Makaleler

Published on Ağustos 1st, 2021

0

“Her şey Türk milleti için, Türke doğru ve Türke göre“ | Erdal Boyoğlu


Irkçı MHP’nin tarihi

Irkçı faşist hareketler, emek sermaye çelişkisinde isçi sınıfı karşısına çıkartılan terörist  hareketlerdir.  

Sermaye sınıfı 1920′ lerde Ekim devrimine karşı ırkçı partileri çıkarttı.

 Ekim devrimi dünyaya emek eksenli yeni bir yaşamın varlığını gösterdi. Egemen güçler, devrimin uyandırdığı ezilen halkların karşısına faşist  ırkçı hareketleri koydu. Dolayısıyla ırkçı-milliyetçi ideolojinin aktörleri emekten yana olan herkesi baş düşman yaptılar. Emekten yana olan güçleri dış mihrakların piyonları diye tanıttılar. Oysa bu yalan söylemleri yayanlar emperyalistlerin hem vurucu güçleri hemde yalan yayan piyonlarıydı. Irkçı faşist ideoloji mutlak eşitsizliğin idelojisidir. Ezen sınıfın düzeninden yana, onların vurucu ve saldırgan gücüydüler.

Emperyalistlerin projesi olan MHP’nin tarih sahnesine çıkmasıda emek düşmanlığı üzerinden sermaye güçlerinin desteği ile yaratıldı., MHP’yi saldırgan ve terörist eylemlerle ırkçı fikriyatının yükseldiğini 1969 sonrası görmekteyiz.

1930’lu yılların Almanya’sın da ki ırkçı dalganın yolundan giden  Başbuğ Türkeş, özellikle 27 mayıs’ta tasviye edildiği arkadaşlarıyla  birlikte Cumhuriyetci Köylü Millet Partisi’ne girmeleriyle yeni bir misyon yüklenecekti.1948’de Fevzi Çakmak’ın başkanlığında ırkçı Turan’cı ve Alman yanlısı derneklerin katılımıyla kurulan CKMP, 1950’lerde Osman Bölükbaşı’nın milliyetçi-muhafazakar düşünceleriyle bir başka nitelik kazandı.

1965’de faşist Turan’cı Türkeş’in olağanüstü yapılan kongrede parti yönetimini ele geçirdi. CKMP’ye yakın duran Toprak Ağaları da  Türkeş’i destekledi. 1969’da  olağanüstü yapılan Adana Kongresinde CKMP’nin adı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak adı değiştirildi.

İslamiyeti ve Türklüğü güçlendirici söylemleri öne çıkardı. Partinin amblemi “kırmızı zemin üzerine üç hilal” gençlik kollarının (ülkücü) ambelemi “hilalli bozkurt”olarak saptandı. Türkeş’e muhalif olanlar partiden tasviye edidiler. MHP’nin, ümmetçilige-dinciliğe yakınlaşmasını tasvip etmeyen Nihal Atsız ve çevresi de Türkeş’in gazabından kurtulamadı. Nihal Atsız ve yandaşları partiden atıldı. MHP’nin gelişmesine damgasını vuran temel siyasal güç anti-komünist misyon oldu. MHP, üstlendiği misyonla 1970’li yılların Türkiye’sinde terörist eylemler geliştirerek türkçülüğe sarıldı.

Şubat 1969’dan itibaren Ülkücü komandolar ve  Bozkurtlar olarak anılmaya başladılar. IrkçıTürkeş, Bozkurtları, komünizme karşı korumada MHP’ye yardımcı olduklarını söyledi. 1971’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ülkü ocakları terörüne, “canım onlar  komünizme karşı mücadele eden çocuklar” diye savundu. (Bu yoldan giden Demirel’de,”bana sağcılar cinayet isletiyor dedirtemezsiniz” demişti)

Irkçı parti MHP ve ülkücüler, oligarşi’nin kanunlarıyla, baskı aygıtlarıyla ve polisle birlikte, ABD’nin de olurunu alarak ırkçı saldırganlığını pervasızca geliştirdi.

Resmi anti-komünist söylemlerle komanda kamplarında silahlı ekipler kurdu. Komando kamplarının geliştirilmesi için parasal destek oluk oluk aktı. 1970 sonrası kitlesel bir terörist hareket geliştirildi.

1970 sonrası gelişen ırkçı türkçü dalga, MHP’yi Milliyetçi Cephe hükümetine ortak etti.

Türkçü ırkçı kitle tabanı lümpen proleterya unsurları salt ırkçı parti MHP değildir. Faşizme karşı mücadele eden  emekten yana olan sınıf ve katmanların tek hedefi sadece ırkçı parti MHP’de değildir. Irkçılık ve Faşizm egemen gücün kitleler üzerindeki kitle ruhu politikasıdır. Bir yönetim biçimidir. Sonuçta lümpen proleter ve başıboş işsiz-güçsüz unsurlarla güçlendirilen ırkçı parti/ler egemen sermayenin  vurucu gücüdür.

1970 yıllarda Anadolu’nun dört bir yanında yükselen devrimci mücadeleye karşı kullanılan MHP ve onun yan kuruluşları ülkücü dernekler devletin gücünü arkasına alarak, polislerin sokak desteğiyle azgınlaştırıldı.

 Bu yazıya neden gereksinim duydum. Her yıl MHP’li ülkücü faşistlerin yaptığı katliamlar protesto ediliyor. Bu katliamlarla ilgili yazılar yayınlanıyor. MHP’nin değişiminden de dem vuruyorlar, oysa MHP dün neyse bugün o dur. 1970’li yıllarda öldürülen CHP İstanbul  milletvekili, CHP İl Başkan’larınının ve parti yöneticilerinin katili olan ülkücülerdi. (Türkeş, Ecevit’i Hitler’e benzetmişti). CHP’liler, Cumhuriyet mitinglerinde MHP’ye kol kanat gerdiler. Cumhuriyet mitinglerinde devletin bölünmez bütünlügü ilkesinde buluştular. DSP ile Hükümet ortağı bile oldu.

İstanbul/Taksim ‘de  Ermenilere karşı yapılan  miting de bu kez islamcılarla  yaptığı ittifak da dinci ve ırkçı yüzlerini gösterdiler. MHP egemen gücün piyon partisidir, nereye yönlendirilirse oraya dümen kıran bir partidir. Mecliste bir bakarsınız AKP ile islamla ilgili konularda ittıfak yapar, bir bakarsınız devletin bölünmez bütünlüğü konularında kemalist parti CHP ile ittifak yapar.

 Amerika için dün ülkücülerdi, bugün dinciler oldu.

 Dolayısıyla Emperyalizme ve oligarşiye karsi geliştirilecek sınıf mücadelesi ırkçılığa ve haksızlığa karşı mücadelenin bir parçasıdır. Sorun sadece ırkçı parti MHP’ye ya da onun yan kuruluşları olan Ülkücü teşkilatlara karşı olmak değildir. Dün sınıf mücadelesinin önüne dikilen MHP idi, Onun için bizim kuşağın karşı karşıya kaldığı ırkçı akımın temsilcisi MHP olmuştu. Binlerce ilerici, demokrat, aydın, öğretim görevlisi Profu, Doktoru, Avukatı, CHP parti il yöneticilerini, hatta  Emniyet Müdürü ve savcıyı öldüren ülkücülerdir.

Devrimcilerin karşısına çıkarılmış eli kanlıkomandolar ülkücülerdi.

Emperyalizmin, emek sermaye çeliskisini görmek istemeyenler,Emperyalistlerin terör yuvalarını  görmek istemeyenlerdir.

Siyasal anlamda Faşizmin tanımını tahlil etmek değildir amacım. Asil üzerinde durmak istediğim terörist ırkçı ülkücülerin bir dönem gerçekleştirdiği katliamları ve saldırgan yüzünü göstermektir. Bir döneme katliamlarıyla damgasını vuran MHP’nin terör yanlısı çalışmasını göstermektir. İşte böyle, umarım okur beni anlar. Irkçı MHP’nin bu yönü açık bir şekilde yazılmadan, bu konuda yazılabilecek ve söylenebilecek  her şey beyinlerde kaldığı sürece bir anlam ifade etmez.

Gizlenilen duygu ve düsünceler hiç bir anlam ifade etmez. Türkçü terör ve şiddet yanlısı partilerin yaptıklarını unuttuğumuz müddetçe beyinlerde ki kırılmalar yankılanmaya devam eder.

Onurlu aydınların, ilerici-demokrat, devrimcilerin, Kızılbaş/Alevilerin   , Kürtlerin, Ermenilerin, Suryanilerin katili olan dincilere ve ülkücü fasistlere karşı siyasal tavır alış kaybolmaya yüz tutar.

Yapılan vahşetler unutuldukca, görünen ve yaşanılan onca ırkçı faşist katliamlarda sorgulanmaz ve yargılanmaz.

 Beyinde ve yürekte insan yüzleşedikce, insana dair güzellikleri ve emekten yana duyarlığın davranışını insani ve vicdani bir yönde algılayamaz.

Faşist/ırkçı katliamların hedefi olan tüm onurlu insanlarımızın anısına saygıyla, sevgiyle…


Erdal Boyoğlu – 01.08.2021

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑