Türkiye

Published on Eylül 21st, 2022

0

Musa Anter katliamında dava zaman aşımına uğratıldı

JİTEM tarafından katledilen Kürt aydın ve gazeteci Musa Anter cinayetine dair dava, 30 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle düşürüldü. Mahkeme heyeti, Anter cinayetiyle birleştirilen Ayten Öztürk davasının da aynı gerekçeyle düşürülmesine, JİTEM ana davasının devam etmesine karar verdi.

Kürt aydın ve gazeteci Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da katledilmesine dair açılan ve JİTEM Ana Davası ile 1993 yılında “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından katledilen Ayten Öztürk davasıyla birleştirilen davanın karar duruşması, Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

Duruşmaya, Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, milletvekilleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

Sanıksız başlayan duruşmada, hakkında yakalama kararı verilen sanık Abdulkadir Aygan hakkında Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkereye cevap verilmediğini belirten mahkeme başkanı, sanık Cemil Işık’ın ölmesine dair Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkereye de cevap verilmediğini kaydetti.

Mahkeme başkanı, avukat Neşat Giresun’un davanın TCK 77 ve 78’inci maddelerindeki “insanlığa karşı suç” kapsamında ele alınmasına dair dilekçe verdiğini aktardı.

TÜRKDOĞAN: DAVA İNSANLIĞA KARŞI SUÇ KAPSAMINDA ELE ALINMALIDIR
İlk sözü alan avukat Öztürk Türkdoğan, Musa Anter’in öldürülmesinin üzerinden 30 yıl geçtiğini belirterek, AİHM’in ihlal kararını hatırlattı. Anter’in öldürülmesinin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve davada bu kapsamda yargılama yapılması gerektiğini söyleyen Türkdoğan, “Musa Anter devlet içerisindeki çete yapılanmalarla siyasi olarak alınan kararlarla öldürülmüştür” dedi.

İnsanlığa karşı suç kapsamındaki dosyalarda zaman aşımı kuralının işlemediğini vurgulayan Türkdoğan, devlet içerisindeki çetelerin Anter’in öldürülmesi sonrası da katliamlarına devam ettiğini, dosyanın sürekli işlenen suçlar bakımından ele alınması gerektiğini kaydetti.

Türkdoğan, adaletin ciddi anlamda yara aldığını dile getirerek, sanık Abdulkadir Aygan’ın 7 yıldır ifadesinin alınmadığına dikkat çekti ve kasıtlı olarak ifade almayan Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Anter davasının birleşen dosyalardan ayrılamayacağını ifade eden Türkdoğan, davanın insanlığa karşı suç kapsamında ele alınması ve zaman aşımı uygulanmaması talebini yineledi.

AYDIN: KATİLİMİZİ BİLİYORUZ, DEVLET DE BİLİYOR
Müşteki avukatlarından Oya Aydın, Anter davasının zaman aşımı kapsamında ele alınamayacağını dile getirerek, AİHM kararlarını hatırlattı. “Bugüne değin AİHM onlarca kararında sözleşmenin yaşam hakkı ihlali ve işkence gibi dosyalarda zaman aşımının kati bir biçimde uygulanmayacağını altını çizmiştir” diyen Aydın, zaman aşımının ağır insan hakları ihlallerine uygulanamayacağını dile getirdi.

Madımak Katliamı ve 12 Eylül davalarında verilen kararları örnek gösteren Aydın, şöyle devam etti: “Bu dosyada çok sayıda delil vardı. Çok üst düzey tanıklar dinlendi. Abdulkadir Aygan, Mahmut Yıldırım’ın yaşadığını iddia etti. Devletin dahil olduğu bir cinayette mahkûmiyet kararı verilecekken, ısrarla birleştirmeye karşı çıkılması ve dosyanın sonuçlandırılması talebi görmezden gelindi. Bu davada Musa Anter’i öldüren kişiler bellidir. Biz katilimizi biliyoruz. Devlet de biliyor. Devlet katilleri tek tek çıkardı. Üst düzey komutaya gitmeden, tetikçileri mahkemeler önüne çıkardı. Tetikçilere emir verenleri korkuttular, işbirliğine davet ettiler, kabul etmeyenleri tasfiye ettiler. Geldiğimiz noktada bir adalet sağlama yerine derin devlet denilen güçlerle işbirliği ve siyasi ortaklık tercih edildi. Bu dosyalar zaman aşımı ile karşı karşıya bırakıldı. Cezasızlık sürecinde rol alan herkese bedelini ödetmeye çalışacağız. Adaleti bulacağız.”

MİROĞLU’NUN MEKTUBUNA TEPKİ OLARAK SALON BOŞALTILDI
AKP’li Orhan Miroğlu’nun avukatı Serhat Menzilcioğlu, Miroğlu’nun gönderdiği mektubu okudu. Miroğlu mektubunda 30 yıl boyunca adalet aradığını iddia ederek, PKK’yi cinayetin merkezinde olmakla suçladı. MİT eski Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, dosya kapsamında tanık olarak dinlendiğinde, AKP’li Miroğlu’nu devlet ajanı “Tayfun” olarak tanıdıklarını söylemişti. 

Miroğlu’nun beyanlarının mektupla gönderilmesine müşteki avukatları tepki gösterdi. Mektubun okunmasının usule uygun olmadığını dile getiren avukat Nuray Özdoğan, “Bildikleri varsa gelip, anlatması gerekir. Biz tanık değil, sanık olarak dinlenmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
 
Mahkeme başkanı avukat Menzilcioğlu, “Mektup dinleyecek makam değiliz. Mektubu tadında bırakın” dedi. Avukat Mustafa Kemal Baran, “Kendi hakkındaki iddiaları gelip ispat edebilir” diye tepki verdi. Avukatlar mektubun okunması sırasında salonu terk etti. İzleyicilerin bir kısmı da tepki göstererek salonu terk etti.

Avukat Oya Aydın, “Zaman aşımı tartışması yapacakken, Orhan Miroğlu’nun siyasi deklarasyonu, kendini aklaması, sataşma mektubunu sonlandırması için bekliyoruz” dedi. Menzilcioğlu bütün tepkilere rağmen mektubunu okumakta ısrar etti. Menzilcioğlu’nun PKK’ye söz söylendiği için rahatsız olunduğunu iddia etmesine itiraz eden ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Murat Yılmaz, Menzilcioğlu’nun kendilerini hedef gösterdiğini söyledi.

ANTER: MİROĞLU BİR İTİRAFÇIDIR
Musa Anter’in oğlu Dicle Anter söz alarak, Anter’in devlet içerisinde örgütlenmiş kişiler tarafından katledildiğini ve Türk yargısı harekete geçmediği için AİHM’e başvurduklarını söyledi. Anter, şöyle devam etti: “Bize göre failler bellidir. Bu failler ve onlara emir verenlerin yargılanması gerekir. Devlet içinde örgütlenen, devlet adına suç işleyenler yargılanmalıdır. Susurluk araştırma raporu, faili meçhul cinayetleri araştırma raporunda detaylı anlatım var. Bugün tarihi bir karar verilecek. Devlet içerisinde suç işlediğini iddia eden devlet görevlileri ve tetikçiler korunup, kollanmaktadır. Hakikat ve adalet için ya insanlığa suç kapsamında ele alacak ya da davayı düşüreceksiniz. Hakikat ve adaletten yana karar verilmesini istiyoruz. Hakikat ve adalet mücadelemiz devam edecek.”

Anter, Miroğlu’nun mektubuna tepki göstererek, Mehmet Eymür’ün mahkemede Miroğlu’na dönerek “Tayfun” dediğini hatırlattı. Anter, “Bir itirafçıya inanıyorsunuz, diğerine neden inanmıyorsunuz. Neden bugün bu beyanlarda bulunuyorlar, ortalığı neden karıştırıyorlar. O zaman siz niye cevap vermediniz. Bugüne kadar neredeydiniz, niçin bugün, sebep ne” ifadelerini kullandı.

ÖZDOĞAN: MAHKEME HEYETİ SUÇA ORTAK OLDU
JİTEM davalarının olay yerinden ve delillerden kaçırılarak farklı kentlere taşındığına dikkat çeken Nuray Özdoğan, Abdulkadir Aygan’ın ifadesinin alınması için gönderilen müzekkerelerin her seferinde eksik ya da yanlış gönderildiğini dile getirdi. Özdoğan, “Müzekkerelerde anlattınız ama Adalet Bakanlığı’na ‘kasıtlı olarak kim engel oluyor’ sorusunu sormadınız, görevini yerine getirmeyenler hakkında suç duyurusunda bulunmadınız” dedi.

Mahkeme başkanı, yazılan müzekkerelerde eksiklik ya da yanlışlık olmadığını iddia ederek, Özdoğan’a müdahale etti. Özdoğan ise, Adalet Bakanlığı’nın yargının üstünde olmadığını vurguladı. Mahkeme heyetinin verdiği kararlarla suça ortak olduğunu dile getiren Özdoğan, “Yargı ifadesinin alınmasına engel olanlara dair işlem yapabilir, Aygan’ın ifadesi alınabilirdi. Deliller orada iken dava buraya geldi. Defalarca tefrik istendi, kabul etmediniz” dedi.

MUSA ANTER VE AYTEN ÖZTÜRK DAVALARI ZAMAN AŞIMINA UĞRADI
İddia makamı, birleştirilen Ayten Öztürk ve Musa Anter davalarında zaman aşımı süresinin dolduğunu söyleyerek davaların düşürülmesini, birleştirilen JİTEM ana davasının ise ayrılarak sürdürülmesini istedi. Sanıklardan Hamit Yıldırım hakkındaki adli kontrolün kaldırılmasını isteyen savcı, diğer sanıklar yönünden yakalama kararlarının devam ettirilmesini istedi.

Sanık Hamit Yıldırım’ın avukatı Kaya Yelek, maddi gerçeğin açığa çıkmadığını söyledi ve gelinen aşamadan hoşnut olmadığını iddia etti. Savcılık mütalaasını tekrarlayan Yelek, davanın Yıldırım yönünden düşürülmesini istedi. Diğer sanık avukatları da savcı mütalaasına katılarak davanın düşürülmesini istedi.

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Musa Anter ve Ayten Öztürk davalarının 30 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle düşürülmesine, JİTEM ana davasının ise ayrılarak sürdürülmesine karar verdi. Hamit Yıldırım’ın adli kontrolü de kaldırıldı.

(Etha)

Tags: , , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑