Makaleler

Published on Ağustos 22nd, 2022

0

İzhar Ölmez’in yaşam öyküsü | Mustafa Kumanova


Sevgili İzharımız 10 Nisan 1954’te Hatay’ın Altınözü ilçesinde hayata gözlerini açtı. Büyük bir ailenin içine ‘merhaba’ dediğinde iki abla ve bir abisi ile büyümeye başladıktan sonra bir kız ve iki erkek kardeşi daha aileye katılmıştı.

İlkokulu ve orta okulu Altınözü’nde okudu. İzhar ablalarının öğretmen olmasından dolayı öğretmen olmak istiyordu. Onun özlemi konservatuara gidip müzik öğretmeni olmaktı. Bu isteğini anne ve babasının ‘sen yanımızda kal, memur ol, aileye yardımcı ol’ dedikleri için gerçekleştiremedi ve posta-santral memuru olarak işe başladı.

Ama müzikle ilişkisini her daim sevgiyle yaşattı, türkülere kendi sesiyle yorum katarak, arkadaş ortamlarında sesinin hakkını vererek ruhumuza can katıyordu.

1970 yılında çok sevdiği ‘İbom’ diye seslendiği yaşam arkadaşı, yoldaşı, dostu İbrahim Hoca ile tanıştı. Ve ayrı gayrı kalmıyalım diye de 1971 yılında evlendiler. Bu evlilikte Okan, Ulaş Devrim ve Veysel Güneş ile yollarına devam ettiler.

Dönemin acımasız koşullarından dolayı, İbrahim Hoca’nın sürülmesi sonrası Adana’ya yerleştiler. Bu dönem İzhar’ın Devrimci Yol’cularla tanışma dönemi oldu. (Behçet, Veli Eskili, Ayşegüller). Eşine ‘İbrahim, ben bu devrimcileri çok sevdim’ diyerek, kendi arzusu ile komüne katıldı. Polisler tarafından fark edildiğini öğrenince işinden ayrılmak zorunda kaldı. Behçet ve Ayşegül’le aynı evi gelin-görümce olarak paylaştı. Gelen günlerde Erdal, Soner ve Gönül İlhan, Cemile ve İskender ve daha nice devrimciyle tanıştı. O günlerde Cemile arkadaşımız çalışıyordu, Devrim adlı kızına 1 ay İzhar’ımız bakmıştı. Bu zaman diliminde Devrim İzhar’a ‘benim annem’ demeye başlamıştı da tekrar annesine alıştırmamız zaman almıştı.

Devrimci mücadele yükseldikçe sıkıyönetim güçleri de baskıyı artırıyordu.Bu dönem içinde sevgili İzhar ve İbrahim Hoca çocuklarını İzhar’ın deyimiyle ‘İbo’sunun köyüne göndermek zorunda kalmışlardı. Çocukları orada okula başlayınca İzhar’a düzenli köy ziyaretleri düşmüştü. Çocuklarını görüyor, hasret gideriyor ve tekrar Adana’ya dönüyordu.

Zaman izlerini hayatın içine bırakırken herkesin, hepimizin bildiği 12 Eylül’le yeni bir dönem başladı.

Sevgili İzhar, ‘kader arkadaşları ile birlikte eşlerini cezaevlerinde ziyarete başladı. Bu süreçte ‘arkadaşlarım benimle hep dayanışma içindeydiler’ derdi.

1986 yılında İbo’su Almanya’ya gelince kendisi de çocukları ile birlikte 1989 yılında Almanya’ya hayat arkadaşının yanına geldi.

İzhar Almanya’ya geldiğinde de mücadeleden geri kalmadı. Çeşitli protesto eylemlerine katılmayı, anma gecelerine gitmeyi, 1989 dan 2020’ye kadar tüm 1 Mayıs’lara ‘bizim bayramımız’ deyip katılmayı ihmal etmiyordu. 1 Mayıs İşçi Bayramı onun vazgeçilmezi idi.

İzhar, Türkiye’deki ailesini, dostlarını, O’nun gelmesini bekleyen çocukları hiç ihmal etmedi. Onların hasretini yüreğinde hissederek, aylar öncesinden alışveriş telaşına kapılır, sevinç dolu günlerin gelmesini iple çekerdi.

İzhar’ımız son iki yılını da yakalandığı kanser hastalığı ile mücadele ederek geçirdi. Son 10 ay içerisinde 7 ameliyat ve 4 ay yoğun bakımda hastalığa inatla direndi, direndi, direndi….

Ve tam atlattı denilen bir zamanda, bizleri sevindirmeye ve umudu üzmemeye çalışırken, bir 11 Ağustos günü saat 04.20 de bizlere hoşcakalın dedi..

Lakin bizler, İzhar’ımızı, sevgili eşimi, annemizi, babaannemizi, yoldaşımızı, arkadaşımızı, dostumuzu, ablamızı uğurlarken; onun bize bıraktığı anıları da yanımıza alarak bugün burada O’na: Senin sesini, sevgini, ikram sofralarını, sevecenliğini, bize verdiğin emeklerini, şefkatini, yanlızlıklarımızı örtmeni, sevginle sarıp sarmalamanı unutmayacağız diyoruz..

Seni toprak ananın kucağına, sonsuz uykuna uğurlarken;

İyiki vardın, varsın ve var olmaya devam edeceksin Sevgili İZHAR….

Uğurlar ola…


İzhar Ölmezin yaşam öyküsü  (Kaynak: İbrahim Ölmez)


Mustafa Kumanova – 22.08.2022

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑