Makaleler

Published on Mart 14th, 2022

0

Sessiz yığınlar | Mustafa Kumanova


Sessiz yığınlar kendileri kendi davranışlarını nasıl anlıyorlar? Sessizliklerini nasıl meşrulaştırıyorlar? Bunca sefalet ve zulüm varken… Kendileri üzerinde despotik bir güce sahip olmaya çalışan birini kaçınılmaz hale nasıl getirebiliyorlar?

Artık çok sık çekilen acıları görmezden gelen politik bir sistemde çaresiz bir yoksulluk içinde yaşayan yığınlar neden radikal hale gelmezler? Bu ülkede yeteri kadar işsizlik ve yeteri kadar sefalet yok mu? 

Sorumlularının hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi umursamadığı ürperilir bir ülke haline dönüştürdükleri bu yerde insan suç olmaksızın sadece bu ülkenin geleceğini düşündüğü için tutuklanıyor. Daha doğrusu bir avuç insan… 

“Yabancıları” arayıp tarayıp ihbar etme ve karşıt görüşlüleri yargı ve polis eliyle haşat etme rejiminde baskı ve zulum olanca hızıyla süreklilik kazanıyor. Gerici bir zaman çizgisine sıkıştırılmak istenen bir ülkeye dönüştürülüyoruz. Gerici bir milliyetçilik ve yobaz bir din anlayışının sınırlarını çizdiği kin ve nefretle boyanan bir ülkeye…dağları, ormanları, denizleri kin ve nefrete dönüşen bir ülkeye…yeşilini ve mavisini, rengini ruhsarını kaybeden bir ülkeye…

Ve yığınlar sessiz. Sessiz sessiz bekliyorlar. 

Sessiz yığınlar kendileri kendi davranışlarını nasıl anlıyorlar? Sessizliklerini nasıl meşrulaştırıyorlar? Bunca sefalet ve zulüm varken… Kendileri üzerinde despotik bir güce sahip olmaya çalışan birini kaçınılmaz hale nasıl getirebiliyorlar?

Oysa yargı ezici bir güç haline getirildiğinde sadece bir avuç düşünen muhalif için değil düşünmeyen o sessiz yığınlar için de bir kâbus başlayacak. Ölümcül bir yargı şiddetinin başlayacağı bir dönemde devletin baskısını tüm şiddetiyle o yığınlar da omuzlarında hissedecek.

Bugün Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Figen Yüksekdağ, Sedef Kabaş ve onlarca insan için ve yağmalanan ve çalınan hayatları için ses çıkartmayanlar o gün geldiğinde çığlık atabilecekleri bir ses bulamayacaklar. Bugün seslerini kaybedenler o gün varlıklarını kaybedecekler…ve kölelere dönüşecekler.

İnsanlık tarihine sadece sloganlar ve propagandalar eşlik etmez. İnsanlık tarihine devlet şiddeti karşısında ve sivil özgürlüklerin savunmasında karşı koymanın tarihi de eşlik eder. 

Bizi anlamlandıran sessizlik değil…

Suskunluk hiç değil…

Bizi anlamlandıran çığlıktır.

Başkaldıran bir çığlık…


Mustafa Kumanova – 14.03.2022

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑