Forum

Published on Haziran 9th, 2020

0

Haydutluğun böylesi yok – Resul Erenler

HDP’yi teslim almakla, Kürtlerin teslim alınamayacağı bilinmeli!

TBMM Genel Kurulu’nda, ikisi HDP’li; Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve CHP’li Enis Berberoğlu olmak üzere üç milletvekilinin vekilliği düşürüldü.
AKP-MHP İslami ırkçı faşist iktidarı Kürtlere yasal politika yapma, siyaset yapma hakkı tanımıyor. HDP milletvekilleri şahsında siyasi soykırım uyguluyor ve aklınca Kürtleri dize getireceğini düşünüyor. Kürtlere karşı askeri imha operasyonları ve kazanılmış belediyelere kayyum atama ve her alanda onların mücadelesini kırmayı, geriletmeyi kendi önüne birincil ve asli görev olarak koymuştur. Bu konuda her konuştuğunda (Kürtler söz konusu olunca) ağzında salyalar saçan Bahçeli’nin de desteğini arkasına alarak dahada pervasızca saldırılarını sürdürmenin peşinde Recep.

Mevcut iktidar, her alanda yaptığı icraatlarıyla ve meşruiyetini yitirmişliğin bilincinde olsa gerek ki, daha çok saldırganlaşıyor. HDP’li vekillerinin dokunulmazlığını kaldırarak ve onları tutuklayarak meşru olmayan keyfi uygulamalarıyla haydut yüzünü daha çok sergiliyor. Ve iktidarda kalmanın meşru olmayan (boşuna darbe söylentileri ortaya atılmıyor) zemin taşları döşeniyor.

Artık ülkede yaşayan halklara ne verecek vadi, ne de peşkeş çekeceği kamu malı kalmamıştır. İktidara geldikleri günden beri milyarlarca dolarlık kamu malını yandaşlara peşkeş çekmiştir. Ve, an itibarıyla bütçesi sıfır çekiyor ülkenin. Katar hariç avuç açacağı, borç alacağı ülkede kalmadı. Artık bu konuda Recebin ciddiye alanda yok. İnkar etmemek gerekir ki, emperyal güçlerin tek ciddiye aldıkları bir yan var: bölgede kendi çıkarları doğrultusunda çok uzun olmasa da daha kullanılabilir olduğudur.
Tüm bunları dikkate alırsak, Recep; gerilim siyaseti, kutuplaştırma ve halklar arasında nefret söylemleriyle iktidarını korumanın ve iktidarda kalmanın peşinde. Onun için mevcut iktidar ve ortağından bundan sonrası için her tür melanet beklenebilir.

Korkunun ecele faydası yok. AKP iktidarı başta Kürtler olmak üzere, sol sosyalist çevrelere karşı uygulanan faşist saldırı ve yeni tutuklamalar yapmada daha çok saldırganlaşacaktır. Bu saldırılarda Bahçeli’nin rolünü küçümsememek gerekir. Hatta belirleyici olduğu da dikkatlerden kaçırılmamalı. Çünkü o tescilli bir Kürt ve sol sosyalist çevrelerin düşmanı.
Daha öncede vekillerin dokunulmazlıklarının kararlaştırılmış olduğu ki gelişmeler öyle gösteriyor -dostlar pazarda görsün misali- Meclis’e gönderiliyor ve meclisi yöneten kişi-zat tarafında hemen okunup vekillikleri düşürülüyor. Ve gece yarısı vekillerin evleri basılarak tutuklanıyorlar. Ve daha sonra CHP’li Berberoğlu taliye ediliyor düşündürücü değilmi!

AKP’nin İslami faşist iktidarı, 15 Temmuz 2016’da sözde FETÖ darbesinden sonra Seçimlerin hemen ardında HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının düşürülmesini gündeme getirdi. Dokunulmazlıkların kaldırılması “Anayasa’ya aykırı ama evet” diyeceğim diyen Kılıçdaroğlu bugün olanlarda acaba kendisinin de payı olduğunu düşünüyor mu merak ediyorum? Yada, kendi partisi bu yaşanan durum karşısında başta liderleri olmak üzere kendilerini sorgulayabiliyorlar mı?. Kürtlere yönelik her saldırı karşısında Kılıçdaroğlu, iktidarın yanında takındığı tavır ve tutumuyla saf tutmuştur.

Bugün HDP Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere, 9 milletvekili içerde haksız yere tutuluyor. Sadece suçları insan hak ve özgürlüklerini savunmak ve Kürt halkının demokratik ve özgürlük mücadelesine sahip çıkmaktır.

Kayyum atamalarıyla yerel yönetimler gasp edilmiş ve dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla halkın iradesine resmen üst düzeyde el konulmuştur. Ülke gündemini oluşturan, dokunulmazlıklar ve tutuklamalar konuşulurken, CHP’lilerin sadece kendi vekilinin ismini telafuz ederek sorunu tartışmaları yada gündeme getirmeleri -bazı iyi niyetli olanları tenzih diyorum- bu partinin Kürtlere karşı gerçek niyetinin ortaya koyuyor.
Bu sistem -cumhuriyet- ırkçılık ve inkar üzerine kurulmuştur. Başından beri islamcıdır -siyasi islamcı-. Onun için kadına, farklı etnik ve inançlara düşmandır. Belirlediği sınırların dışında hiç özgürlükçü olmamıştır, Soy kırımcıdır.

3 Mart 1924 tarihinde diyanet kuruldu. Amaç, kurdukları yeni rejimin önünde engel olarak gördükleri farklı etnik kimlikleri Türklüğe asimile ettikleri gibi, inançsal faklılıklarıda İslamın içinde eritip yok etmek istemişlerdir. Ve 1925’te kabul edilen bir yasayla tekkeler, zaviyeler, şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik vb ünvanları da kaldırılarak inanç alanında da asimilasyonculuğu yasallaştırmış oldular. Günümüzde bu politika hem halklar ve hemde inançsal topluluklar üzerinde hız kesmeden ve hatta dini duygularda kullanılarak devem ettirilmektedir. Din, devletin dinine dönüştürülmüştür. Devletin dini haline getirilen bir din, toplumun inançlarına hizmet etmez. Ve, devlete hakim olanların çıkarlarına hizmetten de asla kusur etmezi. Din ve devlet işlerini, başka bir yazının konusu yapmak için bu kadar yeter.

HDP’nin 45 belediyesine el kondu onlarca belediye eş başkanları tutuklu, bir o kadarı hakkında yargılama sürecinin devam ettiğini biliyoruz. Bugüne kadar Kürtlerin karşılaştığı saldırılara, sol sosyalist ve devrimcilerin dışında bu haksız ve faşist saldırılara karşı ciddi bir tepki veren olmadı CHP’side başta olmak üzere.

AKP-MHP İslami faşist iktidarının meşruiyetinin tartışılması söz konusuyken, ekonomik kiriz ve yoksulluğun her geçen gün artmaya devam ettiği, Meclisin temsiliyetinin sıfırlandığı ve tüm yetkilerin bir kişide toplandığı bir dönemde geçiyor ülke. Bu saldırılarda en çok HDP nasibini alıyor ve kesintisiz ve sistematik saldırılarla hep karşı karşıya kalıyor. Bu saldırıların ne ilk ne son olacağının bilincindedir HDP. Yıllardır daha çok ağır saldırılara maruz kaldığını ve bu saldırıların devam edeceğinin bilincinde olan HDP, AKP ve MHP’nin faşist baskılarına boyun eğmeyicektir.
Yerel seçimlerde Kürt oylarına ihtiyaç duyanların, bu saldırı karşısında ittifak olmanın gereğini yerine getirmekle yükümlüdürler. Tersi, akıllarınca siyasi kurnazlık yaptıklarını düşünmekten başka, insanın aklına başka bir şey gelmiyor. Umarım ittifak olmanın adabı içinde herkes üzerine düşeni yapar. Bunu gereği yapılmıyorsa gelecek seçimlerde üzerine düşeni yapmalı HDP diye düşünüyorum.

Tags: , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑