Genel

Published on Mayıs 20th, 2021

0

Kaypakkaya Nürnberg’te anıldı!

Ver.di (Hizmet Sendikası)’nin 23.sünü düzenlediği Dr. Banu ile dayanışma eylemini PARTİZAN organize etti. TKP/ML’nin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya’nın anıldığı etkinlikte, Partizan adına Almanca bir konuşma gerçekleştirildi.

Uyarı Nöbetinde Dr. Banu Büyükavcı şahsında Devrimci ve komünistlere yönelik Alman ve Türk devletlerinin baskı politikaları teşhir edildi. Geçtiğimiz günlerde Nürnberg Kürt derneği Medya Volkshaus`a yapılan baskın ve tutuklamalar kınandı.

Alman Devletinin 2015 tutuklama operasyonuyla TKP/ML `ye dönük saldırılarının Alman devletinin anti-komünist reflexinden kaynaklandığı ve ayrıca da faşist türk devletine desteğine dikkat çekildi.
TKP/ML nin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya`nın anıldığı etkinlikte, Partizan adına almanca bir konuşma gerçekleştirildi. 48 yıl önce faşist devletin katlettiği Komünist Önderi anmak için Dr. Banu Büyükavcı`nın yaptığı konuşma sonrası “18 Mayıs`ı Unutmam!” marşı hep bir ağızdan söylendi.
” Kaypakkaya Unsterblich !” Önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya!”, ” Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!” sloganları atıldı.
Müzikal olarak katkı veren Musti`nin seslendirdiği, Partizan Marşı, Cav Bella, Gündoğdu, 6 Mayıs şafağı, Hele Ulaşa Ulaşa, Şu dersimin Dağları marşlarında kitle eşlik etti ve coşkulu geçen Kaypakkaya`yı Anma etkinliği alkış ve sloganlarla sonlandırıldı.
Kalabalık bir kitlenin olduğu etkinliğe Alman demokrat, devrimci kurumları ( MLPD, DKP, Linke Liste, MUT, AA, Rote Hilfe, 8. März Bündnis, ) yanısıra Türkiyeli Göçmen kurumlarından DiDF, AGiF ve Halk Cephesi destek verdi.

AHM- Nürnberg

19 Mai 2021

  • Partizan tarafından bugünkü etkinlikte yapılan konuşmanın tam metni:

Liebe Nürnberger und Nürnbergerinnen, alle einheimischen und migrantischen Arbeiter*innen,

Vertreter*innen demokratischer Organisationen,

Liebe Freund*innen und Genoss*innen,

Heute findet die 23. der Mahnwachen statt, die durch große Mühen von ver.di organisiert und durchgeführt werden. Wir sind als Teil des internationalistischen Solidaritätsbündnisses für Banu unter euch.

Ihr – Nürnberger Demokrat*innen, Forthschrittliche, Gewerkschaften, Parteien, Humanist*innen, Intellektuelle, Akademiker*innen und Revolutionäre unterschiedlichster Couleur – solidarisiert euch mit Dr. Banu Büyükavcı. Diese Veranstaltung und unsere Botschaft, dass Banu nicht alleine ist, wird von einer breiten Öffentlichkeit und von Medien verfolgt und wahrgenommen.

Wir, Partizan Nürnberg, bedanken uns für diese Solidarität und Sensibilität.

Die Aktionen der Kampagne „Banu muss bleiben“ setzen sich den antikommunistischen Reflexen der Bundesrepublik Deutschland und ihrer Repression gegen Revolutionäre, Demokrat*innen und Kommunist*innen entgegen. Diese gemeinsame Forderung und der gemeinsame Kampf unterschiedlichster Kreise ist von größter Bedeutung.

2015 kam es durch die Erlaubnis und Zustimmung der Bundesregierung und des Bundesministeriums für Justiz zu europaweiten Razzien gegen die TKP/ML (Kommunistische Partei der Türkei/Marxistisch-Leninistisch) und zu Festnahmen. Der damalige Justizminister Heiko Maas hat heute den Außenministerposten inne.

Es ist uns bekannt, dass die wirtschaftlichen und militärischen Interessen des deutschen Staates und seine schmutzigen Beziehungen, die die Menschenrechte und das internationale Recht missachten, vom Osmanischen Reich bis heute eine strategische imperiale Politik darstellen.

Aufgrund einer imperialistischen Politik werden dabei der faschistische, barbarische Staat in der Türkei und aktuell die Erdogan-Regierung unterstützt. Es werden ihnen Waffen verkauft. Mit eben diesen Waffen werden blutige Massaker an der kurdischen Nation, dem kurdischen Volk durchgeführt. Als reichten die Unterdrückung und die Gräueltaten innerhalb der Türkei nicht aus, werden wir Zeug*innen der militärischen Aggressionen und der Besatzungspolitik des türkischen Staates in Ländern wie Syrien, Irak, Libyen und Bergkarabach.

Der türkische Staat hat eine blutige Geschichte, die mit dem armenischen Genozid 1915 und einem Nation-Building-Prozess beginnt, der 1914 mit dem Ersten Weltkrieg losgetreten wurde und dem alle Nationen, Minderheiten und Völker in dem Land zum Opfer fielen. Diese Tradition wird leider noch heute fortgesetzt.

Die monistische, rassistische, chauvinistische und faschistische Politik unter dem Motto „ein Staat, eine Fahne, eine Nation“ bildet die gemeinsame nationale Politik des türkischen Staates und der gesamten bürgerlichen herrschenden Klasse.

Alle Kräfte, die sich gegen eben diese unterdrückerische und mörderische Politik der Türkei auflehnen, einen revolutionären Kampf führen und Demokratie fordern, sind mit der Repression, der Folter und den Morden des türkischen Staates konfrontiert. Ibrahim Kaypakkaya, Gründer und Anführer der TKP/ML, wurde vor 48 Jahren nach drei 3 Monaten Folter in Diyarbakir ermordet. Wir gedenken hier in der Person Ibrahim Kaypakkayas all denjenigen, die in der ganzen Welt für Freiheit und gegen Unterdrückung, Ausbeutung, Grenzen und Klassen kämpften und deswegen ermordet wurden.

Das TKP/ML-Verfahren, das die Bundesrepublik Deutschland – dem türkischen Staat zur Hilfe herbeieilend – mit einem „Terrorismus“-Vorwurf einleitete, wurde nicht eröffnet, weil die die TKP/ML eine terroristische Vereinigung ist, sondern weil sie das wahre Wesen des türkischen Staates vor dem Volk und der Weltöffentlichkeit enthüllt, den gemeinsamen Kampf der Unterdrückten organisiert und für eine neue Ordnung, die Volksmacht und den Sozialismus, kämpft. Man versucht die TKP/ML auf billigste Art und Weise auf die Terrorliste zu setzen und ihre revolutionären Aktivitäten zu unterbinden.

Der revolutionäre Kampf ist legitim und überall ein Recht. Er kann und darf nicht verhindert werden.

Die Repression und die Festnahmen aufgrund § 129b, mit denen die Bundesrepublik den türkischen Staat unterstützt, sind von politischer Natur. Sie stellen eine Unterstützung des faschistischen türkischen Staates und heute des Erdogan-Regimes dar. Diese Unterstützung und die Repression gegen Revolutionäre, Demokrat*innen und Kommunist*innen müssen ein Ende finden.

Wir verurteilen die jüngsten Razzien und Festnahmen, die sich gegen den kurdischen Verein in Nürnberg, das Medya-Volkshaus, richten. Die Kriminalisierung des kurdischen Volkes und der Menschen, die revolutionäre Aktivitäten durchführen, muss beendet werden.

Die Botschaft der trotz der Pandemie stattfindenden Solidaritätsaktionen für Dr. Banu Büyükavci

an das Bayerische Innenministerium, die Stadt Nürnberg und das Ausländeramt Nürnberg ist eindeutig und von größter Bedeutung. Die Forderungen, die durch diese Botschaft geäußert werden, müssen erfüllt werden.

Die Repression gegen Dr. Banu Büyükavci und die Versuche, sie auszuweisen und ihrer Rechte zu berauben, müssen sofort beendet werden.

Wir gedenken unserem Genossen Ibrahim Kaypakkaya, dem Gründer der TKP/ML, der am 18. Mai 1973 in Diyarbakir durch Folter ermordet wurde. Er lebt in unserem Kampf weiter!

Die Anschuldigungen und Verbotsversuche gegen Revolutionäre und Kommunist*innen und gegen die TKP/ML müssen sofort beendet werden!

Die Zusammenarbeit mit dem faschistischen Staat, der das Volk der Türkei aller Nationalitäten unterdrückt, und die auf den Wunsch des türkischen Staates hin erfolgende Verfolgung müssen ein Ende finden!

Freiheit für alle politischen Gefangenen!

Die Beziehungen mit dem türkischen Staat, die der Ausbeutung und den Interessen des imperialistischen Kapitals dienen, müssen beendet werden!

Hoch die internationale Solidarität!

Partizan Nürnberg

  1. Mai 2021

_____________________________________________________________________________________________

Nürnberg kentinin duyarlı tüm insanları, Yerli ve Göçmenler tüm emekçiler,

Demokratik kurum temsilcileri,

Sevgili Arkadaşlar, Yoldaşlar,

Bugün Ver.di sendikasının gayreti ve organizeleriyle başarılı şekilde devam eden ve bugün gerçekleştirdiğimiz Mahnwache 23. Etkinlik.” Banu ile dayanışma Platformunun bir bileşeni olarak bizlerde bu Mahnwache`lerde sizinle birlikteyiz.

Sizler ve Nürnberg`in demokrat ilerici, sendika, parti, hümanist, aydın, akademisyen ve devrimci kesimlerden oluşan ve çok çeşitli yelpazeden insanlar olarak Dr. Banu yoldaşa sahip çıkıyorsunuz!

Bu faaliyetimiz ve Dr. Banu yalnız değildir ! mesajımız çok geniş bir kamuoyu ve medya tarafından izleniyor, takip ediliyor.

Bu dayanışma ve duyarlılık için Partizan Nürnberg olarak hepinize teşekür ediyoruz.

Burada yapılan ve Banu Kalmalıdır! , eylemleri ve etkinlikleri ile Alman devletinin devrimci, demokrat ve komünist insanlara yönelik baskısına, hak gasbina ve anti komünist reflexine karşı çıkıyor ve kınıyor. Her kesimden yükselen ve ortaklaşan bu talep ve birlikte mücadele çok değerli.

2015 yılında Alman Hükümetinin adalet Bakanlığının izni ve onayı ile TKP/ML ( Türkiye Komünist Partisi Marksist- Leninist)`e karşı avrupa çapında yapılan tutuklama operasyonları yapıldı. O zamanın SPD `li adalet bakanı Sayın Heiko Maas bugün Alman hükümetinin Dış işleri Bakanı.

Alman devletinin, ekonomik, askeri çıkarları, insan hakkı ve hukuk gözetmeyen kirli çıkar ilişkileriin stratejik emperyal politikalar olduğunu osmanlıdan bu güne tarihsel olarak biliyoruz.

Emperyalist politiklar sonucu Türkiye`deki faşist, barbar devlete, bugünkü Erdoğan iktidarına destek veriliyor. Silah satılıyor. Satılan o silaharla Kürt Ulusuna ve halkına karşı kanlı katliamlar yapılıyor ve operasyonlar düzenleniyor. Türkiye içindeki baskı ve zulüm yetmiyor birde,Türk devletinin Suriye, Irak ve Libya , Karabağ gibi ülke ve coğrafyalara askeri saldırganlığı işgal politiklarının olduğuna tanıklık ediyoruz.

Türk devleti 1915 Ermeni soykırımıyla başlayan ve 1914, 1. Dünya savaşı süreciyle başlayan ulus yaratma , Türk ulusu yaratma ve inşa etme sürecinde o coğrafya da yaşayan tüm ulus, azınlık ve halklara karşı zulüm yapan, katleden hemde milyonlarcasını katleden kanlı bir devlet geçmişi vardır ve bu gelenek ne yazıkki bugünde devam etmektedir.

Tekçi, tek devlet, tek bayrak, tek millet şeklinde özetlenen ırkçı, şoven faşist politika Türk devletinin ve tüm burjuva egemen sınıflarının ortak milli politikasıdır.

İşte Türkiyenin bu ezen katliamcı faşist politiklarına karşı çıkan, devrimci mücadele yürüten, demokrasi isteyen bütün güçler devletin baskısına, işkencesine ve katliamlarına mağruz kalıyorlar. TKP/ML `nin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya da işte yine 48 yıl önce, 3 ay işkence edilerek, Diyarbakır`da katledilmiş bir komünist yol göstericidir. Buradan, tüm dünya da özgürlük olsun, baskı sömürü sınır, sınıf olmasın diyerek mücadele edenleri ve bu mücadele içerisinde katledilenleri Kaypakkaya şahsında andığımızı belirtmek isteriz.

Alman Devletinin , Türk devletine yardım ederek „ sözde „ Terör“ suçlamasıyla açtığı TKP/ML davası, TKP/ML terörist olduğu için değil, TKP/ML halka ve dünya kamuoyuna Türk devletinin gerçek niteliğini anlattığı ve ezilenlerin mücadelesini örgütleyerek yeni bir düzen ve Halk iktidarı, sosyalizm mücadelesi yürüttüğü için , ucuz biçimde TKP/ML „ terör“ listesine alınmak istenmekte ve devrimci çalışmaları engellenmek istenmektedir.

Devrimci Mücadele meşrudur ve her yerde haktır. Engellenemez!

Alman hükümetinin Türk devletine destek amaçlı sürdürdüğü 129 b maddesi ne dayanan baskı ve tutuklamaları siyasidir. Faşist Türk devletine ve onun başındaki bugünkü Erdoğan rejimine verilen bir destektir. Bu desteğe son verilmeli ve Devrimcilere, demokratlara, komünistlere yönelik baskılara son verilmelidir.

Geçtiğimiz günlerde yine Nürnberg`de Kürt derneği Medya Halkevine yönelil baskın ve tutuklamaları kınıyoruz. Kürt halkının ve devrimci faliyet yürüten insanların kriminalize edilmesi son bulmalıdır.

Pandemi sürecine rağmen, Dr. Banu şahsında yapılan dayanışma eylemleri ve etkinliklerinin, Bavyera içişleri bakanlığına, Nürnberg Belediyesine ve Nürnberg Yabancılar dairesine verdiği mesaj çok net ve anlamıdır. Bu mesajın istek ve talepleri yerine getirilmelidir.

Dr. Banu ya yönelik sınır dışı ve haklarını gasp etme girişimlerine ve baskılara derhal son verilmelidir.

Sözlerimizi sonlarken;

18 Mayıs 1973 de Diyarbakır`da işkence edilerek katledilen TKP/ML nin kurucusu İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anıyoruz. Mücadelemizde yaşatacağız !

Devrimci ve komünistlere, TKP/ML ye yönelik suçlama ve yasaklama girişimlerine son verilmelidir !

İşkenceci, katliamcı politiklarala her milliyetten Türkiye halkına zul eden faşist Devlet ile işbirliğine son verilmeli, Türk devletinin talebiyle yapılan , takibat ve tututuklamalar son bulmalıdır !

Politik tutsaklar serbest bırakılmalıdır.

Emperyalist sermayenin sömürü ve kanlı çıkarları için, ilişki sürdürdüğü Türk Devletiyle olan ilişkiler sonlandırılmalıdır !

Yaşasın Enternasyonal dayanışma !

Partizan Nürnberg

19 Mayis 2021


AHM

Tags: , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑