Faşizm

Published on Aralık 25th, 2021

0

SGDF 20. yüzyılda faşizm tartışmaları paneli düzenledi

SGDF’nin, “Bir siyasal ideoloji: Faşizm” başlığı altında düzenlediği panelde, faşizmin doğuşu, İtalya, Almanya ve İspanya’daki örnekleri ele alındı. Faşist propagandanın yalan, akıldışılık ve gerçeğin ters yüz edilmesine dayandırıldığı vurgulanan panelde, faşist iktidarların manipülatif yöntemlerini bugün işçi sınıfına karşı da kullandıkları kaydedildi.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Kadıköy’deki dernek binasında “Bir siyasal ideoloji: Faşizm” başlığı altında panel düzenledi. Marksist Teori dergisi yazarı Sıtkı Güngör’ün konuşmacı olarak katıldığı panelde faşizmin tanımlanması, doğuşu, temel nitelikleri ve İtalya’dan başlayarak gelişiminin analiz edildi, uluslararası komünist hareketin 20. yüzyıldaki faşizm tartışmaları incelendi.

19 Aralık, Maraş ve Roboski katliamlarında yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başlayan panelde, faşizmin doğuşu ve gelişimine ilişkin hazırlanan sinevizyon gösterimi yapıldı.

FAŞİZMİN DOĞUŞU
Faşizmin tanımlaması ve etimolojik kökeni üzerine değerlendirmelerde bulunan Güngör, faşizmin 20. yüzyılda birinci emperyalist paylaşım savaşının yıkımı ve proleter ekim devriminin yükselişinin hemen ardından İtalya’da doğduğunu, İtalya’daki faşist lider Benito Mussolini’nin Ulusal Faşist Partisi’nin 1922’de iktidarı almasıyla yükselişe geçen milliyetçi bir ideoloji olarak yükseldiğini söyledi.

1919-22 yılları arasında İtalya’daki siyasal, iktisadi ve komünist hareketin durumuna dair veriler ortaya koyan Güngör, İtalyan proletaryasının büyük grev ve görkemli direnişlerine rağmen iktidarı alamaması üzerine faşist hareketin iktidara geldiğini ve açık bir diktatörya rejimi kurduğunu kaydetti.

FAŞİST HAREKETLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
İtalya’nın ardından Alman Nazi Partisi’nin gelişimi ve İspanya iç savaşından sonra Franco diktatörlüğünün gelişimine de değinen Güngör, tüm bu faşist hareketlerin programatik, ideolojik, iktisadi ortak özelliklerine değinerek örgütlenme modelleriyle propaganda ve şiddet eylemleriyle kurdukları ilişkileri ele aldı.

“Dünya genelindeki faşist hareketlerin programatik ve ideolojik olarak kimi farklı yanları ve gelişim dinamikleri olmakla birlikte en temel ortak özelliklerinin antikomünist ve antimarksist olmalarıdır” diyen Güngör, bütün faşist parti ve rejimlerin komünist hareketi can düşmanı olarak gördüğünü vurguladı. Güngör, 20. yüzyıldaki faşist hareketlerin liberalizme ve liberal devlete karşıtlığının nedenini marksizm ve komünist harekete karşı yetersiz kalmaları olarak ifade etti. 

FAŞİST İKTİDARLARIN MANİPÜLATİF YÖNTEMLERİ
20. yüzyıldaki faşist iktidarların ekonomik model olarak korporasyon rejimini örgütlediklerini, proletaryanın sınıf mücadelesine karşı bunu “sınıflar dışı” bir model olarak sunduğunu, gerçekte ise fabrikada patrona, sosyo-kültürel yaşamda partiye ve siyasal alanda devlet ve faşist şefe mutlak biat örgütleyerek sınıf mücadelesini baskıladığını söyleyen Güngör, hemen tüm faşist rejimlerin işçi sınıfı ve yoksullarda ekonomik nedenlerle biriken öfkenin ekonomi dışı alanlar olan ulusal, siyasal veya inançsal kimlik karşıtlıklarına, bu bağlamda antisemitizme ve antikomünizme yönlendirdiklerini söyledi. Faşist iktidarların bu manipülatif yöntemleri işçi sınıfına karşı bugün de kullandıklarını ve işçilerin öfkesini çeşitli demagojilerle ekonomi dışı alanlara yönlendirmeye çalıştıklarını güncel örneklerle aktardı.

NAZİ TİPİ PROPAGANDA YÖNTEMLERİ
Faşist hareketlerin ve rejimlerin özellikle gelişim ve iktidar olma dönemlerinde propagandayı çok etkili şekilde kullandıklarını, Nazi Almanya’sının bu anlamda ayırt edici bir yerde durduğunu, gelişim süreci içinde bir tür “Hitler/Nazi tipi propaganda yöntemi” düzeyine ulaştırdıklarını ve bugün de hemen tüm faşist parti ve iktidarların Nazi rejiminde cisimleşen faşist propaganda yöntemlerini kullandıklarını söyleyen Güngör, bu tür bir propaganda yönteminin temel özelliklerine vurgu yaptı.

FAŞİST PROPAGANDA YALANA DAYALIDIR
“Faşist propaganda yalana, akıldışılığa ve gerçeğin ters yüz edilmesine dayalıdır. Faşizmde sözlü propaganda esastır ve tartışılmaz şekilde doğru kabul edilmelidir. Buradaki amaç bireylerin akıllarına değil duygularına hitap etmektir” diyen Güngör, akıldışı söylemlere ve çağrılara devasa güç gösterilerinin eşlik ettiğini, ancak kitlelerin bu gösterilerde bir özne değil, kullanışlı bir nesne haline getirildiğini ekledi.

Faşizmin özellikleri ve tarihsel gelişiminin ardından 1921’den itibaren Komintern’in sorunu ele alışını ve antifaşist mücadelenin örgütlenmesine dair temel yaklaşımlarını dönemlere göre analiz eden Güngör, Komintern içindeki faşizm tartışmalarına değindi.

Panel, güncel olarak faşizm tartışmaları ve antifaşist mücadelenin örgütlenmesi başlığı altında devam ettirileceğinin duyurulmasıyla bitirildi.

(ETHA)

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑