Güncel

Published on Mart 2nd, 2022

0

SYKP Eş Genel Başkanı Uğur: Sosyalistler ABD ve Rusya’ya karşı çıksın

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin sonuçlarını emekçiler ve yoksulların çekeceğini söyleyen SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, ABD-NATO yayılmacılığı ve Rusya hayallerine karşı çıkılması gerektiğini söyledi.

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri hareket 7’nci gününde devam ediyor. İki taraf Belarus’ta bir araya geldi. Sonuç alınmayan görüşmelerin devam etmesi bekleniyor. Rusya birlikleri, saldırılarıyla birlikte kent merkezlerine doğru ilerlerken, AB ve ABD’nin ise Rusya’ya karşı yaptırımları ve Ukrayna’ya askeri yardım desteği devam ediyor. Bir yandan NATO bir yandan Rus yayılmacılığı sonucu çıkan savaş Ukrayna halkına felaketi getirdi. Birleşmiş Milletler verilene göre, şimdiye kadar Ukrayna’dan 500 binden fazla insan göç etmek zorunda kaldı. Ukrayna Sağlık Bakanlığı’nın son olarak 28 Şubat’ta açıkladığı verilere göre ise, saldırılar sırasında 14’ü çocuk 352 sivil hayatını kaybetti, 116’sı çocuk olmak üzere bin 684 kişi de yaralandı. Yine yüzlerce Rusya ve Ukrayna askerleri de yaşamını yitirdi.

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin nedenleri, sonuçları ve dünyaya yansımalarını değerlendirdi.

TARİHSEL ARKA PLAN

Dünyanın yeni ve çoklu bir kriz döneminden geçtiğini vurgulayan Uğur, önceki dünyada ABD-NATO-Batı ittifakının kendini dünyanın yegane gücü olarak gördüğünü, fakat bunun karşısında giderek güçlenen bir dengenin olduğuna dikkati çekti. Ukrayna’da yaşanan çatışmaların da bu güçlerin rekabeti olduğunu belirten Uğur, bu krizin kendini göstere göstere geldiğini söyledi. Krizin tarihsel arka planına da değinen Uğur, “Bu kriz 17 Ekim 1917 devriminden itibaren de konuşulabilir. Keza Putin’in ‘aslında Ukrayna diye bir devlet bile yok. Bunu Lenin başımıza bela etti’ sözleri bunu gösteriyor. Ekim Devrimi, Büyük Rus İmparatorluğunu dağıtmış, halkların eşit ve kardeşlik temelinde bir arada olma yolunu bulmak için bir dizi adımlar atmıştı. Ukrayna’da bu açıdan özerkliğini elde etmişti. Fakat Putin bunu geriye sarmak istiyor” dedi.

ANA AKTÖR ABD VE İNGİLTERE

Krizin ana aktörünün ABD ve İngiltere olduğuna işaret eden Uğur, bu ülkeler tarafından başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada neo-Nazi yükselişinin kışkırtıldığını aktardı. Sovyetler Birliği’ni daraltmak için kurulan NATO’nun Sovyetlerin yıkılmasına rağmen dağılmadığının altını çizen Uğur, “Bu bir yana NATO, etki alanını genişletmek için de çaba sarf etmeye başladı. Rusya, uzun zamandır etrafında giderek daralan bu halkayı işaret ederek batıyı ve NATO’yu uyardı. ‘Sınır bölgemde askeri yığınaktan kaçının’ demesine rağmen NATO ısrarla Rusya sınırında bir kuşak oluşturma hamlesi ortaya atmıştır. Sonuçta bugün bu derin çatışma ortaya çıktı. Zaten NATO eliyle orada bir neo-faşist hareket yükseliyor. Ancak son tahlilde Rusya’nın ‘faşistleri iktidardan kaldıracağım. Halkın iradesine bir şey demiyorum’ sözlerini de şüpheyle karşılamak gerekir. Çünkü Putin’in aynı zamanda ne kadar kuvvetli bir antikomünist olduğunu da söylemlerinden biliyoruz. O yüzden Rusya’nın değerlendirmelerini gerçekçi bulmak imkansızdır” diye belirtti.

‘NATO SAVAŞ ÖRGÜTÜDÜR’

Rus yayılmacılığı ile birlikte NATO’nun da kendisine itiraz ettiklerinin altını çizen Uğur, devletlerin kendi güvenlik konseptlerinin olabileceğini, ancak NATO’ya ihtiyaç duyulmadığını aktardı. Zelenski’nin önceki açıklamalarında NATO ve batı konseptli konuştuğunu anımsatan Uğur, “Batı konsepti içerisinde hareket etmek, Batının yayılmacı hamlelerine onay vermek Ukrayna halkına büyük zarar verecektir. Bu Rus İmparatorluğu kurma hamlelerine onay vermek anlamına gelmez. Savaş nereden ve kimden gelirse gelsin buna esasen itiraz ediyoruz” şeklinde kaydetti.

YENİ SOĞUK SAVAŞ

Dünyanın büyük bir nükleer güç tehdidi ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Uğur, “O açıdan kısa vadede tüm dünyayı kasıp kavuracak, herkesin silahını çektiği bir savaştan ziyade kontrol altında tutabilecekleri bölgesel ama giderek büyüyen bir soğuk savaş iklimi ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu başladı zaten. Finans sektöründeki kısıtlamalar bunların bütün NATO ülkesi ve batı yandaşı ülkeler tarafından tanınması bunun örneği. Karşısında ise Rusya ve taraftarı olabilecek ülkelerin bunlara karşı tedbirler alma hamlesinde bulunacağı son derece belli. Bu gerilimin kısa vadede sönümlenmesi zor gibi görünüyor. Bu konuda 3’üncü Dünya Savaşı söylemleri de mevcut ve yerinde. Aynı zamanda Ukrayna’daki gelişmeler gıda ve iklim krizinden de bağımsız değil. O açıdan su ve gıda başta olmak üzere bunlara erişmenin çabaları yeni savaşların önünü açacaktır” diye aktardı.

‘HALKLARDAN YANA TARAFIZ’

Uğur, savaşı başlatan güçler elde etmek istedikleri şeyi elde edinceye kadar bu krizi derinleştirmekten geri durmayacaklarını belirterek, “Ortada tarafsızlık diye bir durum söz konusu değil. Mesele sadece ne ABD ne Rusya meselesi değildir. Bunun için biz emekçilerden, ezilenlerden, ulusların kendi kaderini tayin hakkı, özerkliklerini koruma hakkından tarafız” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE HALKLARI DA ETKİLENECEK

“Bu savaşın bütün yıkıcı sonuçlarını Ukrayna halkı, Rus emekçileri ve bölgedeki diğer ülke emekçileri yaşayacaktır” diyen Uğur, şöyle devam etti: “Türkiye’de bundan çok derin bir şekilde etkilenecektir. Türkiye’nin sözde ihracata dayalı, enflasyonu düşürmek için uygulamış olduğu iktisadi politikalar şimdiden çökmüş durumdadır. Ukrayna ve Rusya hem turizm geliri hem de yaş sebze meyve yönünden büyük bir pazardır. İthalat olarak ise süre giden tarım politikaları neticesinde bir gıda kriziyle de karşı karşıya kalınacak. Bunun da tabana yayılan ekonomik yıkımları söz konusu. Türkiye devletinin bu açıdan politikaların doğru kurması gerekiyor. Ama bir taraftan Ukrayna’ya silah satıp diğer taraftan Suriye’de Ruslar ile birlikte olamazsınız. AKP iktidarının bu oportünist tutumu bölgesel bir güç olma ve kendi emperyal çıkarları etrafında siyaset kurmasının bir ifadesidir.”

NEO-NAZİ YÜKSELİŞE İTİRAZ

Dışarıdan yapılan gözlemler doğrultusunda Ukrayna halkının hem ABD hem Rusya’ya hayır demesi gerektiğini belirten Uğur, şunları söyledi: “Ukrayna halkı kendi kaderini kendisi tayin etmelidir. Ancak Donbass bölgesindeki halkların bütün özgürlük ve özerkliklerini tanıyacak yeni bir siyasal yönelime ihtiyaç var. Ancak bu şekilde barış içerisinde bir arada yaşanabilir. Keza Ukrayna’nın bu konudaki geçmiş pratiklerinin olumsuz olduğu açıktır. Donbass halkına ve özerkliğine karşı tutum göstermiştir. Bunlardan vazgeçilmelidir. Faşizm insanlık açısından büyük bir tehdittir. O açıdan Ukrayna halkları neo-Nazi yükselişine karşı da itiraz etmelidir.”

‘BARIŞ ÇİZGİSİNDE ISRARCIYIZ’

Sosyalisteler düşen görevin ise ABD emperyalizmine, NATO’nun yayılmacı politikalarına ve savaşa hayır demek olduğunu dile getiren Uğur, Türkiye sosyalistlerin kendi iç meselelerine de böyle bakması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de içine girmiş olduğu maceracı politikalara itiraz edilmesi gerektiğinin altını çizen Uğur, “Avrupa sosyalistlerinin NATO ve batının bu genişleme hamlelerine karşı tereddütsüz itiraz etmesi lazım. Rusya’daki komünistler ise Putin’in Büyük Rus İmparatorluğu kurma heveslerine karşı tampon olmalı ve onu durdurmalıdır. Sürecin görüşme ve müzakerelerde devam etmesi için herkesin çaba vermesi gerekir. Ukrayna halklarının sorunlarını çözmesini, ulusların kendi kaderini tayin hakkını, her türlü ayrılma, birleşme ve özerklik hakkını savunuyoruz. Bu çizgide ısrarcıyız” diye konuştu.


MA / Tolga Güney

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑