Savaş

Published on Ekim 26th, 2021

0

Özsoy: Muhalefet evet derse bıçağı kendine çevirmiş olacak

HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, savaş tezkeresiyle iktidarın sadece Suriye’yi değil ülkedeki siyaseti de dizayn etmeye çalışacağı uyarısında bulunarak, “Muhalefet evet derse kendine dönecek bıçağı eliyle Erdoğan’a vermiş olacak” dedi.

HDP Milletvekili ve Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Hişyar Özsoy, bugün meclise sunulacak savaş tezkeresini ANF’ye değerlendirdi.

Bu hamlenin hem taktiksel hem stratejik boyutu olduğunu dile getiren Özsoy, taktiksel olarak savaşla iktidarı sürdürmeyi amaçlayan AKP’nin, stratejik olarak da Rojava’da oluşan statüyü ortadan kaldırmak istediğini belirtti.

Bu nedenle daha önce de olduğu gibi bu seçimlere de puslu bir havada girilmek istendiğine işaret eden Özsoy, iktidarın o dönemde de sürekli olarak Rojava’ya yönelik saldırılarla ülke içinde milliyetçi kesimleri mobilize edip kendi seçmenini tahkim etme yoluna gittiğini hatırlattı.

Özsoy, bugün de Rojava’ya yönelik bir saldırının, bir işgal durumunun yine Türkiye’deki milliyetçi çevreler için bir toparlanma, hareket zemini oluşturacağı hesabının yapıldığını belirtti.

Ama bundan daha da önemlisi, temel bir hedef olarak Rojava’nın statüsünün yok edilmek istendiğine vurgu yapan Özsoy, muhalefetin de buna çoğu zaman destek vererek iktidarla birlikte komple bir devlet konsepti uyguladıklarını söyledi.

Nitekim muhalefette olan siyasi partilerin şimdiden savaş tezkeresine evet diyeceklerinin sinyallerini verdiğini hatırlatan Özsoy, “Dolayısıyla bu sadece Erdoğan’ın seçim oyunundan ibaret değildir, ki o boyutu her zaman var; bir taraftan da Türkiye Cumhuriyeti devletine şu anda hakim olan milliyetçi, Kürt karşıtı mantığın stratejik hedefidir Rojava’yı bir şekilde ortadan kaldırmak, oradaki Kürtlerin kazanımlarını boşa çıkarmak. Ama bu taktik ve stratejik hedefler mevcut konjonktürle iç içe geçmiş durumda. Mecliste tartışılacak tezkere tam da bu saldırının zeminini oluşturacak” dedi.

‘AMERİKA’YI BU KONUDA İKNA ETMELERİ ZOR’

Rusya ve ABD’nin böyle bir saldırıya yönelik olası tavrını değerlendiren Özsoy, daha önce olmaz denilen şeylerin olduğunu, ancak mevcut durumda uzun zamandır Türkiye’nin Suriye’den ziyade Irak’a yönelik bazı sınır ötesi operasyonlar yaptığını, hatta bunları işgal girişimlerine de çevirerek kalıcı olarak yerleştiğini belirtti.

ABD’de Joe Biden iktidara geldikten sonra, Rojava’ya yönelik saldırılardan ziyade, daha çok Şengal’i de içine alarak Metina bölgesinde uzun süredir devam eden şiddetli çatışmalar olduğunu hatırlatan Özsoy, ancak bu son iki hafta içerisinde iktidarın direksiyonu tekrar Rojava’ya kırma gibi bir hamlesinin söz konusu olduğunu sözlerine ekledi.

Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile yalnız görüştüğünü ve ne konuştuklarının tam olarak bilinmediğini ifade eden Özsoy, büyük bir ihtimalle Halep’e yakın olan Til Rıfat bölgesine saldırı için Türkiye’nin zemin yokladığına işaret etti.

Ancak şu ana kadar Türkiye’nin bunun olurunu alamadığını belirten Özsoy, şöyle konuştu: “Burası Fırat’ın doğu tarafı, bunu müzakere etmeye çalışacak. Orada da Minbiç ve Tel Rıfat iki bölge var. Fakat Tel Rıfat bölgesi Halep’e çok yakın olduğu için savaşta birçok dengeyi değiştirebilir, o yüzden oraya bir saldırı doğrusu pek ihtimal dahilinde görünmüyor. Rusya, İran, Suriye İdlib’i halletmeye çalışırken, Halep’in güvenliğini niye tehlikeye atsınlar? Ancak başka bir yerde Erdoğan’a küçük bir operasyon alanı sunabilir Rusya. Fakat bu, Suriye Demokratik Güçleri’nin denetimindeki Rojava’daki bölgelere yönelik yapılacaksa, orada sadece Rusya’dan izin almak yetmiyor, aynı zamanda Amerika’yı da bir noktada ikna etmek lazım. Açıkçası Amerika’yı bu konuda ikna etmeleri şu aşamada zor. Ama Türkiye’nin oradaki stratejik hedefi esas olarak Kürtlerin kazanımlarını yok etmek, dolayısıyla bugün yapmasa bile, o hamleyi yapmak için sürekli zorlayacak, imkan yakalamaya çalışacak; yakalayabildiği noktada da saldıracaktır.”

‘BU DEFA KÜRT KARTINI KULLANMAK İŞE YARAMAYACAK!’

Bu hamleyle iktidarın aynı zamanda içeride HDP’ye yönelik bir provokasyonu da amaçlayıp amaçlamadığı sorusunu cevaplayan Özsoy, HDP olarak bütün savaş tezkerelerine karşı oy verdiklerini, yarın da karşı oy kullanacaklarını vurgulayarak, bunun da muhtemelen kullanılacağını söyledi.

Maalesef hakikatin tersyüz edildiği bir ülke gerçekliğinin söz konusu olduğunu hatırlatan Özsoy, şöyle devam etti:

“Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, savaş olmasın, barış olsun diyenler ‘terörist’ oluyor, savaş olsun, insanlar ölsün diyenlere ise kahraman muamelesi yapılıyor. Dolayısıyla tabii ki tezkereyi HDP’ye yönelik bir provokasyon zeminine dönüştürebilirler.”

Türkiye’de maalesef milliyetçilik ve ırkçılığın iyice hortladığını kaydeden Özsoy, sadece iktidarda değil muhalefette de Kürt karşıtlığının alabildiğine gelişmiş durumda olduğunu vurguladı.

Zaten Cumhur ve Millet ittifaklarına bakıldığında, birbirleriyle milliyetçilik üzerinden kavga ettiklerinin görüleceğini belirten Özsoy, şöyle konuştu:

“Kim daha fazla milliyetçi yarışına girmiş durumdalar. Milliyetçilik çok fazla kişinin nemalandığı bir alan; Türkiye’de de milliyetçilik ve ırkçılığın en çok azdığı alan Kürt meselesidir. Dolayısıyla bütün seçimlerde birileri bir şekilde Kürt kartını kullanır. Fakat benim kanaatim şudur ki bu defa Kürt kartını kullanmak da işe yaramayacak. Ne yaparlarsa yapsınlar, ülke ekonomik açıdan o kadar zorlanmış durumda ki bu tarz bir milliyetçi popülizm pek de katkı sunmayacak. 2016-2019 yılları arasında Recep Tayyip Erdoğan ve müttefikleri ‘vatan, millet, Sakarya, beka’ söylemleriyle bu kartı o kadar çok kullandılar, ama 2019 seçimlerinde darmadağın olmaktan yine de kurtulamadılar. Yani o beka söylemi, o milliyetçi ve Kürt karşıtı söylem bir noktaya kadar geldi ama o noktadan sonra artık işlememeye başladı. Ne kadar Kürt karşıtlığı yaparlarsa yapsınlar, HDP’nin gücü ortada; HDP zayıflamıyor, aksine güçleniyor. Bir de bütün eleştiri yapanlara ‘terörist’ dedikleri için, artık 2016-2019 yılları arasındaki kullandıkları argümanlar da önemli oranda çürümüş durumda. Tabii ki Kürt karşıtlığını kullanacaklardır ama eskisi gibi onları sonuca götürecek bir etki yaratabileceğini doğrusu düşünmüyorum.”

‘MUHALEFET BUNA ORTAK OLURSA ERDOĞAN’A KOZ VERECEK!’

Savaş tezkeresine yönelik ana muhalefetin alacağı tutumu da değerlendiren Özsoy, İyi Parti’nin zaten tezkereye destek vereceğini açıkladığını, bugüne kadar tezkerelere evet diyen CHP’nin ise şu ana kadar net bir tavır ortaya koymadığını hatırlattı.

Bu tezkereyle iktidarın sadece Suriye’yi değil ülkedeki siyaseti de dizayn etmeye çalışacağı uyarısında bulunan Özsoy, muhalefetin buna ortak olmaması gerektiğinin altını çizdi.

Tezkerenin ilk kez iki yıllığına ve Suriye ile Irak tezkereleri birleştirilerek meclise getirildiğine dikkat çeken Özsoy, şunları kaydetti: “Ortada ilginç bir durum var. Erdoğan 2023 yılında belki başkan olmayacak ama normalde 1 yıllık gelen tezkere bu defa 2 yıllık geliyor. Muhalefet buna ortak olursa, Erdoğan’a 2 yıl boyunca Suriye’de savaş çıkartma yetkisi vermiş olacak ki, Erdoğan bu yetkiyi Türkiye’nin iç siyasetini komple dizayn etmek için pekâlâ kullanabilir. Yarın Suriye’ye dönük dar kapsamlı bir saldırı zemini oluşturup, dönüp içeride siyaseti baştan aşağı dizayn etmeye çalışabilir. Seçimi yaptırmamaktan tutun, her türlü mayını döşeyebilir siyaset alanına. Gerçekten muhalefetin bunu görmemesini anlamak mümkün değil. Eğer görüyorlarsa, tavır almamalarını anlamak mümkün değil. Umarız bugün bir hata yapmaz ve bu tezkere karşısında bir sosyal demokrata yakışır bir pozisyon alırlar. Fakat bu onların bileceği iş. Muhalefet şu ana kadar AKP-MHP’nin Kürtlere yönelik militarist politikalarına maalesef sonuna kadar destek vermiştir. Bugün bunun ne kadar değişip değişmediğini göreceğiz. En azından kendi açımdan, çok iyimser olmadığımı söyleyeyim; yarın mecliste HDP dışında savaşa, militarizme karşı kimse oy kullanmayacak.

‘EVET DEMEK ERDOĞAN’A 2 YIL SAVAŞ YETKİSİ VERMEKTİR’

Evet dendiği takdirde Erdoğan’a 2 yıllık savaş yetkisi verilmiş olur. Bu, vatanı savunma, koruma tezkeresi değil, basbayağı savaş tezkeresi. Suriye’de girdikleri bölgelerden kaç yıl oldu çıkmıyorlar. Orayı işgal etmişler, kurumlar oluşturuyorlar. Tezkere muhalefet oyları olmadan da çıkabilir ancak eğer muhalefet buna ortak olursa Erdoğan’a çok önemli bir silah, bir koz verecek. Erdoğan’a savaş yetkisi verecek ve Erdoğan da bu yetkiyi muhalefeti yenmek için tepe tepe kullanacak. Muhalefet kendine dönecek bıçağı eliyle Erdoğan’a vermiş olacak. Hatırlarsanız Rusya askerleri öldürdüğü zaman Kılıçdaroğlu, ‘Bu askerler niye öldü?’ diye sormuştu. Erdoğan da ona cevap olarak ‘Hem tezkereye evet diyeceksin, hem de bana askerler niye öldü diye soracaksın’ diye alay etmişti. Bu yetkiyi Erdoğan’a verip ondan sonra ne oldu, diye hayıflanmanın pek de mantığı yok. Bunu yanlış buluyorsanız çıkıp doğruyu savunacaksınız. Biz HDP olarak doğruyu savunacağız, muhalefet yanlış yaparsa bu da tarihe bir not olarak geçecektir.” (ANF)

Tags: , , , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑