Makaleler

Published on Nisan 24th, 2022

0

‘Eren’ adının ‘Keskin’liğini bulduğu asi bir kadın | Gül Güzel


Asi Kadın Eren Keskin, çok kereler “bu oyunda yer almayacağım, bu para cezasını ödeyerek özgürlüğümü satın almayacağım” diyerek cezasını para olarak ödemeyeceğini, hapis yatacağını açıklamıştı… Doğum günün kutlu olsun, direnişin adı!

Güzel Konuşmak, ince Düşünmek, halden Anlamak, Sevmek, düşeni Kaldırmak, Ağlayanı Güldürmek, Sarılmak hep bedava biliyor musunuz? Der Farid Farjad. Farklı bir deyimle, Karl Marx’ın ‘’Cehalet ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır’ demesi gibi… Yüreğe, sevgiye, vicdana, top yekün insanlığa dair mücadele veren bir yürek… Eren Keskin, Türkiye’de faaliyet gösteren Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’nun kurucusu, İnsan Hakları Derneği’nin başkan yardımcısı ve eski İstanbul şubesi başkanı olan avukattır. Eğitimli bir ailede büyüdü. Dedesi hukukçu, annesinin babası mimardı  ve anneannesi döneminin ilk okuyan kadınlarından kimya mühendisiydi. Eren, 13 yaşındayken halasının oğlundan Kürt olduğunu ilk defa öğrenir. 1994’te ve 2001’de silahlı saldırıya uğradı. Çok defa tehdit mektubu aldı. 1999’da Abdullah Öcalan Türkiye’ye getirildiğinde 16 kişilik olan ilk avukatlarındandı.

Bütün bu önsözleri mevcut süreçte onurlu, gerekli, vazgeçilmez hukuk çalışmalarını sürdüren ve bu yüzden kendisine yine 6 yıl, 3 ay hapis cezası verilen Avukat Eren Keskin’e dair Antep İHD’nin açıklaması: EREN KESKİN, İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSUDUR! İNSAN HAKLARI YARGILANAMAZ! İHD Eş Genel Başkanı Emire Eren Keskin, Kürt özgür basın geleneğinin sürdürücülerinden olan ve 29 Ekim 2016 tarihli 675 sayılı OHAL KHK’sı ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi’nin 2014-2015 yıllarında Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı için 2016 yılında hakkında soruşturma açılmıştır. Aynı yıl kendisi ile birlikte toplam 9 aydın, yazar, gazeteci ve insan hakları savunucusuna aynı soruşturma kapsamında açılan Özgür Gündem ana davası 15 Şubat 2021 günü İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanmıştır. TMK kapsamındaki suçları yargılamakla görevli özel yetkili İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi 2020/51 esas, 2021/11 karar sayılı kararında gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Emire Eren Keskin’e ve gazetenin imtiyaz sahibi Kemal Sancılı’ya  ayrı ayrı yasa dışı silahlı örgüt üyeliğinden 6 yıl 3’er ay hapis cezası vermiştir. Eş Genel Başkanımız ve diğer gazeteciler İstinaf yoluna başvurmuşlardır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, 7 Nisan 2022 tarihli 2022/ 466 karar sayılı kararı ile İstanbul 23. ACM’nin cezalandırılma yönündeki kararını onamıştır.  

Eren’i tanımak, onunla bazı programlarda, hak ihlallerine karşı yapılan gözlem yolculuklarında Kürdistan’da bulunmak, evimde misafir etmek bana her zaman istisnayi bir heyecan verdi…Karlsruhe ve Stuttgart’da’Kadına şiddet’ adlı programlara davet ettiğimiz Eren Keskin’in, Leman Yurtsever ile birlikte yayına hazırladığı ‘‘Hepsi Gerçekti, Devlet kaynaklı cinsel şiddet’’ adlı kitabının iç kapağına,’’Şiddetsiz bir dünya dileği ile, sevgiyle -Eren’’ diye imzaladığı kitabı da hala dünkü gibi, bugün de aktüelliğini sürdürüyor. Bütün bunlardan dolayı da biraz olsun Eren Keskin’e dair yazmaya çalışacağım.

Hepsi Gerçekti, Devlet kaynaklı cinsel şiddet adlı kitabın ilk sayfalarından bazı kesitlerle başlamak Eren Keskin’in neden özellikle bu konuda hukuksal çalışmalarda bulunduğunu anlamak için yeterli olacak. Yıl 1995’ti. 11 yıldır avukatlık yapıyor ve ağırlıklı olarak, siyasi davalara giriyorum. Siyasi davalara girerken tüm avukatlar gibi, ben de ‘’işkence’’ ile çok yakıcı bir biçimde karşılaştım. Gözaltına alınıp da işkence görmeyen müvekkilimiz yok gibiydi ve o tarihlerde, çok ağır işkence yöntemleri uygulanıyordu. Örneğin çırılçıplak soyulmak, ters ve düz askıya alınmak, vücudun çeşitli bölgelerinden elektrik akımına maruz bırakılmak, tırnakların çekilmesi, kum torbası ile dövülmek, tazyikli suya tutulmak kullanılan işkence yöntemlerinden sadece birkaçıydı. Her türlü işkenceden daha da ağır etkiler yaratan bir işkence yöntemi vardı ki,(tecavüz) o açıklanmıyordu henüz…

Tecavüz bir savaş politikası olarak uygulanmaktadır. Dünyada yaşanan tüm savaşlarda işlenen insanlık suçu olan tecavüz, erkek askerler tarafından da uygulanıyor. Türkiye’de Türk ordusu ve Kürt hareketi arasında yaşanan silahlı çatışmalarda, özellikle Kürdistan’da çok sayıda kadın tecavüze uğradı. Bunların çok azı ortaya çıktı. Bir çoğu hala susmaya devam ediyor. Bu konuda büromuza yapılan başvurular ve gerçek hikayeler çok çarpıcı. 1997 yılıydı. Azat henüz 3,5 yaşındaydı. Annesi Fatma ile birlikte bir yakınlarının evine düzenlenen polis operasyonunda gözaltına alındılar. Annesini konuşturmak amacıyla, Terörle mücadele Şubesinde kaldıkları 15 gün boyunca Azat’a da işkence yapıldı. Annesinin anlatımına göre, çırılçıplak soyuldular. Annesi Fatma’ya askı, elektrik, taciz, tecavüz tehditi yapıldı, daha değişik işkence yöntemleri uygulandı. Azat ise çıplak bir şekilde annesinin üzerine yatırıldı. Tecavüze maruz kaldı. Elinin üstünde ve sırtında sigara söndürüldü. Annesi tutuklanıp cezaevine gönderilirken, Azat, annesiyle gönderilmesi veya yakınlarına verilmesi gerekirken, Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumuna gönderildi. Neticede 3,5 yaşındaki bir çocuğa işkence yapmak cüretini gösteren fail polisler hakkında, ‘soruşturmaya yer olmadığı’ kararı verildi…

Kadın ile erkek arasındaki ezme-ezilme ilişkisi yaşamın tüm alanlarına yayılmış durumda. Bizler şiddete karşı çıkarken unutmamalıyız ki, aynı zamanda tüm ezenlere, militarizme, ırkçılığa, şovenizme de karşı çıkıyoruz ya da çıkmalıyız! diyor Eren Keskin.

Eren Keskin’in, ‘Hepsi Gerçekti, devlet kaynaklı cinsel şiddet’ adlı kitabın arka sayfasındaki bilgileri ise şöyle: Kadınlar dünyanın her yerinde şiddete maruz kalıyorlar. En çok da savaşlarda!  

Ancak dünyada yerleşik, erkek egemen ve militarist yöntemler, yıllarca kadına yönelik şiddetin en ağırı olan tecavüzü dahi görmezden geldiler.

                Birinci ve ikinci Dünya Savaşlarında, milyonlarca kadın tecavüze maruz kaldığı halde, savaşlardan sonra kurulan Tokyo ve Nürnberg mahkemelerinde, tecavüz bir ‘savaş suçu’ olarak değerlendirilmedi.

                Ancak Bosna ve Ruanda çatışmalarından sonra ve kadınların mücadeleleri sonucu, tecavüz uluslararası hukuk literatürüne bir ‘savaş suçu’ olarak dahil edildi.

                Gerçek yaşadığımız topraklarda gerekse dünyada birçok tecavüz suçlusu hala aramızda!

                Ama kadınlar hiç vazgeçmeyecekler!

                Bu yüzden diyoruz ki, erkek egemenliğinin son aşaması olan militarizme, militer ve erkek egemen değer yargılarına hayır!

Büyük amacı olan insanın iradesini kıracak hiçbir güç yoktur aynen Eren Keskin gibi. Eren Keskin yaşamına ilke edinerek yaptığı hukuk ve adalet arayışı, kadınlara dair çalışmalarından dolayı birçok ödüle layık görüldü. Aldığı bir çok ödülden bazılarını sıralamak gerekirse:

4 Kasım 2000 tarihinde VDJ vereinigung Demokratischer Journalistinnen und Juristen e.V.(Demokratik Hukukçular kurumu) Hans-Litten ödülü,

27 Mayıs 2001, Uluslararası Af Örgütü Aİ-Almanya Seksiyonu insan hakları ödülü,

1 Eylül 2004, Aachen Barış ödülü,

18 Eylülü 2005, Theodor -Haecker politik cesaret ve dürüstlük ödülü,

31 Haziran 2006, Kürt PEN’in düşünce özgürlüğü ödülü,

15.09.2017, Hrant Dink ödülleri, Ai Weiwei ve Eren Keskin’e verildi.

20.06.2018,  Anna Lindh anısına verilen ödülü Eren Keskin’e verildi

09.05.2019,  Martin Ennals 2019 Ödülü.

Ayrıca Eren Keskin(24 Nisan 1959, Bursa doğumlu) , insan ve kadın hakları için verdiği mücadelesi boyunca Bask Yerel Hükümeti, Emekçi Kadınlar Birliği, Pir Sultan Abdal ve Kültür Derneği, Çağdaş Hukukçuşar Derneği ve Doğubeyazit Belediyesi tarafından ödüllere laik görülmüştür.

Eren keskin 1986 yılından beri İHD üyesi, eşbaşkanı ve çalışanı olarak görevlerde bulundu/yor.

Özgür Gündem gazetesinde yayınlanan “Dünyanın Kürt Halkına Borcu Var” başlıklı yazısında kullandığı Kürdistan sözcüğü sebebiyle 1995 yılında 30 ay hapis ve 250 milyon TL para cezasına mahkûm edilmişti. Eren Keskin, “bu oyunda yer almayacağım, bu para cezasını ödeyerek özgürlüğümü satın almayacağım” diyerek cezasını para olarak ödemeyeceğini, hapis yatacağını açıklamıştı ASİ KADIN.
Doğum Günün kutlu olsun, direnişin adı!


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 24.04.2022

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑