Makaleler

Published on Nisan 27th, 2022

0

İktidar bozuyor | Mustafa Kumanova


Rusya’nın Ukrayna müdahalesi gerekçe gösteriliyor. Ekonomi Bakanı olan, Yeşiller partisinden Annalena  Baerbock bu politikalarda öncü bir rol alıyor. Ya da meşhur Syriza gibi… Ve böylece ele geçen fırsatlar sadece heba olmuyor, onarılamaz hayal kırıklığı yaratarak genel olarak Sol’un altına dinamit döşüyor.

İktidarda olma fırsatını yakalayan solcu/ilerici bir partinin temel ilkesi/görevi ne olmalıdır? Daha özgür ve daha adil yaşanılabilir bir dünyanın inşa edilmesine katkı sunmak, değil mi? Oysa tam tersi oluyor. İktidara gelen anında bozuluyor. Sosyal adaletten yana olması gereken sosyal demokratların Hartz IV reformları gibi(işsizleri düşük ücretli vasıfsız işlerde çalıştırıp kendilerini geliştirme becerilerini çürüterek işyerinde gücü emekten sermayeye aktaran devlet destekli sistemin yıkıcı gücü düşünüldüğünde sosyal demokratların yarattığı büyük bir hayal kırıklığıdır). Ya da şu anda Yeşiller’in meyletmeye başladığı kendi tabiatına aykırı kimi söylemler ve eylemler gibi… (Almanya’da iktidarın ortağı olan Yeşiller’de Alman politikasında bir dönüm noktası düzeyinde gelişmeler yaşandı. İkinci Dünya savaşı sonrasında pasifist politikalar izleyen Almanya, savaş ve ordu stratejisini değiştirdi. Silahlanmadan silah sevkiyatına, enerjiden bütçe politikalarına kadar değişime gidecek. Rusya’nın Ukrayna müdahalesi gerekçe gösteriliyor. Ekonomi Bakanı olan, Yeşiller partisinden Annalena  Baerbock bu politikalarda öncü bir rol alıyor). Ya da meşhur Syriza gibi… Ve böylece ele geçen fırsatlar sadece heba olmuyor, onarılamaz hayal kırıklığı yaratarak genel olarak Sol’un altına dinamit döşüyor.

Tarih, benzer olaylar karşısında farklı tekerrür etse de ve farklı tepkiler verse de tek bir eylem biçimi hangi ideolojiye, hangi inanca ya da hangi amaca sahip olunursa olunsun insanın davranışında hiçbir sekteye ve değişime uğramadan aynı şekilde tarihin her aşamasında ve anında, hatta her devrim sonrasında dahi, insanlığın acıları ve gözyaşları üzerinden tekerrür ediyor. İktidarı ve gücü eline geçirir geçirmez insanoğlu bozuluyor ve en başından inandığı ideolojiye ve idealleştirdiği amaçlara ihanet ediyor. Güç zehirlenmesine uğruyor. Sonrasında gelen ise sınırsız sömürme, kargaşa, yıkım, yağmalama ve savaşlar oluyor.

Aydınlanmanın ışığında yeni ortaya çıkan ve serbestçe düşünebilmenin sınırsız özgürlüğünde ideolojisinin çıkış noktası olan “Kardeşlik, Eşitlik ve Özgürlük” şiarıyla işçi ve köylülere yaslanarak devrimden devrime koşan burjuva sınıfı, iktidarı ele geçirir geçirmez bozulmaya başladı. Ve onunla birlikte sömürüye ve sömürmeye dayandırmak zorunda olduğu ideolojisi de bozulmaya başladı. Biçimsel demokrasi sömürünün üstünü örttü ve kapitalizmin hizmetinde sözde bireysel özgürlükler inşa edildi. Oysa gizli bir şekilde gösterilmeden inşa edilen seçkinler sınıfının egemenliği oldu. Gözleri boyamak, bozulmanın ve bozukluğun üzerini örtmek için de yeni yaratılan bir doz milliyetçilik hapı yutturulup, yeni siyasi kimlikler ve beraberinde sınıf kimliklerinin çatışmasını gölgeleyecek ve engelleyecek olan milliyetçi kimlik ve kültür ve medeniyet çatışmaları yaratıldı. Her daim egemen sınıfın kitleleri en kolay kandırabilmesinin ve saf ve boş beyinlere zehrini en erken yaşlarda zerk edebilmesinin bir ifade aracı olan tarih anlatımı, zalimliğin ve gaddarlığın baş köşede olduğu toplumda yaratılan kimliklerin duyguları okşayıcı, gurur veren, olmamış ama oldurulmuş kahramanlık mitleriyle birlikte, çoğunluğun baskıcı ve zorlayıcı davranışlarla azınlığın sesini kesmesine ve bu seslerin çığlıklara ve de çığlıklardan başkaldırılara dönme ihtimali olduğunda acımasız bir şiddet ve barbarlıkla bastırılmasına haklılık kazandırmak ve bütün bu kimlik saplantılı, paranoyak ve şiddet içeren ama adına milliyetçilik, mezhepçilik, ümmetçilik, etnikçilik denilen ayrıştırıcı ve yıkıcı eğilim ve tutumları hukuksal ve toplumsal vicdan zemininde meşru kılmak adına işlev gördü. Ve böylece en başından insanı ve insanlığı bozan kapitalizm modernleştikçe yarattığı sınıfın korkuları, endişeleri, bunalımları sonrasında kat be kat daha fazla insanı ve insanlığı bozmaya devam etti ve devam ediyor.

Diğer taraftan, “Marxizm” görüntüsü altında uygulamaya konulan, sözde işçilerin özgürlüğü ve eşitliği üzerinde yükselen ve işçileri gerçek demokrasiye kavuşturduğunu sanan ancak bu sefer de biçimsel(hukuksal) demokrasiyi ellerinden alan reel sosyalizm de gücün etkisindeki insanın(bir grup insanın) gücü eline geçirmesinden sonra bozuldu. Kapitalizmin ideolojik kavramlarından ve onun yarattığı üst-yapı kurumlarının dogma ya da öğretilerinin karabasanından bir türlü kurtulamayan, sadece kurtulmuş gibi davranmaya çalışan reel sosyalizm, aynı burjuva toplumunda olduğu gibi sömürüye dayanan bozulmuş bir seçkinler sınıfı otoritesini, güya haklarını ve geleceklerini kapitalizmin pisliklerinden ve saldırılarından koruduğu işçiler üzerinde tüm gaddarlığı ve acımasız baskı araçlarıyla kurmakta hiçbir beis görmedi. Çünkü gücü eline geçiren insan/insanlar bozuluyordu.

Çok açık ki, dost sohbetlerinde “çok” sosyalist olanlar iktidarı/gücü ele geçirince -en basit bir toplulukta, bir partide ya da bir örgütte bile- sosyalizmi nedense unutuyorlar. Oysa, tarihte göz ardı edilen bir gerçek var: Sovyetler Birliği çok sosyalizm yüzünden değil az sosyalizmden battı. Bunun nedeni de insandaki bozulma idi. Çünkü iktidarı eline geçiren bozuluyor. Ve “mutlak iktidarı ele geçiren daha da çok bozuluyor”. İktidarı/gücü ele geçiren sosyalistler sosyalizmi tatlı bir propagandaya sarıp sarmalayıp sadece vaaz ediyorlar. Pratikte ise bedava kulluk özgürlüğü prangalamaya devam ediyor. Bu sefer, “Sosyalizm” ile… “Sosyalistler” eliyle…

Ne yazık ki, Sol, bakış açısını değiştirmediği sürece de eski hikayeler durmadan tekrar ediyor… Ve de günümüzde, yine ne yazık ki, gün geçtikçe tüm dünyada sosyalist Sol geriliyor.

Bizler sadece kapitalizm olduğu için değil olması gereken o olduğu için sosyalistiz. İnsanın özü o olduğu için sosyalistiz. Bunu unuttuğumuz an ise artık biz biz değiliz!


Mustafa Kumanova – 27.04.2022

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑