Makaleler

Published on Şubat 6th, 2021

0

Terörist kim? – Resul Erenler

Bu iktidar, kabullenici olmayan, eleştiren, sorgulayan ve boyun eğmeyen bir neslin yetişmesinden yana asla olmaz. Böylesi bir kuşak onların yaşam felsefesine aykırı bir kuşak olur, onların istediği biat eden bir kuşak. Dolaysıyla, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine bu kin ve nefretin altında da yatan budur. 

İktidara geldiklerinden bugüne en çok uğraşmış oldukları eğitim müfredatı olmuştur. Bundan amaç kendi gerici, çağdışı eğitim anlayışını hâkim kılmaktı ve halada bu uğraşlarından vaz geçmiş değiller. Boğaziçi’ne atanın Kayyumla da gerici ve çağdışı anlayışlarına bir mevzi katmaktır. İşte öğrenciler bu karanlık Orta çağ anlayışına karşı ayaktalar. 

Erdoğan iktidara geldiği günden beri tüm mesaisini bu karanlık anlayışı hâkim kılmak için harcadı ve harcıyor. 

Dayatılana kafa tutan, emekten emekçiden yana tercihlerini kullanan, ileri görüşlü, vicdan ve merhamet duyguları gelişmiş kendi iradeleriyle yapılan haksızlıklara karşı duran, hayır demesini bilen, cinsiyetçi yaklaşımlara tahammül etmeyen; din, mezhep ve ırk ayırım gözetmeksizin herkese ayni nazarla bakan bu güzel insanlara, Erdoğan gibi şeriatçı, gerici Orta çağ zihniyetli birinin tahammül etmesi beklenemez. Kafa tasçı ırkçı, faşist milliyetçi Bahçelinin asla tahammülü olmaz. Kendisine benzemeyenlere ve kendileri gibi düşünmeyenlere acı yaşatmak zulüm etmek bu tiplerin ‘asil’ kanında var. 

Bu ikili, her olayda olduğu gibi Boğaziçi öğrencilerine karşıda kin ve nefret kustular. Kendileriyle özdeşleşmiş teröristlik sıfatını utanmadan öğrenciler yakıştırmaya çalıştılar. Eğer bu ülkede terörist aranıyorsa Erdoğan ve Bahçeli aynaya bakmalı. Size biat etmeyenler, sizin gibi düşünmeyenler hakkın, halkın ve adaletin yanında olanlar terörist oluyorsa bende bir terörist olmaya çoktan razıyım.  

Erdoğan yalan ve iftira konusunda oldukça ustadır. İktidara geldiğinden bugüne bol keseden attığı yalanlarla ayakta kalmaya çalışıyor. Örneğin: (Isparta’da yaptığı bir konuşmasında 11 Temmuz 1992 ‘de yapılan, Süleyman Demirel Üniversitesi’ni kendilerinin kurduğunu) iddia edecek kadar pervasız ve yüzü kızarmayan usta bir yalancı. Gezi olayları sırasında camiye idrar yaptılar, bira içtiler, kadın dövdüler vb. Yalanlarıyla meşhur bir Erdoğan’ın, Boğaziçi öğrencilerine terörist demesi gayet normal. Ama normal olmayan bir şey var ki, bir yalancının ülkenin bir numaralı yöneticisi durumunda olması, buda utanç verici bir durum olsa gerek.  

Onun gibi görmeyen, onun gibi düşünmeyen herkes terörist. Öyle olduğu için Boğaziçi öğrencilerine soruyor: “Siz öğrenci misiniz, talebe misiniz, yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz?” diyor. Ve bu zat ülkeyi yönetmek, birlik ve beraberliğini sağlamakla kendisini yükümlü sanıyor. Aslında en büyük bölücü ve kışkırtıcı ve kaos yaratarak kendisini iktidarda daha uzun tutmaya çalışıyor.

Küçük ortakta katılıyor kervana. Efendisine yaranmak için öğrencileri teröristlikle suçluyor. Ağzından salyalar akıta akıta. Bu kafatasçı faşist Bahçeli, olayların içinde olmayan, oradanTerörist kim? – Resul Erenler geçerken bakanlara bile terörist diyecek kadar salya saçarak saldırganlığını dışa vuruyor. 

Bakın faşist Bahçeli nasıl kin ve nefret kusuyor: “Aydınım diye geçinen zavallılar, sivil toplum kuruluşu hüviyeti taşıyan fırsatçılar, Demokrasi ve hukuk sınırları içinde siyaset yaptığını zanneden gafiller. Türkiye’nin böyle evlatları yoktur. Çocuk veya öğrenci dedikleri vandaldır, barbardır, Gözlerini kan ve nefret bürümüştür.” Diyor ve devam ediyor: “Sırtlarını ajanlara, zalimlere ve karanlık çevrelere dayamış olanlar evlat değil başı ezilmesi gereken zehirli yılanlardır.” 

Bu sözleri sarf eden zat, aşağılık, kafa tasçı faşist Bahçeli, Çakıcı denen bir katili ziyaret edebilecek kadar ahlaksız, gençlerin ketlini isteyecek kadar zürriyetsiz ve hiçbir toplumda olmaması geren birisin sen. Kafası ezilmesi gereken biri varsa günümüzün Nazi devşirmesi sen olmalısın. Toplumu kirletiyorsun, havaya pis kokular saçıyorsun. Sadece ülke için değil, bir bütün olarak insanlığın başına belasın. 

İnsanlık adına güzel olan hiçbir şey onun için güzel değildir. Ruhu zifiri karanlık bir yaratık. Nefret, kan, kin onun yaşam tarzı. Kanla yaşamayı seven bir vampir o. Bu zat mevcut iktidarın ortağı ve ülkeyi yönetiyor. Onun yönettiği bir ülkede olmaktan utanıyorum. 

Ortağıyla ülkenin tüm olanaklarını ellerinde toplamış, kurumları kendi denetimine almış, kendilerinde olmayanlara karşı yaşamak hariç her şeyi reva gören bu insan müsveddelerinin hak ettikleri yere bir an önce itilmeleri gerekir, halkların rahat bir nefes ala bilmeleri için. Kendilerinde var olan sıfatları (sapkın, terörist ve vandal) başkalarına yakıştırarak ve toplumu gererek yeniden iktidar devşirmenin hesaplarını yapmaktalar. Bu dil, toplumu ayrıştırmaya yarar bütünleştirmeye değil. Birde akla zarar televizyon programlarında iktidar yalakası zırva yorumcuların her akşam söyledikleri eklenirse, toplumu hızla bir çatışma ortamına hazırlıyorlar. 

Bahçeli yargılanmalı. Başka bir ülkede olsa bu zat derhal yargılarlar, kin ve nefret suçu işlediği için mahkûm edilir. Ama bu ülkede her şeyi söyleme cesaretini kendisinde bulabiliyorsa bu insan müsveddesinin, bildiği ve düşündüğü bir şey olsa gerek. Bu söylemleri dilendirmeleri (Erdoğan ve Bahçeli) boşuna değil. 

Devlet yönetiminde olan biri, sürekli güvenlik güçlerini halkı daha fazla ezmesi için telkinde bulunuyor, yargı mensuplarına talimat yağdırarak halkı sindirmeye çalışıyorsa kendi geleceğinden korkuyordur. 

Bugün saraya kapağı atan Bahçeli ve efendisi Erdoğan bu korkularını ne kadar gizlemeye çalışsalar da gizleyemediklerin yaptıkları tehditlerle dışa vuruyorlar. Kendileri de biliyor ki, bunun adı zırvalamaktır. Zırvalamanın halkta karşılığı olmaz olmamalı. Boğaz içi öğrencilerinin bu onurlu eylemini en içten duygularımla selamlıyorum…


Resul Erenler – 6 Şubat 2021

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑