Published on Mart 1st, 2022
0Emperyalist seviciler ne kadar çokmuş! | Hasan Aksu
Tarihteki savaşlar iki kategoriye ayrılır: haklı savaşlar ve haksız savaşlar. İlerici her savaş haklıdır ve ilerlemeye engel olan her savaş haksızdır. Biz komünistler ilerlemeyi engelleyen bütün haksız savaşlara karşı mücadele ediyoruz, ama ilerici ve haklı savaşlara karşı değiliz. Biz komünistler haklı savaşlara aktif olarak katılıyoruz. Birinci Dünya Savaşı bir haksız savaş örneğidir. Her iki taraf da emperyalist çıkarlar için savaşıyordu. Onun içindir ki bütün dünya komünistleri kesin bir şekilde bu savaşa karşı çıkmışlardı: Böyle bir savaşa karşı şu şekilde mücadele edilmesi gerekir, “Savaş patlamadan önce bunu önlemek için mümkün olan bütün çabalar gösterilmelidir, ama bir kere patladı mı imkan sağlar sağlamaz savaşa savaşla mücadele etmek, haksız bir savaşa haklı bir savaşla karşı koymak lazımdır.” Uzayan savaş üzerine 1938 mayıs seçme yazılar. MAO ZEDONG
Komünistlerin tavrı gayet net ve açıktır. İkircikli, muğlak ve belirsiz bir tavır takılanlar, haksız savaşı kışkırtan, çıkaran emperyalist devletlere göz kırpan, emperyalistler arası hegemonya savaşında ilhak ve işgali “haklı” bulanlar, ideolojik revizyona uğramışlardır. Artık sınıfsal anlamda yer aldıkları yer belirgindir. Tarihin tekerlek dönüşüne bakın ki, “üç dünyacılığa şiddetle karşı” çıkanlar, Mao’yu üç dünyacılıkla suçlayanların ezici çoğunluğu bugün hegemonya savaşı yürüten emperyalistlerden birinin yanında ürkekçe yer alıyor, beyaz bayrak sallıyorlar. Acı ama gerçek olanı söylemek zorundayım. Söylemezsem eğer kendime saygısızlık etmiş olurum.
Bazen sağdan esen, bazen ‘soldan’ esen sonuç olarak egemen sınıflardan birinin kuyruğuna objektif olarak takılan Türkiye devrimci hareketi var karşımızda. Çoğunluğu yalpalar durumda olup, kafa karışıklığı içinde bazen Amerika’nın, bazen Rusya’nın haklılığı veya haksızlığını tartışmaktadır. Emperyalistler arası hegemonya savaşının haksız bir savaş olduğunu bu haksız savaşa karşı olduklarını söylemeye dilleri varmıyor. “Hangi tarafın haklı olduğunu, hangi tarafın haksız olduğunu” tartışmaktalar. Çıkış yolunu ‘hakim sınıflardan birinin haklılığı, ötekinin haksızlığında’ arayınca Rusya’nın Ukrayna işgali ya görmezden geliniyor, ya da Amerika, İngiltere, Almanya… vb emperyalist savaş kışkırtıcılarının, Ukrayna’nın bu hale gelmesinde baş sorumlu olduğu gerçeğini görmezden geliniyor. Amerikan emperyalizminin başını çektiği NATO’nun Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Suriye’de, Kürdistan’ın dört parçasında yaşanan işgal, ilhak için milyonlarca çoluk-çocuk, kadın, yaşlı, genç masum insanların katliamına sebep oldukları her nedense unutuluyor. Hani, Amerika, Avrupa Birliği ve NATO buralara “demokrasi ve özgürlükler” getirecekti. Sonuçlarını hepimiz gördük. Katliam, yıkım, ölüm ve sefalet yaşanıyor. İki yüzlülü haksız savaşların insanlığa çıkardığı bilanço yıkım, açlık, katliam ve zulümdür. Amerikan ve AB’nin Ukrayna işgaline karşı çıkışları kendi çıkarlarına zarar geldiğinden, önemli bir bakir pazarın kendi egemenliğine girememiş olmasındandır. Ukrayna’nın işgalinde çığırtkanlık yapan Amerika, Avrupa ve onun askeri kolu NATO’nun ikiyüzlülük yaptığı, savaş kışkırtıcısı olduğu açıktır. Girdikleri her ülkede ırkçılığı, milliyetçiliği, azınlıkların ezilmesini, faşizmi işbaşına gelmesini sağlıyorlar. İnsanlığın artık bu gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyor.
Emperyalizmi sevmek!
Meğer ki, “sosyalist, komünist olduklarını söyleyenler
içinde ne çok Amerikan emperyalizmini, Rus emperyalizmini sevenler varmış da
bizim haberimiz yokmuş!
Hani biz bunları tutarlı anti emperyalist biliyorduk ya, çok ama çok büyük
yanılmışız!. Bunların anti emperyalist olmaları bayağı oynak ve kıvrakmış..!
Bunlar emperyalistlerden medet umuyor, demokrasi bekliyor, özgürlük bekliyor,
ulusal kurtuluş mücadelesinin bunlardan biri olmadan gerçekleşmeyeceği
teorisini yapıyorlar. Yani emperyalizme “ilericilik” atfediyor. “Benim çıkarım
, ulusum esastır, gerisi beni ilgilendirmez” diyorlar.
Amerikan seviciler, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da,
Amerika ve NATO’nun işgal, ilhak ve katliamları ne olacak, bunca katliam ve
zulmün üstünü örtülmesi mi gerekiyor sizce?
Diğer yandan kendilerini en keskin “sol, sosyalist” görenler, Rus
emperyalizminin Ukrayna’yı işgal etmesini, Ukrayna halkına zulüm uygulamasını,
katletmesini, “haklı ve meşru”, “ilerici” “ anti faşist” olduğunu
eveleyerek, geveleyerek söylemektedirler. Emperyalist Rus ayısı seviciliğine
soyunmak, günümüzün trajik vakasıdır. Kendi sınıfına, çizgisine, ezilen halk ve
uluslara güvenmeyenler emperyalist seçiciliğe hayırlar taşıyorlar. Üzücü olan
da budur…
Kâh başını Amerika’nın çektiği NATO’nun, kâh Rus emperyalizminin işgal ve
ilhakına yeşil ışık yakmaktan, iki emperyalist blok arasında süren pazar ve
egemenlik savaşından birinden birinin yanında yer almayı düşünmek dahi akla
ziyandadır. Bunun kabul edilir bir yanı olamaz. Gerici haksız savaşı yürütenlerden
birinin yanında yer almak, niyet ne olursa olsun gericiliktir. Üç dünya
teorisini ehveni savunmaktır.
Aynı zamanda bir nevi Rus emperyalizmin in yaptığı insanlık dışı katliamı,
döktüğü kanları onamak olur. Ki, bunun devrimcilik ve sosyalistlikle en ufak
alakası yoktur. Büyük köle sahibine karşı küçük köle sahibini desteklemek olur.
Köleler aynı köle olarak kalırlar. Burada olan kölelere olur, yerleri ve
efendileri değişmiş olur, hepsi o kadar.
Emperyalistler arası hegemonya dalaşında, pazarlarını
genişletme, hakimiyet kurma savaşında devrimciler, sosyalistler, komünistler
taraf olmazlar. Devrimciler bu haksız savaşta dolaylı-dolaysız taraf olmazlar.
Bunlardan birinin “haklı olduğunu” asla savunmazlar. Devrimcilerin yeri her
zaman ezilenlerin, emekçilerin, azınlıkların yanında olmaktır. Biz bu sınıf
kavgasında işçi sınıfının, ezilenlerin, dünya halklarının yanında yer aldık,
alıyoruz, alacağız.
Emperyalist kamplarda birinin yanında yer almak, emperyalistler arası çıkar
dalaşında birini “haklı görmek” sermayenin yanında yer almakla eş
anlamlıdır. Burada savaşı kimin önce başlattığına, kimin kışkırtıcı, yayılmacı
olduğuna bakmayız. Bu savaş haklı bir savaş mı, haksız bir savaş mı biz buna
bakarız. Halklı savaşları destekler ve yanında oluruz, haksız savaşların her
zaman karşısında olur, sömürünün, işgalin, ilhakın sömürgeciliğin ortadan
kalkması, haksız savaşların son bulması için mücadele ederiz.
Amerikan seviciler, Rus seviciler bilmeli ki; emperyalist blokların birine göz
kırpmak dahi ona destek vermektir. Katledilen, kırıma uğrayan, kanı akıtılan,
yerleri, yurtları gasp edilen, sürgüne mahkum edilen milyonlarca ezilen halkın
ahında kanlı parmağınızın olduğu söyleyecektir. Rus emperyalizmi Ukrayna’yı
işgal edişinin beşinci günündeyiz. Bu haksız savaşın baş aktörleri kendi
çıkarlarını düşünüyor, hegemonya savaşı yürütüyorlar. Ukrayna halkı
katlediliyor, yerleri yurtları yakılıyor, yıkılıyor ,milyonlar aç, yoksul
perişan durumda, ülkesini terk ediyor onların umurunda değil.
Açık ve net;
Rusya derhal işgal ettiği Ukrayna topraklarından askerini çekmelidir. Ukrayna ulusu kendi kaderini kendisi tayin etmelidir.Amerikan ve NATO elini kolunu Ukrayna’dan çekmelidir. Dünya halklarının baş düşmanı Amerikan emperyalizminin başını çektiği ve Avrupalı emperyalist devletler ve işbirlikçilerinden oluşan NATO dağıtılmalıdır. NATO’nun işgal, ilhak, sömürgeci ve katliamcı yüzü açığa çıkarılmalı teşhir ve tecrit edilmelidir.
Zelensky gibi Amerika, Alman, İngiliz ve AB işbirlikçi milliyetçi, ırkçı faşist yönetim derhal istifa etmeli, iktidar Ukrayna halkına devredilmelidir.
Dünya işçi sınıfı, mazlum halklar ve ezilen uluslar emperyalistler
arası haksız savaşlara, işgal ve ilhaka karşı birlikte mücadeleyi yükseltmeli,
baş kaldırmalı, ülkelerinde burjuva sistemi yıkmak için devrime omuz
vermelidir. Emperyalist savaşları devrimler önler.
Rus emperyalizminin Ukrayna’yı işgalini savunanlar, Amerikan ve NATO’nun
şemsiyesi altında “demokrasi ve bağımsızlık” arayan emperyalist
seviciler bilmelisiniz ki, Irak’ta, Suriye’de, Kürdistan’ın dört parçasında
düştüğünüz yanlışı bugün Ukrayna’da yapıyorsunuz. Emperyalizminin başı Amerika
seviciliğine, turno sol yaparak Rusya seviciliğinize inanın bayılıyorum.
Bağımsızlık, demokrasi ve özgürlük her şeyden üstündür.
Hasan Aksu – 01.03.2022