Makaleler

Published on Temmuz 21st, 2022

0

Tahammülsüz olan faşizmdir | Erdal Boyoğlu


Kapitalizm en yüksek aşamasında , yükseliş ve emperyalist sermaye dünyasının  bir çok yerinde milliyetçi ve dinci akımları güçlendirerek, ayaklanmalar ve askeri darbeler yoluyla onlarca ülkeyi kendine bağlamıştır.

 Bugün Avrupa gibi Latin Amerika, Asya, Orta Doğu ve Afrika‘daki devletler de, bir milliyetin üstünlüğü görüşü temelinde hareket eden ve bu nedenle çok etnisiteli toplumlarda hakim ideolojinin milliyetçi ve dinci saldırıları etnik farklılıklara bakmaksızın o topraklarda yaşayan  halkların arası milliyetçilerle ve dincilerle başı derttedir. Buz ile ateş gibi derindir. Emperyalizm; Türkiye için  öngördüğü güncel işbirlikçi modelin ‘ılımlı islam’ olduğu aşikardır. Bunu bilmeyen kaldı mı derseniz, Türk İslamcı sentezciler dışındakileri katmak gerekir. Milliyetçiler ve dinciler her ne kadar kem küm etseler de emperyalizm vurucu gücü olmaya hazır kıta bekliyorlar. Ilımlı İslamcılar gider, milliyetçiler gelir. Emperyalizm için bir kukla gider bir başka kukla gelir. Onlar için kukla aramak hiç sorun değil. Emperyalizmin dayattığı modellerin uygulayıcısı olanlar bellidir hep. Onlar emperyalizme bağımlı olmaktan son derece memnun çünkü. emperyalizmin siyasal ve ekonomik uygulayıcılarıdır.

Unutmamak gerekir ki, milliyetçilik ve dincilik pervasız olduğundan ucu açık freni olmayan bir düşüncedir, ne zaman ırkçılığa, ne zaman dinciliğe, ne zaman aşırı sağcılığa ne zaman faşizme evrileceğinin süresi yoktur. Cinayet şebekesinin elemanları yakalandığında Türk bayrağı verilip bir de üstüne üstlük polislerle poz veren bir katili ölümsüzleştiren  poster raslantısal bir görüntü değildir. Roboski-Uludere katliamını gerçekleştiren T.S.K  34 Kürd insanını en vahşi bir yöntemle katletti. Ve kendine insanım diyenler TSK’nin zulmüne tavır aldılar.

Milliyetçilik kapitalizm ürünü başlıca işlevi de kendisini yaratan kapitalizmin bekçisi olma ideolojisidir. Milliyetçilik, hangi türden , hangi renkten olursa olsun, insanlığın yararına aydınlık günlere açılacak bir yolun umut kapısı değildir. emeğin yanında olamaz, insanlığa hiç bir zaman  umut veremez. çünkü emeğin karşısında farklılıkların(mozaik) düşmanıdır.

Türk milliyetçiliğin en güçlü ve en yaygın örgütü olan Türk ocaklarıydı, bunun yolunu 1969 da MHP‘nin ülkü ocakları ve komando kampları izlemiştir. Dünyadaki tüm milliyetçi/aşırı sağcılar ve dinciler gibi AKP/MHP ittifakı emperyalist bir projedir. İkili ittifak  varlığını popülizm üzerinden sürdürüyor. Dolayısıyla AKP/MHP mecliste dinsel ve ırkçı  duygulara hitap eden kararlarda  birbirine yeşil ışık yakmaları, birbirlerini tercih etmeleri  duyguları kaşıyan dinci ve Türkçü politikalardan yana olmaları kapitalizm ürünüdür, egemen güç yalakalığıdır. Günümüzde şeriatçılık ve milliyetçilik emperyalizmin işbirlikçiliği temelinde birbirini tamamlayan iki akımdır. Türkiye de bu iki akım ilişkisi açıktır. gözle görünen bir gerçektir. Bu süreç çok açık ve belirgin bir şekilde işlemektedir.  şeriatçılık ve milliyetçilik birbirine tezat teşkil etse de kapitalist çıkarlar temelinde birbirini tamamlayan ve kapitalizme bağımlı iki işbirlikçi akımdır.

Halkların eşitliğine engel olan, yaşanabilinir bir geleceği barış içinde olmasını istemeyen ve güzel günlerin aydınlığını karartan şeriatçılar ve milliyetçiler, sakız gibi birbirine yapıştırılan  akımlardır.  

Egemen güçlerin kiralık katilleri devreye girerek Suruç‘u kana buladılar. IŞİD çeteleri emperyalist projenin saldırgan figürleridir.

Bu saldırı ne ilk ne de son saldırıdır. Milliyetçi ve dinci saldırılar emperyalistlerin  emirlerine bağlıdır. Kürdistan coğrafyası gözyaşları arasında göğü fethetmek için yola çıkanlarına ağlıyor.

Suruç katliamını kınıyorum,  göğü fethetmek için yola çıkan kahramanlarımızı saygıyla sevgiyle anıyorum…


Erdal Boyoğlu – 21.07.2022

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑