Fransa

Published on Mart 13th, 2022

0

Paris’te “Emperyalist savaş ve işgale karşı devrimci tutum” paneli düzenlendi

Paris’te AvEG-Kon’a bağlı Türkiyeli Göçmen İşçileri Kültür Derneği’nin (ACTIT) düzenlediği “emperyalist savaş ve işgale karşı devrimci tutum” konulu panele Marksist Teori dergisi yazarı Olcay Çelik katıldı.

Marksist teori dergisi yazarı Olcay Çelik, Rusya ve Ukrayna savaşının başlangıcında bazı kafa karışıklıklarının yaşandığını ama şimdiki süreçte giderek daha da netleştiğini belirterek, Ukrayna’ya yönelik saldırının uzun bir süredir planlandığını vurguladı. “Uzun süredir devam eden NATO ve Rusya arasındaki sürtüşmenin geldiği son noktadır “dedi.

NATO’nun esas amacının Rusya ve Çin’i yani kendisine rakip olan iki emperyalist gücü çevrelemeyi sürdürmek olduğunu belirten Çelik, Ukrayna’nın en baştan itibaren çatışmanın merkezi olduğunu söyledi ve  çatışmaların tarihsel sürecine değindi.

Çelik, Ukrayna burjuvazisinin her hareketinin ülke komünistlerine yönelik olduğunu ve % 20 oy alan Komünist Parti’nin bütün kuvveti, sendikalar ve muhaliflerin ezildiğini, tam bir darbe yapıldığını, söz ve örgütlenme  özgürlüğünün yok edildiğini  belirtti.

Çelk, “Donbas (Donetsk) ve  Luhansk   bu süreçte direnerek özerklik ilan etti. Rusya buradaki tepkilerden faydalanarak saldırısının malzemesi haline getirdi. Ama her durumda Özerkliğin haklı bir talep olduğunu bilmek gerekir. Özerk yönetime saldırılarıyla devam eden mevcut yönetim ve NATO bu savaşın sorumlusudur. Açık savaştan kirli savaşa geçiş oldu” dedi.

NATO’nun Ukrayna’da İngilizlerin daha aktif olduğu on üs kurduğunu  ve askeri yardımların yapıldığının açığa çıktığını söyleyen Çelik, “NATO’nun Rusya’nın burnunun dibine girdiğini  ve ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyleyebiliriz” diyerek yaşananların bir özetini sundu.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgale kalkışmasının NATO’nun ön gördüğünü ve Rusya’nın bataklığa çekilmek istendiğini belirten Çelik, genel olarak aynı güçte olmasalar bile iki emperyalist güçten söz edilebileceğini söyledi. Çelik, bunların ABD ve AB, Rusya ve Çin oluğunu, amacın Rusya’yı Çin’den koparmak, yalnızlaştırmak, Rusya’yı Putinsizleştirmek, şahinden güvercine çevirmenin amaçlandığının altını çizdi. Bu savaşın Afganistan’daki tutumla benzerlik içerdiğini ifade eden Çelik, NATO ve AB’nin propaganda gücüne ve bilgi akışının sağlıklı olmadığı ve gerçekliğe ulaşılamadığına değindi. “NATO yanlısı bir Rusya hedefleniyor” dedi.

Çelik, “diktatörler ve demokrasiler savaşı gibi yansıtan AB’nin tarih boyunca hep diktatörleri beslemiş, bizzat iktidara getirmiştir. Dolayısıyla böyle bir saflaşmayı işçi ve emekçilerin asla kabul etmemesi gerekir. Savaşın niteliği emperyalist bir savaştır. ABD-AB ve RUSYA emperyalisttir” dedi.

Sol da dahil olmak üzere Rusya’nın emperyalistliği üzerine kafa karışıklığı olduğunu  ve bunu Lenin’den örneklendirerek açıklayan Çelik, Rusya’nın emperyalist özeliğinin daha çok askeri dizilişi (gücü) ve ham madde kaynakları üzerinde olduğunu belirterek Rusya’nın askeri bir emperyalist ülke olduğuna vurgu yaptı.

Çelik, Bugün Avrupa devletlerinin tek boyutlu olarak Rusya’ya karşı dur ve Ukrayna’yı Avrupa’nın her türlü politikasını destekleyin, diyerek olabildiğince antikomünist bir çizgiye getirdiğini belitti. “Ortada komünizm yok ama antikomünizm var. Avrupa’yı Stalin’den arındırma savaşı boyutuna taşındı. Putin savaş deklarasyonunu açıklarken önce Lenin’e ve Stalin’e vurarak başladı ve bunları başımıza Bolşevikler getirdi dedi. “Ulusların kaderini tayin hakkını tanıyoruz ama Ukrayna hariç” dedi.

Akıllara takılan bir sorunun ise bu savaşın nereye gideceği olduğunu belirten Çelik, “3. dünya savaşının NATO emperyalizminin planladığını düşünmemiz için yeterince sebep yok yani doğrudan amacı bu değil. İçinde bulundukları kapitalist krizi bununla aşmak değil. Tekellerin durumu, küreselleşme de pazarların iç içe girmiş üretimi bunun önünde engel” dedi.

Türkiye’nin  pozisyonuna da değinen Çelik, emperyalist çelişkilerden faydalanma politikası izlendiğini söyledi. Bunun ucunun da Suriye ve Rojava’ya değdiğine vurgu yaptı.

Yapılması gerekenler hakkında ise Çelik, ”Ukrayna işçi sınıfının ve komünistlerinin yapması gerekenin, burjuvaziye bu savaş bizim savaşımız değildir demesidir. Ve biz bu çağrıyı Rusya ve Ukrayna işçi sınıfına yaparız. Komünistler NATO ve Rusya işgalciliğine hayır demeli ve kendi iktidarlarının yıkılması için mücadele etmeli. Özerk bölgelerin kendi kaderini karar hakkı yanlış bir şekilde kullanılmış olsa bile Donteks halkına özerk durumlarını ve emperyalist güçlere yaslanılmaması gerektiğini söyleriz” şeklinde ifade etti.

Çelik, son olarak Neonazi örgütlenmelerine ve bunun Avrupa’da yaratacağı tehlikelere değinerek Avrupa’nın bunun alt örgütlenmesini ördüğünü söyledi. “Paralı askerler olarak Ukrayna’ya gönderiyor. Bu silahlanmış faşistler geri dönecek. Kapitalist krizin Avrupa’daki devrimci kalkışmaya  kitlelerin yönelmemesi için faşizm yeniden diriltiliyor. Bu savaşa ilk olarak böyle bakmak bu gerçeği görmek lazım. Ukrayna’daki her direnişte neredeyse Nazi simgesi var. Kendi proletaryasını ezme araçlarını yaratıyorlar. İki emperyalist bloğa hayır demek lazım” diyerek sözlerini noktaladı.

Panel soru cevap ve görüşlerin ifade edilmesiyle sonlandırıldı.


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑