Güncel

Published on Nisan 2nd, 2022

0

HDP’den 2 Nisan açıklaması

2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’ne ilişkin açıklama yapan HDP Eş Sözcüleri Çelebi ve Piroğlu, otistleri kendi içinde kategorize eden sistemin kendisinin sorun ürettiğinin altını çizdi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Engelliler Komisyonu Eş Sözcüleri Hatice Betül Çelebi ve Musa Piroğlu, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’ne ilişkin açıklama yaptı. Türkiye’de binlerce otizmli ve ailelerinin derin sorunlar yaşadığını söyleyen Eş Sözcüler, “Her engellilik grubunda olduğu gibi otizm alanında da yaşanan sorunlar toplumsal ve kamusal olarak yapmamız ve yapmamamız gerekenler listesindeki içeriğin kendisinden ibarettir” dedi.

Günümüze değin “mavi farkındalık” kampanyalarıyla da yaygınlaştırılan ve tıbbi model yaklaşımıyla, otizmi erkek çocuklara atanmış bir bozukluk ve hastalık olarak yansıtan hakim anlayışın, kadın otistiklerin, erken dönemde tanı almalarını önlerken, ihtiyaç duydukları desteklerden mahrum kalmalarına da neden olduğu belirtilen açıklamada, “Otizmin tedavi edilebilir bir hastalık olduğu yaklaşımı, bu engellilik alanını çocuklaştırmakta, tedavinin bir pazarlama stratejisi olduğu gerçeğini ortaya çıkaran yetişkin otistiklerin varlığı görmezden gelinmektedir. Otistiklerin yüksek, orta, düşük işlevli olarak kategorize edildiği bu sistemin, şüphesiz kendisi düşük işlevlidir ve bizzat kendisi sorun üretmektedir” ifadeleri yer aldı.

Hali hazırda uygulanan sosyal politikaların da hastalık ve tedavi üzerinden şekillendiğini, bu bakış açısıyla otistikler için iki seçenek sunularak ya tedavi olarak yazılmış ve adeta tek seçenek olarak reçete edilmiş, toplumun makbul normlarındaki “normal” zihnin eğitim sisteminde başarılı olmak ya da evlerinde veya bakımevlerine kapatılmak dayatıldığı kaydedilen açıklamada, “Eğitimin, içeriği ve niteliği oluşturulmadan tedavi ve tek seçenek olarak ebeveynlere sunulması, aileler için ekonomik ve duygusal bir baskıya dönüşürken, kamusal alanda sadece on iki saat olarak verilen destekler, bu alanın serbest piyasada bir metaya dönüşmesine sebep olmaktadır. Tüm dünyada artık etik açıdan tartışmaya açık, terk edilmeye başlanmış yöntemlerin kullanıldığı, bu özel hizmet piyasasında, aileler her ay en az 12 bin ila 15 bin liralık faturalarla ile karşılaşırken, devletin ‘ağır özürlü’ tanımı ile verdiği ve minnet konusu haline getirdiği 2 bin 360 TL’lik bakım maaşı, ailenin bir haftalık ihtiyacını dahi karşılayamamaktadır. Yaşanan ekonomik kriz ile birlikte ortaya çıkan derin yoksulluk, otistiklerin gerekli desteklerden yoksun kalmalarına neden olurken, bu destekler, koşulları gereği bunu sağlayamayan aileleri ise suçluluk duygusu ile hırpalamaktadır” denildi. 

Eş Sözcülerin açıklaması şöyle devam etti: “Kamusal alanda ise Rehberlik Araştırma Merkezlerinde (RAM) başlayan ve her iki yılda bir yenilenen zorlu rapor alma süreçleri, kaynaştırma öğrencisi olmak isteyen otistik çocuklar için, ötekileştirme, hakaret, etiketleme, dışarıda bırakılma ve sosyal yalnızlıkla dolu bir yolculuğun acı ve öfke dolu hikayesine dönüşmektedir. Oysaki otizm, bilindik ezberlerin dışında çok farklı alanları da cesaretle tartışmaya açmamız gereken bir konudur. Otizm, fiziksel doğa ve toplumsal doğa gibi, insan zihninin de sonsuz renkte tonlara sahip, biricikliğinin, çeşitliliğin ve insan olarak sahip olabileceğimiz potansiyelin, sınırsız olasılıkların tezahürüdür.

Farkındalık olarak tanımlanan bu günde öncelikle şunu sormalıyız belki de. Farkında değil miyiz? Farkındayız. Toplum olarak parklardan, okullardan, yurtlardan, cafelerden, konutlardan, taşıtlardan kovduğumuz, hakaret ettiğimiz, damgaladığımız otistiklerin farkındayız. Onların bizim gibi olmadığının farkındayız. Tüm sağlamcı davranışlar, farklılığın farkında oldukları için varlar. İşte bu yüzden otistikler için bugün ve yılın her günü, bağımsız ve onurlu yaşam hakkı adına kalbimiz ‘kabul’ün rengi için kırmızı olsun.”

(ETHA)

Tags: , , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑