Makaleler

Published on Mayıs 23rd, 2022

0

Gençler olmadan nasıl olacak | Mustafa Kumanova


“Ezilenler daima coşkunluğun kahramanca eylemlerinden ilham alırlar.” O coşkunluk olmadan da büyük toplumsal değişimler gerçekleşmez. Ve o coşkunluğu da taşıracak olan gençlerdir. Böylesine geri bırakılmış bir ülkede ezilenleri devirme götürecek olanlar gençlerdir. 

Kıstırıldığımız bu kapandan nasıl kurtulacağız? Eğer bir ülkenin gençlerinin tek derdi sınıf atlamak, zengin olmak ya da ülkeden kaçıp kurtulmak olursa o gençlerin direnişi ve mücadelesi olmadan bu ülke nasıl düze çıkacak?

Evet devrimi ezilen halklar yapar ancak o devrimin meşalesini de gençler tutuşturur. Keza sosyalizmin kıvılcımını tarihin her döneminde radikalizm alevlendirmiştir. O radikalizm de gençlerin içinde mevcuttur. 

Mesela Fransa 1968 Mayıs’ının ruhu gençler içinde doğmuştur. Kapitalizm, bürokrasi ve düzenin güçlerini lanetleyen gençler Fransa’da daha sonra işçilerin genel greve dönüştürdükleri ve oradan tüm dünyaya yayılan devrim ateşini yaktılar. Paris’te sanat öğrencilerinin resmettiği afişlerde ve sokakların duvarlarına nakşettikleri resimlerde gençliğin devrim tutkusunun sloganları yükseliyordu: “Kaldırım taşlarının altında kumsal var!” “Koş yoldaş, eski dünya arkanda.” “Gerçekçi ol, imkansızı iste.”

Daha sonra gençlerin ön ayak olduğu bu hareketler 10 milyondan fazla işçinin katıldığı Avrupa tarihinin en büyük genel grevine dönüşüp 68 devriminin ruhunu oluşturacaktı.

Keza bu ülkede 1970’li yıllarda sömürüye ve emperyalizme karşı bağımsızlık ve özgürlük aşkıyla umudu ve cesareti aydınlatanlar gençlerdi. O yıllarda anti-faşist mücadeleyi tüm ülkede yükselten gençlerdi. Bu ülkede eğer devrim meşalesi bir anlığına da olsa tutuştuysa bu kıvılcımı yakan o gençlerdi. Rüzgarları önüne katıp kasvetli sokakları ferahlatan o gençlerdi. Koyulaşan bir yağmura karışan gözyaşlarıyla karanlığa kafa tutan yine onlardı. Devrimin ruhu onlardı.

Ne yazık ki günümüzde her şey değişti.

Şimdiki gençlerin yüreklerinde ise devrimin yokuşuna sürükleyip aşkın kuytusunda dinlendiren o fırtınalar kopmuyor artık. Bir parkanın altında alev alev yanan, içe akan gözyaşlarıyla harlanan o yürekler atmıyor artık… Şimdiki gençlerin umurunda bile olmayan şeyler. Statü, zenginlik ve güç için mücadelenin yoğun olduğu bir toplumda ruhsuz bir akıl, sınıf atlarsa ya da bir şekilde zengin olursa kurtulabileceğini sanıyor… 

Tüm gerçek ve yarattığı hayali düşmanlarına boyun eğdirmek, kendini dünyaya dayatmak ve şuursuzca bir gücü ele geçirip genişletmek isteyen bir otoritenin altında kurtuluşun ve özgürlüğün kendilerinde olduğunu gençler ne yazık ki göremiyor. Bireysel kimliğini ifade etmenin cazibesi toplumsal devrimin üstünü örtüyor. Oysa onun gelecekte tek bir kimliği olacak: bedava kölelik.

“Ezilenler daima coşkunluğun kahramanca eylemlerinden ilham alırlar.” O coşkunluk olmadan da büyük toplumsal değişimler gerçekleşmez. Ve o coşkunluğu da taşıracak olan gençlerdir. Böylesine geri bırakılmış bir ülkede ezilenleri devirme götürecek olanlar gençlerdir. 

Maalesef insan her geçen gün umutsuzluğa kapılıyor. Geçmiş yüzyılın dünyayı alt üst eden o devrimlerin o coşkunluğundan artık eser yok…Ve bizler düşünceli düşünceli sesli itiraf etmekten korkar bir şekilde kendi kendimize soruyoruz, 

“Ya artık o gençler bir daha gelmezlerse? Ya artık o ruh sonsuza dek öldüyse?”


Mustafa Kumanova – 23.05.2022

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑