Sömürgecilik

Published on Mart 28th, 2021

0

Mazlum Doğan’ın Mahsum Korkmaz’la tanışma hikayesi…

Mahsum Korkmaz’ı ablası Maşallah Korkmaz: Mazlum Doğan Batman’a geliyor, kardeşimi soruyor. Sonra soluğu babamın otelinde alıyor, otel çalışanları kardeşime bir misafirin onu sorduğunu söylüyorlar. İkisi oracıkta oturup ateşli bir tartışmaya giriyorlar. -FOTO GALERİLİ-

“O dönem Kürtçülükle uğraşan gençlerin burada toplandığını bilen Mazlum Doğan, Mahsum Korkmaz’ı soruyor. Çaycı çocuk da hiç tereddüt etmeden, çayevinin karşısındaki oteli gösteriyor, ‘aha gördüğün bu otel babasının, onu orada bulabilirsin’ diyor.”

1970’lerin Batman’ında bulunan iki sinema salonundan biri olan Raman, 500 kişilikti. O gün ne olmuşsa salon tıka basa, ağzına kadar doluydu. İki katlı salonu dolduranlar pür dikkat sahneye kilitlenmişlerdi. Zira “Doktor” isimli oyunun başrol oyuncusu genç, Kürdistan’a sürülmüş ırkçı bir Türk doktoru aratmayacak biçimde, rolünün hakkını gayet iyi veriyordu. Mimiklerinden, bakışlardan, ses tonundan zalimlik dökülen doktor, Türkçe bilmeyen hastalarını muayene etmediği gibi hakaret de ediyordu.

“Doktor” o günün Kürdistan’ın en yalın, en basit anlatımıydı. Oyun bittiğinde salonda alkışlar koptu, kimi Türkçe, kimi Kürtçe “Kahrolsun sömürgecilik”, “Bimre koletî” (Kahrolsun kölelik) sloganları yükseldi. Gencini, yaşlısını, okumuşunu, okumamışını; herkesi etkilemişti oyun. 1977’nin 13 Ocak akşamı o salonu terk eden Kürtler öfkeleri bilenerek çıkacak, doktoru piyese eden 20’sine yeni girmiş o genci tanıyanlar şaşırıp kalacaktı, böyle mütevazi, alçakgönüllü, üstelik de yüreği Kürtlük aşkıyla dolu birisinden böyle zalim bir doktor nasıl çıkıvermişti.

Üstelik kim bilebilirdi ki kısa boylu, tıknaz bu genç rol gereği azarladığı halkı; gerçek hayatta özgür günlere, Kürtçenin yasak olmadığı; sokakta, çarşıda, okulda ve muayene odalarında rahatça konuşulduğu, kapısını çalınan doktora ana dilinde derdini hiç çekinmeden korkusuzca anlatacağı zamanlar için yıllar sonra patlayacak “ilk kurşun”la anılacağını. Öykü ve roman yazarı Bekir Yıldız’ın aynı isimli tiyatro oyunundan esinlenerek, Kürdistan’ın taşrasına uyarlanan oyunda Mahsum Korkmaz doktoru, yardımcısını da Mahmut Tanrıkulu (14 Temmuz 1990’da Kerboran’ın İvan köyü yakınlarında bir gerilla olarak komutanı şehit düşecek) oynamıştı. Sahne alan bir başka isim de “Şikestun direnişi” ile adını mücadele tarihine yazdıracak Ahmet Kurt’tur.

Aynı oyuncu ekip “Doktor”un yanı sıra “Reşo Ağa” ve “Kaçakçılar” isimli piyesleri de sahneleyecek, sadece Raman sinemasının salonu değil, Batman’ın yaz akşamlarında kenar mahallelerin damları da sahneye dönüşecektir. O yıllarda çoğu kimsenin ağzına bile almaktan korktuğu “Kürdistan sömürgedir”, “Kürt halkı özgür olmalı” ve “Bu halkın kültürü, dili yasaklanamaz”ı böyle oyunlarla anlatan, Kürdistan özgürlük hareketi etrafında toplanan gençlerin oyunları o kadar ilgi toplamıştı ki, yerel gazetelerin ilk sayfalarına haber olacaktır. Lise ve Orta okul öğrencilerini etrafında toplayan, “Lis-Der” adıyla dernek açmalarını sağlayan, onları tiyatro gibi kültürel işlere, hatta okul sonrası ders çalışmalarını sağlayan isim, Kürdistan’ın sömürge olduğunu, bu toprakların özgürlüğünün sosyalist düşünce dünyasında aranması gerektiğini anlatan, örgütleyen isim Mazlum Doğan’dı.

MEYDAN PALAS OTELİ…

Çoğunluğunun lise/üniversite öğrencileri olmaları yüzünden önce “Talebeler”, ardından “Kürdistan devrimcileri”, son olarak da Urfa ovasındaki direnişlerle “Apocular” olarak anılan hareketin öncü kadrolarından Mazlum Doğan’dan önce kısa bir süreliğine Haki Karer Batman’a gitmiş, kısa bir sonra buradan Antep’e gönderilmişti. Rivayet edilir ki Haki Karer, 1976’nın ortalarında Batman’daki misyonunu Mazlum Doğan’a devir ettiğinde, Mahsum Korkmaz’ı kast ederek şöyle demiştir; “Aslında Batman’da bir genç var onu örgütlersen bütün Batman’ı örgütlersin.”

7 yaşındayken kardeşleriyle Kürtçe konuştuğu için Korkmaz kardeşlerin yatılı bölge okulundan atılmalarına, Ortaokul ikinci sınıf öğrencisiyken dünyanın öbür ucundaki halkları anlatıp Kürtlerden hiç söz etmediği için tartıştığı “Tarih-Coğrafya” öğretmenine karşı koyarak “ilk eylemini” yapan, sonraki yıllarda arkadaşlarıyla okuduğu Batman Lisesi’nin bahçesindeki direkten Türk bayrağını indirerek yerine Kürdistan bayrağını çekip arkadaşlarıyla “ulusal gazetelere” manşet olan Mahsum Korkmaz’ı ablası Maşallah Korkmaz, kardeşinin hareketle tanışmasına ilişkin şu anlatımı aslında bu rivayeti teyit ediyor:

“Daha sonra Mazlum Doğan olduğunu bildiğimiz arkadaş bir toplantıdan sonra Batman’a geliyor. Trenden iniyor, istasyonun yakınlarında bulunan Edip Solmaz’ın amcasına ait bir çay evine gidiyor. O dönem Kürtçülükle uğraşan gençlerin burada toplandığını bilen Mazlum Doğan kardeşimi soruyor. Çaycı çocuk da hiç tereddüt etmeden, çayevinin karşısındaki oteli gösteriyor, ‘aha gördüğün bu otel babasının, onu orada bulabilirsin’ diyor. O da hemen soluğu babamın otelinde alıyor, bir süre lobide bekledikten sonra otel çalışanları kardeşime bir misafirin onu sorduğunu söylüyorlar. İkisi hemen oracıkta oturup ateşli bir tartışmaya giriyorlar. Kardeşim heval Egîd ‘Madem ki Kürt örgütüsünüz, neden Kürt değilsin, Kürtçe bilmiyorsun?’ diye soruyor, Mazlum Doğan hemen söze giriyor; ‘Ben Kürdüm ve Kürtçe de biliyorum’. Bu çıkıştan sonra kısa bir suskunluk oluyor, ardından da kardeşim ‘tamam ben de artık sizinleyim’ diyor.”

Yine başka bir rivayete göre Mazlum Doğan’ın hareketin diğer lider kadroları Kemal Pir ve Hayri Durmuş’a “Oldukça yetenekli, girişken ve arzulu bir arkadaş, iyi bir komutan, iyi bir halk önderi olabilir” sözleriyle anlattığı Mahsum Korkmaz, 1956 yılında Silvan’ın Gulazar köyünde dünyaya gelmişti. Silvan’da Kazım Karabekir İlköğretim Okulu’nu bitirdiği yıl ailesi Batman merkeze taşınır. Mahsum Korkmaz Batman Petrol Ortaokulu’na başlarken, baba Şehmuz Korkmaz Meydan Palas otelini devir alır. Babasının yurtseverliğinden olacak ki bu otel dönemin Kürt hareketi üyelerinin uğrak yeridir. Kürt siyasetçi Lütfi Baksi o oteldeki bir anısını, Mahsum Korkmaz’la ilk karşılaşmasını şöyle aktarıyor:

“Yanılmıyorsam 1973 veya 1974 yılı olacaktı, Meydan Palas otelinin lobisinde dışarıdan gelen misafir arkadaşlarla yüksek sesle içinde bolca Kürt ve Kürdistan geçen bir sohbete girmiştik. Aniden omuzuma dokunan 15-16 yaşlarındaki bir genç Kürtçe ‘Amca, siz siz olun bugün burada böyle şeyleri yüksek sesle konuşmayın, bugün burası sivil polis kaynıyor, burası benim babamın oteli ve o işine bakıyor, onun derdi ticaret’ dedi. Sonra öğrendim ki bize bu uyarıya yapan genç meğerse Mahsum Korkmaz’mış, o gün babasının otelinde kalanlar ise senatör seçimlerinde generallikten istifa edip MHP’den aday olan Necati Gültekin ve ekibiydi.”

***

Mahsum Korkmaz ile Mazlum Doğan’ın yolu sadece, 12 Eylül cuntası sonrası Siirt’teki Türk ordusunun askeri tugayında gördüğü ağır işkenceler sonucu yaşamını yitiren babası Şehmuz Korkmaz’ın işlettiği otelde kesişmeyecekti. Mazlum Doğan’ın üç kibrit çöpü bırakarak 21 Mart 1982’de yaşamına son vermesi Amed zindanın vahşetinde direnişi başlatacak, dışardaki hareket de silahlı mücadelenin hazırlıklarına koyulacak, Mahsum Korkmaz 15 Ağustos 1984’te Eruh baskınıyla bu amaçla silahlı mücadele eden birliklerinin komutanı olacak ve 28 Mart 1986’da Gabar’da Türk ordusunun pususunda şehit düşecekti. Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ise Ekim 1986’daki 3. Kongresi’nde Mazlum Doğan ile Mahsum Korkmaz’ın şehadetleri arasındaki 21’den 28 Mart’a uzanan günlere “Kahramanlık Haftası” diyecekti…

Kaynaklar:

– Batman, Raman ve Çağdaş gazetelerinin arşivleri, “Bayrağımızı direkten indirdiler” manşetiyle çıkan 13 Mayıs 1997 günkü Günaydın gazetesi.

– Mahsum Korkmaz ile tiyatro oyunlarında rol alan Kürt siyasetçi Osman Ergin’in anlatımları.

(ANF)

Tags: , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑