Kadın

Published on Nisan 11th, 2020

0

Kadınlar cezasızlık düşüncesiyle artık başvurmuyor

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Birsen Baş Topaloğlu, “İnfaz yasası geçmeden etki yaratmaya başladı. Kadınlar cezasızlık düşüncesiyle artık başvurmuyor” dedi. 

Salgın sürecinde kadına yönelik şiddet artsa da, şikayet başvurularında düşüş yaşandığını söyleyen İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Birsen Baş Topaloğlu, “İnfaz yasası geçmeden etki yaratmaya başladı. Kadınlar cezasızlık düşüncesiyle artık başvurmuyor” dedi.

Türkiye’de giderek yayılan koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle çağrıları yapılan “Evde kal”  önlemi, kadına yönelik şiddete dönüştü. Kadın örgütlerinin ihbar hatlarına yansıyan verilere göre, kadına yönelik şiddet bu dönemde artış gösterdi. Salgın sürecinde İstanbul özelinde kadına yönelik artan şiddeti ve hukuki boyutlarını İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Avukat Birsen Baş Topaloğlu Mezopotamya Ajansı’ndan Semra Turan’a değerlendirdi.

Başvuru mekanizmaları yetersiz

Salgınla birlikte kadına yönelik her türlü şiddetin arttığını dile getiren Topaloğlu, buna rağmen kadınların başvurabileceği mevcut mekanizmaların yetersiz olduğunu, birçok kadının ise hukuki haklarından yararlanamadığını ifade etti.

Karantinadan sonra korkunç patlama olacak

İstanbul Adli Yardım Merkezi’ne 9 Mart ile 9 Nisan tarihleri arasında gelen başvuruların önceki aylara oranla yarı yarıya düştüğünü belirten Topaloğlu, “Bu düşüş şiddetin azaldığını göstermiyor. Bu durum kadınların ulaşamadığı, ne yapacağını bilemediğinin göstergesidir. Karantina bittiğinde korkunç bir patlama olacak. Bu durumda adliye ve baroların kapalı olması da etkili oldu. Salgından kaynaklı hukuki prosedürün de durduğu ve karantina altında olduğu algısı hakim” dedi. Topaloğlu, bu nedenle bir an önce acil tedbir önlemlerinin alınması gerektiğini kaydetti.

Kadınlar ulaşamıyor

Şiddet gören kadınların hukuki haklarından yararlanmaları için salgın sürecinde acil olarak şiddete karşı bir merkezi yerin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Topaloğlu, Her ilde bir ŞÖNİM var ama ne yazık ki onlar da yetersiz kalıyor. İstanbul için bir avukat birimi oluşturduk. Ancak İstanbul gibi en çok şiddet vakasının yaşandığı, genellikle çoğunun gizli kaldığı bir metropolde bu birim de yetersiz kalıyor. Çünkü hala kadınlar bize ulaşamıyor. Bu nedenle İstanbul’da kadına yönelik şiddeti önleyen ve hukuki haklarından faydalanan bir merkezin oluşturulması zorunludur” diye konuştu.

Kriz merkezleri oluşturulmalı

Topaloğlu’nun bu noktada işaret ettiği örnek ise, İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alan Tecavüz Kriz Merkezleri. Bu salgın sürecinde de böylesi merkezlerin oluşturulması gerektiğini söyleyen Topaloğlu, “Oluşturulacak merkezi yerlerde kadınlar daha rahat olabilir. Burada kadınların ifadesi, muayene, psikojik desteği sağlanır. Bu anlamda TV’ler kadınların başvurabileceği yerleri kamu spotları şeklinde vermeli” önerilerinde bulundu.

Cezasızlık düşüncesi suçları artıracak

Topaloğlu, şiddete maruz kalan kadınların Meclis’te görüşülen infaz yasasından kaynaklı da şikayet başvurusunda bulunmak istemediklerini ifade etti. Topaloğlu, nedenini ise şöyle açıkladı: “İnfaz yasasıyla kadınlar yapacakları şikayet ve başvurunun bir sonuç getirmeyeceği düşüncesindeler. İnfaz yasasının hayata geçirilmesiyle cezasızlık işleyecek. Cezasızlık düşüncesi de her türlü suça yönelik bir artışı sağlayacak. İnfaz yasası henüz hayata geçmeden etki yaratmaya başladı. Af düşüncesi yıllardır gündemde. Devlet bu algıyı toplumda oluşturdu. Şimdi de kemikleştiriyor.”

‘Hukuki destek sağlayabiliriz’
Her şeye rağmen şiddete maruz kalan kadınların hukuki haklarından yararlanması için Baro ve Adli Yardım Merkez’lerine başvurmalarını isteyen Topaloğlu, “Gelen başvurular sonucunda hukuki destek sağlayabiliyoruz. Bu konuda kadınlar baro ve adli yardım merkezlerini aramaktan çekinmesinler” dedi.

(yeni özgür politika)

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑