Makaleler

Published on Ekim 14th, 2020

0

Garbis Altınoğlu’nun aramızdan ayrılışının 1. yılı – İsmail Göçüm

Bir Çınarın Ardından:
……ARAMIZDAN AYRILIŞININ 1.YILI……

Hani bir de şu göçmen kuşlar hikayesi!
Okyanuslar ötesi göçe duran,
İlk karayı gördüklerinde
Tuzaklarda bekleyen!
Avcılara yem olan!
İşte öylesine bizim neslin şeceresi!…

*Hiç kuşkusuz sosyalizme adanmış bir ömür…
*Hiç kuşkusuz, ezilen ve sömürülen halkların dostu….
*Hiç kuşkusuz sınıf mücadelesi bağlamında Marksist, Leninist bir duruş…
*Hiç kuşkusuz ML öğretiyi; felsefi düşünce ve diyalektik tarihi metaryalist bir anlayışla harmanlayıp bilimsel sosyalizm öğretisine katkı sunan bir ömür…
*Hiç kuşkusuz, zincirlerinden başka kaybedecek hiç bir şeyi olmayan işçi sınıfı mücadelesine adanan bir ömür.
*Hiç kuşkusuz örgütleyici, sosyalist aydın, düşünür, yazar, komünizme adanmış bir ömür…
*Hiç kuşkusuz bütün ömrünü bu uğurda mücadelelere bağışlayan bir kişilik Garbis Altınoğlu.

Onu anlatırken onun ML düşünceye nasıl baktığı; şu makalesinde, şu yazısında şu kitabının şu sayfasında ne dediği değil, benim onu nasıl anladığım kadarı ile anlatmak…

Bazı insanlar farklıdır, hem de çok farklı. Onları farklı kılan ne kimlikleri ne de doğal çehreleridir. Onlar bulundukları toplumun; sosyal ekonomik toplumsal dram kültürü üzerinde yükselerek farklı bir kişilik ve bambaşka bir kimlikle ortaya çıkarlar. Bu kimlik o insanın yepyeni bir sınıf kimliğidir. O andan itibaren bu insanlar yeni kimlikleri ile bilenir, parlar, bilinçlenir; hareketleri, davranışları, konuşmaları ile bulundukları ortamın ilgi odağı haline gelirler. Bu bir tür öndelik vasfıdır.

Onu yakından tanıyanlar daha iyi bilir. O konuşma diksiyonu ile düşmanını ikna edecek kadar güçlü bir retoriğe sahip; gerek dil bilgisi, gerek bilgi dağarcığı, gerek sade ve sakin anlatım tarzı, gerek se de; konuştuğu, tartıştığı kişiyi önemsemesi… onu farklı kılan özelliklerinin en başında yer alır.

Hani dağ başlarında çoban armağanı pınarlar vardır. Çam ahşaptan oluğu, oluktun akan şırıl şırıl suyu… o sudan içtikçe içesi gelir insanın; işte o böylesi bir pınar, bilgi pınarı… oluktan akan suyun sesi, o sesi dinledikçe şiir gibi melodik düşünceler gelir akla…

Onun etkileyici ses tonu, konuşma diksiyonu konuşmalarındaki sorgulayıcılığı, yazılarının öğretici ve düşündürücü üslubu; uzun olsa da anlatıları, detayları kaçırmaz, bir solukta okunmasa da, okudukça okunası gelir; son satırlara yaklaştığınızda yazının sürekliliğini arar insan.

O ayrımsız bütün halkların dostu; ezilen köylülerin ırgatların, marabaların, işçilerin emekçilerin, kısacası ezen ve sömürenlerin düzeninden çeken tüm insanların dostu. Sakin, ciddi, konuya hakim, alaycılıktan ve küçümseyicilikten uzak bir dava insanı.

Hakim sınıflar onu her ne kadar Ermeni kimliği ile öne çıkararak bölücülük yapsalar da, o kendini abartısız, mütevazi sevecen ve sade insan olarak sunmuştur. bizler onu; naif, mütevazi, olgun, kararlı, düşüncelerinden ve inandığı dava olan Marksist-Leninist düşünceden asla taviz vermeyen, bu alanda katı kuralları olan bilge derviş kişiliği ile tanırız.

O ülkenin en azılı işkencecilerine diz çöktürmüş, 12 Eylül faşizminin işkencehanelerinde tarihin en ağır işkencelerine maruz kalırken inandığı haklı davasından bir milim bile taviz vermeden, -ser verip sır vermeden- alnının akı ile işkencecilerine ders vermiş bir kişilik.

Onun Marksist-Leninist doktirine bakış açısı, bir düşünceye körü körüne bağlanma, marksizmi bir inanç dini olarak algılama değildir. Onun Marksist-Leninist doktirine bakış açısı; bilimsel, felsefi, diyalektik ve tarihi metaryalist bir bakış açısıdır.

Onun ulusal soruna bakış açısı, milliyetçi, ulusal yaklaşımların aksine, işçi sınıfın çıkarlarını öne çıkaran, ulusal bir devrimin bakış açısının sosyalist devrimin özüne uygun düştüğü ölçüde desteklenmesini, demokratik ve ulusal sorunların kendi çerçevesi içinde çözülmesi gereken bir sosyalist devrim anlayışını benimseyen, ML bir çizgi anlayışıdır.

Bu bağlamda ML’lerin, ne bir ulusal hareketin kuyruğuna takılarak, ne de salt sosyalist elit bir bürokratik anlayışın ürünü olan; demokratik ve ulusal sorunları öteleyen, kısacası bu tür anlayışlarla mücadele etmeyi savunmuştur.

Onun ulusal soruna bakış açısı, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkına sahip olmasını savunurken, salt gerici şoven bir anlayışla değil, kendi kaderini tayin hakkının toplumsal kurtuluşun ürünü olan işçi sınıfının kurtuluşuna, onun sınıf bilincine hizmet eden bir anlayışla, uluslararası işçi sınıfının kurtuluşu anlayışı ile desteklenmesi gerektiğine inanan ML bir yaklaşımdır. Bu inancı gütmeyen ve bu düşünceye hizmet etmeyen bir kader anlayışının ancak emperyalist kapitalist anlayışa ürünü olan “böl parçala yönet” anlayışına hizmet edeceği bilinciyle hareket etmiştir.

Ulus olmanın gerekliliklerini yerine getiren bir ulusun kader birliğinin; salt dil, ulus, tarih birliği ile açıklanamayacağını, iktisadi ve coğrafî kader birliğinin bir ulusun ulusal kader birliğinin olmazsa olmazı olduğu düşüncesindedir. Bir ulusun varoluş koşullarının gerekliliği o ulusun ayrı bir devlet kurma kriterlerini iktisadi ve coğrafi kader birliğini yerine getirmekten uzaklaştığı ve bu nedenle Ermeni halkının kaderinin Türkiye halkının kaderi, Türkiye işçi sınıfının kurtuluşu ile bütünleştiğini savunan erdemli bir sosyalist anlayıştır.

O geçiş dönemi olan sosyalizmin salt katı sosyalist revizyonist anlayışla değil, bilimsel sosyalizmi bir öğretinin pratiği olarak ele alan, her koşul ve dönemde kendi kendisini yenileyen bir sosyalist devlet anlayışından yola çıkarak, devlet aygıtının kendini inkarı olan, otoritenin ve bürokrasinin olmadığı bir komünist toplum olma anlayışını savunanlardandır…

O aramızdan fizikten ayrılalı 1. yılını dondurmasını rağmen bilinci hala beynimizde iz, düşünceleri hala yüreğimizde sıcak bir heyecan uyandırıyor. Bize bıraktığı eserleri devrimci sosyalist hareketin mirasıdır.

O sonbahar mevsiminde aramızdan ayrılan bir yaprak gibi, doğaya can vermeyi sürdürecek.


İsmail Göçüm – 14 Eylül 2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑