Kültür-Sanat

Published on Mayıs 13th, 2020

0

İnternetten dışlanan diller

Whose knowledge? (Kimin bilgisi?) kampanyasının verilerine göre dünyada 7000’e yakın dil ve lehçe olmasına rağmen internette yayınlanan içeriklerde bunların yalnızca %7’si kullanılıyor.

Bugün interneti İngilizce ve bir avuç başka dil domine ediyor ve bu, yerli kültürlerinin kendilerine çevrimiçi yer bulamadığı anlamına geliyor. Şimdi kendi dillerini internete taşıma mücadelesi veriyorlar.

Favori sosyal medya platformunuzun, Türkçe gönderi paylaşmanıza izin vermediğini düşünün. Şimdi de kendi dilinizdeki sözcükleri yazma imkanınız olmayan bir klavye düşünün. İki seçeneğiniz vardır: Başka bir dile geçmek ya da dijital sessizlik.

Yerli dillerini ve lehçelerini konuşan çoğu insanın gerçekliği bu.

Marjinalleştirilmiş toplulukların bilgisini çevrimiçi görünür kılmayı amaçlayan Whose knowledge? (Kimin bilgisi?) kampanyasının verilerine göre, dünyada 7000’e yakın dil ve lehçe olmasına rağmen internette yayınlanan içeriklerde bunların yalnızca %7’si kullanılıyor.

Facebook, onu en çok dilli çevrimiçi platform haline getirecek şekilde 111 dil desteklerken, UNESCO tarafından 2008’de yayınlanan bir araştırma, internetin web sayfası dillerinin %98’inin sadece 12 dilden oluştuğunu ve bunların yarısından çoğunun da İngilizce olduğunu bulmuş. Bu, çevrimiçi dil çeşitliliğini bir avuç dille sınırlandırıyor ve internetin dışlanan dillerinden birini konuşanlar için durumu zorlaştırıyor.

Dilim neden internette yok?

Guatemala’nın Kaqchikel Maya topluluğunda, yerli dilini konuşan yarım milyondan fazla insan var. Miguel Ángel Oxlaj Kumez de bu topluluğun bir parçası ve 2019’da düzenlenen ilk Latin Amerika İnternetin Yerli Dilleri Festivali’nin örgütleyicilerinden biri.

“İnternete girdiğimde, içeriğin %90’ından fazlasının İngilizce, geri kalanın İspanyolca ve diğer dillerde olduğunu görüyorum” diyor. “Bu yüzden başka bir dile geçmem ve kendi dilimi feda etmem gerekiyor.”

“Benim dilimi zayıflatan bir şey bu çünkü internette olmadığı için geçerli de olmamaya başlıyor, sonra da işlevini yitiriyor, o zaman neden o dili öğrenmeye devam edelim ki? İnternete girdiğimde veya televizyonu açtığımda onu bulamayacaksam, neden çocuklarıma öğreteyim?”

Oxlaj Kumez, bir grup aktivistler birlikte Vikipedi’nin Kaqchikel Maya dilinde bir versiyonunun yanı sıra, Mozilla Firefox web tarayıcısının tercüme edilmiş bir versiyonunu hazırlamak için çalışıyor. Hayali, “kendi dilimde bir dijital hayata sahip olmak ve başka bir dile geçmek istediğimde, bunu kendi tercihim olarak yapmak.”

Bu hayali kuran tek insan o değil. 2003’te, UNESCO, internette çokdilliliğin kullanımını teşvik eden bir tavsiye yayınladı. O zamandan beri, örgüt yerli dillerine özel bir vurguyla, internette evrenselliği destekliyor.

Klavyeler hakim diller için üretilmiş

Birinci sorun ve muhtemelen de en zorlu olanı, erişim imkanı. İnternet Dünya İstatistiklerine göre, dünya nüfusunun yalnızca %58’i çevrimiçi altyapıya erişim sahibi. Ve siber nüfusun %76’sı Afrika, Asya, Ortadoğu, Latin Amerika ve Karayipler’de yaşıyor. Dünyanın bu bölgelerinde, internet içeriğinin çoğunluğu başka yerlerden geliyor.

Örneğin Vikipedi… Vikipedi maddelerinin %80’inden fazlası Avrupa ve Kuzey Amerika’dan doldurulmuş. Benzer bir şey, internetin üst seviye etki alanlarının (aynı bölgelerden gelen .com’dan .org’a kadar) %75’i için de geçerli.

Klavyeler yerli dillerinde yazıma uygun üretilmiyor ve ben kendi dilimde yazmaya çalışırken, otomatik düzeltme yazdıklarımı düzeltip duruyor. Miguel Ángel Oxlaj Kumez, “Bir sürü sıkıntı var ve teknik sıkıntılar sadece bir tanesi” diyor Oxlaj Kumez. “Klavyeler hakim diller için üretilmiş. Yerli dillerinde yazıma uygun değiller ve platformlar İspanyolca veya İngilizce ya da diğer hakim dillerde olduğundan, kendi dilimde yazmaya çalıştığımda otomatik düzeltme özelliği yazdıklarımı sürekli değiştirip duruyor.”

Bu dilsel bölünmüşlüğün farklı seviyeleri var. Klavyeler gibi donanımlardan, programlama dillerine, web sitesi etki alanlarından uygulamalara ve sosyal medya platformlarına kadar, farklı alfabelerin eksikliği, neredeyse tüm yerli dillerini çevrimiçi iletişimin parçası olmaktan alıkoyan birçok uçurumdan ilki oluyor.

Victoria Aguilar açısından ise ana sorun, toplumların çevrimdışı mevcut aynı yapısal toplumsal eşitsizlikleri artık internete de taşıyor olması.

“Yerelleştirme ve teknolojiyi kendi gereksinimlerimize uyarlama konusunda epeyce çalışmamız lazım” diyor. “İnternet harika bir iletişim kanalı ama bir yandan da gerçek yaşamdaki eşitsizlikleri yansıtıyor. Bazı yazı biçimlerinin ihmal ediliş şekli, internette serbestçe yazamıyor olduğumuz gerçeğini etkiliyor. Bize bu süreci hızlandırmamıza imkan sağlayacak teknolojiler gerek.”

İnternet ve azınlık dillerinin yok oluşu

Aguilar, ana dili olarak Mixteco dilini konuşuyor ve Meksika’nın Ulusal Üniversitesi’nde bir dilbilim öğrencisi. Bir tasarımcının yardımıyla, çevrimiçi kendi dilinde doğru imla ile yazmasını sağlayacak yeni bir yazma arayüzü oluşturuyor.

Çalışmaları sırasında, dijital yurttaşlığın iki yüze sahip bir etkisi olduğunu görmüş. Bir tarafta, Birinci Ulus topluluklarını görünür kılıyor ama öte tarafta, internetin yaygınlaşması, azınlık dillerinin yok oluşunu hızlandırma riskine sahip.

“Teknoloji konusunda elimizi çabuk tutmazsak, bizim aleyhimize işlemeye başlayabilir çünkü bizi Meksika örneğinde İspanyol dilinde bir homojenleşmeye doğru sürükleyebilir” diyor. “Bu diller için kilit önemde bir moment çünkü bir internet patlaması var ve giderek daha çok insan internete erişiyor.”

Bazı bölgelerde, işler gelişme gösteriyor. Evrensel kod endüstri standardı, karakterleri, alfabeleri, sayıları ve hatta emojileri yazıya dönüştüren bir bilişim standardı. Örneğin Latince, onlarca ve hatta yüzlerce dil için işe yarayan bir yazı ama bazı yazılar yalnızca tek bir dil için kullanılıyor. 2020 itibariyle, Evrensel kod 154 yazıyı destekliyor.

Uluslararası Etki Alanı Adları (IDN), bu zorlukla etki alanı adı perspektifinden mücadele ediyor. Sarmad Hussain, İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu (ICANN) içinde uygulama çalışması yürütüyor.

Bu diller için kilit önemde bir moment çünkü bir internet patlaması var ve giderek daha çok insan internete erişmeye başlıyor – Victoria Aguilar

“Etki alanı adları sistemi, Bilgi Değişimi için Amerikan Standart Kodu’na (ASCII) dayanmaktadır, dolayısıyla, etki alanı adlarının, bizim ‘harf, rakam, tire şeması’ dediğimiz karakterlerle, yani A’dan Z’ye harfler, 0’dan 9’a rakamlar ve tire ile sınırlı olması anlamına gelir. Dolayısıyla etki alanı adları geliştirmek için yalnızca bunları kullanabiliyorsunuz,” diyor Hussain.

“İnternet ASCII karakter setini kullanmayan ülkelere genişledikçe, topluluk en sonunda, dünyanın dört bir yanından tüm diğer dilleri ve yazıları desteklemek için bu etki alanı adı sistemini genişletme ihtiyacı duymaya başladı.”v

152 dil etkinleştirildi

2003’ten bu yana, IDN projesi 152 dili etkinleştirdi, bunlardan 75’i Çince, Japonca ve Korece (CJK) yazılar ve 22 Arapça yazılar. Şimdi 9 milyondan fazla tescilli IDN var ve bunların tüm etki alanlarının %2,5’i ediyor.

İnternet erişimi genişlerken etki alanı adlarını yeni dillere açmak, halihazırda çevrimiçi popülasyonlarda ve ürettikleri içerik üzerinde bir etki sağladı. Avrupa Ulusal Üst Düzey Etki Alanı Tescilleri Konseyi ve Oxford Enformasyon Laboratuvarları tarafından yürütülen bir çalışmanın bulguları, “ülke ve bölge TLD’lerinin (üst düzey etki alanları), yerel dillerin çevrimiçi mevcudiyetini güçlendirdiğini ve etki alanı adı sektöründe dünya genelinde bulunandan daha az İngilizce dili seviyeleri gösterdiğini gösteriyor.”

Bazı yerli grupları, kendi dillerinin hakkettiği tanınmayı kazanması için kararlı bir mücadele yürütürken, bunların çevrimiçi mevcudiyeti halen marjinal kalıyor.

Wikimedia topluluğu da Vikipedi’yi daha yüksek çeşitliliğe sahip ve daha çokdilli hale getirme mücadelesini benimsemiş durumda. Aralık 2019 itibariyle, işbirliğine dayalı ansiklopedi 307 dilde madde yayınladı.

Zorlukları bir fırsat olarak görüyoruz

Yerli kültürlerinde daha fazla insan internete eriştikçe, burada kullanamadıkları kendi dilleri daha alakasız hale geliyor.

Wikimedia tarafından fonlanan bir platform olan ve sözel dilleri kayda geçiren Lingua Libre gibi projeler burada devreye giriyor. Wikimedia Fransa tarafından toplanan arşiv, Ağustos 2018’de açıldı ve halihazırda, aksi halde sonsuza dek kaybolacak olan 43 dilde 100.000’den fazla kayıt içeriyor.

Miguel Ángel Oxlaj Kumez, önlerindeki zorlukların farkında olsa da cesareti kırılmıyor. “Bu zorlukları bir fırsat olarak görüyoruz” diyor. “Atölyelerde, ‘İnternette kendi dilimizi görmek neden önemli?’ sorusunu sordum. Bir aktivistin cevabı şu oldu: ‘İnternette niye benim yerli dilim olmasın ki?’”

Şu anda, diğer çevrimiçi yerli aktivistlerle birlikte Vikipedi’nin, WhatsApp’ın ve Duolingo’nun Kaqchikel Maya versiyonunu oluşturmaya çalışıyor. “Beş yıl önce internette kendi dilimi hayal edemiyordum ve şu an insanlar hala bunun olası olduğunu düşünemiyor.”

Bu arada, yerli dillerini konuşanların, kendi dillerini internete taşımak için mücadele veren büyüyen bir ağa sahip olduğu için memnun.

“Artık her şey bu aktivistlerin kurduğu ağa kalmış,” diyor. “Hepimizin gerçekleştirecek bir hayali var.”


MIGUEL TRANCOZO TREVINO

(Yeni Özgür Politika)

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑