular soruyorduk. Barışın gelmesi, bu yürütülen kirli savaşın hemen durması dileğiyle yolumuza devam ediyoruz. Bize uygulanan bütün baskı ve göz altlara rağmen…

Toplu mezarlar ülkesi diyebileceğimiz Kürdistan yerleşim alanlarında verilen mücadele sonucu, durum 1980-1990’ lara göre çok değişmiş. Çünkü, o süreçlerde, gerillalar katledilip getirilerek, köy ortasına atılır ve ‘’tanıyor musunuz?’’ diye sorulurdu. Ama hiç kimse korkudan gidip çocuğunun cenazesine sahip çıkamazdı. Halbuki bugün evinin önüne getirilip, atılan cenazesini değil, seneler önce katledilerek, çöplüklere atılan evlatlarının cenazelerini aramaya başladı Kürt Anneleri. Bizler de bütün bunların gölgesinde delegasyon olarak gittiğimiz Kürdistan topraklarında eteklerimize acılar doldurarak, geri geldik…

Dip not: Kürt bir annenin toplu mezarda kemikleriyle tespit edilen oğlu için söylediği sözüyle yazıma nokta bırakmak istiyorum: Toplu mezara uzun uzun baktıktan sonra şöyle dedi Kürt annesi: ”Ben size bu dağlar bu toprak oğlum kokuyor dememiş miydim? Açan çiçeklerde gördüm oğlumun yüzünü!…


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 02.09.2022

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑