HDP’li Hatimoğulları’dan kadına yönelik şiddetin araştırılması için önerge

HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları, kadına yönelik şiddetin araştırılması, kadınlar için sığınak ve acil barınma ihtiyaçları için kapasitenin artırılması, önleyici politikaların geliştirilmesi, şiddete dair veri tabanının oluşturulması ve ilgili yasaların işletilmesi için amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde, İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’nun etkin bir biçimde uygulanması ve erkek şiddetin engellenmesi için Meclise Araştırma Önergesi sundu.

Önergenin gerekçesinde, kadınların tüm yaşam alanlarında cinsiyet ayrımcılığına uğradığı, bedenlerine ve kimliklerine yönelik erkekler tarafından şiddet uygulandığı hatırlatıldı.

Türkiye’de kadın cinayetlerinin kadın kırımına döndüğüne dikkat çekilerek, şiddeti ve ayrımcılığı önlemesi gereken İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığı belirtilerek, “Kadınların, kadın hareketinin tüm uyarı ve taleplerine rağmen kadına yönelik şiddeti önlemek için bütünlüklü bir acil eylem planı açıklanmadığı gibi şiddetle mücadeleden sorumlu kamu kurumlarının pek çok uygulamasında Covid-19 salgını bahane edilerek kanun ve yönetmelikler açıkça ihlal edildi. CEDAW, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun gibi taraf olunan uluslararası sözleşmeler ve yasalar etkin ve adil işletilmedi, koruma hükümleri dahi salgın sürecinde sınırlandırıldı, sığınaklar kapatıldı, sığınaklara kabuller zorlaştırıldı” denildi.

Korona salgını ile Türkiye’de kadına yönelik şiddeti önleme politikalarının ne kadar zayıf olduğu, siyasi irade ve kararlılığın olmadığı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin içselleştirilmediği, kadınların ihtiyaçlarının ve haklarının kolaylıkla ve öncelikli olarak gözden çıkarılabilir olduğunun bir kez daha ortaya çıktığına işaret edildi.

Hatimoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısı ile kadına yönelik erkek şiddetinin önlenmesi ve yükümlü olunan uluslararası anlaşmaların yanı sıra 6284 sayılı Kanunun daha etkin uygulanması ve uygulamanın denetlenmesi, kadınlar için sığınak ve acil barınma ihtiyaçları için kapasite artırılması, önleyici politikaların geliştirilmesi, şiddete dair veri tabanının oluşturulması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.

Önergenin tam metni şöyle:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Artan kadına yönelik erkek şiddetinin önlenmesi için yükümlü olunan İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’nun etkin bir biçimde uygulanması ve kadınlara yönelik erkek şiddetinin engellenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci, Meclis İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve talep ederiz.

Tulay HATIMOĞULLARI ORUÇ

Adana Milletvekili

GEREKÇE

Sokakta, otobüste, parkta, okulda, işyerinde, evde yani tüm yaşam alanlarında cinsiyet ayrımcılığına uğrayan kadınlar; bedenlerine ve kimliklerine yönelik erkekler tarafından çeşitli şekillerde şiddete maruz kalmaktadır. Türkiye’de kadın kırımına dönüşen kadın cinayetleri nedeniyle; İstanbul Sözleşmesinden doğan yükümlülükleri olan kadına yönelik şiddetin durdurması, ayrımcılığın ortadan kaldırması, kadın cinayetlerinin önlenmesinden bahsetmek mümkün değil. Her ay çeşitli kadın kurumları yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlerden yararlanarak erkek şiddeti boyutunu kamuoyu ile paylaşmaktadır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Ekim 2020 Raporuna göre; 21 kadın erkekler tarafından öldürülmüş, 8 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuştur. Basına yansıyan haberlere göre; Türkiye’nin farklı şehirlerinde Kasım ayının yalnızca ilk iki haftasında 20 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 11 Kasım’da İzmir Dikili’de 23 yaşındaki Çilem Kılıç boşandığı eşi tarafından, Malatya’da 73 yaşındaki Emine P. hakkında evden uzaklaştırma kararı bulunan eşi tarafından öldürüldü ve yine aynı gün 22 yaşında Pamukkale Üniversitesi öğrencisi Tuba Tokbaş, erkek şiddeti nedeni ile hayattan koparıldı.

Kadınların, kadın hareketinin tüm uyarı ve taleplerine rağmen kadına yönelik şiddeti önlemek için bütünlüklü bir acil eylem planı açıklanmadığı gibi şiddetle mücadeleden sorumlu kamu kurumlarının pek çok uygulamasında Kovid-19 salgını bahane edilerek kanun ve yönetmelikler açıkça ihlal edildi. CEDAW, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun gibi taraf olunan uluslararası sözleşmeler ve yasalar etkin ve adil işletilmedi, koruma hükümleri dahi salgın sürecinde sınırlandırıldı, sığınaklar kapatıldı, sığınaklara kabuller zorlaştırıldı. Koronavirüs salgını, Türkiye’de kadına yönelik şiddeti önleme politikalarının çok zayıf olduğunu, şiddeti önlemeye yönelik siyasi irade ve kararlılığın noksanlığını, bu konuda toplumsal cinsiyet eşitliğinin içselleştirilmediğini, kadınların ihtiyaçlarının ve haklarının kolaylıkla ve öncelikli olarak gözden çıkarılabilir olduğunu bir kez daha teyit etti.

Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve cinayet vakalarında ciddi bir resmi veri sorunu vardır ve sağlıklı veriye erişmek mümkün değildir. Devlet kurumları aylık resmi verileri kamuoyunda paylaşmaktan kaçınmakta, böylelikle kadına yönelik çok boyutlu hak ihlalleri tablosunun ortaya çıkması önlenmeye çalışılmaktadır. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin verileri resmi olarak paylaşılırsa; Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi CEDAW, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) ve Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun başta olmak üzere birçok uluslararası sözleşme ve kanun hükümlerinin devlet tarafından etkin uygulanmadığı ve bunlardan doğan sorumluluklarını yerine getirmediğinin kabulü olacaktır. Son zamanlarda kadınların mücadeleleri sonucu kazanımları olan başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, Nafaka Hakkı, 6284 Sayılı Kanunu tartışmaya açılarak aslında fiili olarak uygulanmayan yasa ve sözleşmelerin yükümlülüklerinin resmi olarak da ortadan kaldırılmaya dönük bir çaba olduğu görülmektedir.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayımı ile kadına yönelik erkek şiddetinin önlenmesi ve yükümlü olunan uluslararası anlaşmaların yanı sıra 6284 sayılı Kanunun daha etkin uygulanması ve uygulamanın denetlenmesi, kadınlar için sığınak ve acil barınma ihtiyaçları için kapasite artırılması, önleyici politikaların geliştirilmesi, şiddete dair veri tabanının oluşturulması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, Meclis İç Tüzüğünün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve talep ederiz.