Makaleler

Published on Mart 7th, 2021

0

Egemenler emek ve onu yaratan emekçiye hep karşı olmuştur – Resul Erenler


Kadın sorunu konusunda Türkiye (özellikle bu iktidar döneminde) kadına daha çok acıların yaşatıldığı bir dönem olarak tarihte ki yerini aldı…

“8 Mart dileğim: Dünya kadınlarının bütün umutları, dirençleri, isyanları, emekleri, neşeleri birleşsin! Her şey kadınlar ve insanlık adına daha güzel, adil, şiddetsiz, sömürüsüz, özgür bir yaşam için. Alanlarda buluşan, buluşacak olan kadınlara en içten ve coşkulu selamlarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. İrademiz, cüretimiz eve sığamaz, mahpusa sığmaz. Bütün kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun. Erkek ve devlet egemen şiddete, savaşlara, ayrımcılığa karşı direnen kadınlar kazanacak.”  Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ. 

8 Mart 1857’de ABD’nin New York kentinde. Konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40 bin işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı hak arama greviyle başlar. Polisin saldırısıyla çıkan yangında içerde kalan çoğu kadın 129 işçi kurulan barikatı aşamayınca içerde hayatlarını kaybederler. Hayatını kaybeden Kadın ve Erkek işçilerin cenaze töreni on binlerce kişinin katılımıyla yapılır. 53 Yıl sonra Danimarka’nın Kopenhag kentinde 1910’da toplanan 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin, ABD’deki o yangında yaşamını yitiren kadın işçilerin anısına 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerir. Ve oy birliği ile kabul edilir, ilk başlarda, tarihi kesin olmayan anmalar tüm dünyada ilkbaharda yapılır. 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda, Sovyetler Birliği’nin kurucusu Lenin’in önerisiyle “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul görür 8 Mart. Ve o günden sonra “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak her yıl anılır. 

17 Ekim devriminden sonra Sovyetler Birliğinde kadına verilen değer ve özellikle ikinci dünya savaşından sonra sosyalizmin yayılmasından çekinen bazı ülkelerde 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününün kutlanması yasaklanır. 1960’lı yılların sonunda ABD de ve daha sonra Avrupa ülkelerinde daha güçlü katılımların olduğu toplantılarla yeniden 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanır.

“Aralık 1977’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ve daha sonra 24 Ekim-28 Kasım 1978 tarihlerinde gerçekleştirilen UNESCO’nun 20. Genel Konferansı’nın 13.2. Maddesi gereği 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü” olarak yeniden isimlendirilir Emekçi kelimesi içinde çıkarılarak.

Emperyalistlerce finanse edilen UNESCO ve Birleşmiş Milletler; 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar gününde ki emekçi sözcüğünü çıkararak 8 Martın dünya kadınlar günü olarak ilan etmesi egemenlerin emek ve emekçi sözcüğünden ne kadar çok korktuklarını ve 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününün içini boşaltarak salonlarda sosyete kadınların emek ve üretimde zere katkısı olmayan zenginlerin sofralarını süsleyen, sıradan bir kadın gününe dönüştürmeye çalıştıklarını ve bu beyhude çabaları emekçi kadınların 8 Matını tüm uğraşlarına rağmen yozlaştıramadıklarını, her yıl 8 mart Dünya Emekçi Kadınlar günü olarak kalmaya ve emekçi devrimci kadınların öncülüğünde özüne uygun bir biçimde anıldı ve anacaktır 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sadece kadını hatırlamak değil, kadının bu erkek egemen dünyada haklarını savunmak ve erkeklerle eşit haklara sahip oluğunu, kadına şiddetin vb. İnsanlık suçlarının son bulmasını ve ortada kaldırılmasına vesile olacak bir mücadele günü olarak kutlanması gerektiğini herkesin bilmesi gerekir. 

Halkın ve emekçilerin emeğinden çaldıklarıyla, yaptıkları saraylarda kollarına taktıkları 50 bin dolarlık çantalarla caka satan kadınların kutlayacağı bir gün değildir; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü! 

Emeğin ve emeği yaratanların yaşamları pahasına kazanılan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü; içi boşaltılarak adeta kadını bir meta ve bir eğlence süsü olarak lanse edenlerin anacağı bir gün değildir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü! 

Dünyada kadınların yürüttüğü özgürleşme mücadelesini ve kadınların güncel taleplerini değil, tüm kadın haklarının ve taleplerinin yasal güvence altına alındığı ve kabul gördüğü ve herkesin saygı duyduğu bir gün olarak kutlanmalı ve öylede kalmalıdır 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!

Uğruna bedeller ödenen bugünün, burjuva sosyete kadınlarının eğlence günü olarak değil, mücadele günü olarak kalmalı ve emekçi kadınların verdiği mücadeleye uygun bir biçimde kutlanmalı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü! 

8 Mart Türkiye’de ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanır. Daha sonraki yıllarda kutlanmaya devam edilir. 12 Eylül 1980 Askeri faşist darbesinden sonra dört yıl yasaklı kalan 8 Mart 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar günü” (emekçi sözcüğü çıkarılarak) olarak kutlanır. Onların emekçi sözcüğüne karşı inadına, devrimci kadınlar 8 Marı, Dünya Emekçi Kadınlar Günü Olarak kutlamaya devam etiler ve edecekler. 

Kadın hakkı, temel bir insani haktır ve toplumu var eden en değerli varlık Kadındır. Kadınla erkeğin kamusal ve özel alanda tam anlamıyla eşitliğinin sağlanması, tolumun değer ölçülerini daha da insani kılar. Kadındaki analık duygusu, onun doğurganlığı ve insan ırkının doğal taşıyıcılığı ve her zaman eşitçi ve dolaysıyla; sorunsuz ve sıkıntısız bir toplumun var edilmesinde birinci derecede rol alan bir unsurudur Kadın. Ve yaşanır bir toplumsallığın da belirleyicisidir Kadın. 

Ne yazık ki tüm dünyada, kadın erkek eşitliği temel ilke olarak benimsenmesine rağmen (İslam ülkeleri hariç) tüm dünyada kadınların eşitsiz konumları varlığını sürdürmektedir. 

Kadın sorunu konusunda Türkiye (özellikle bu iktidar döneminde) kadına daha çok acıların yaşatıldığı bir dönem olarak tarihte ki yerini aldı. Hemen hemen her gün bir Kadın cinayetinin yaşandığı bir ülke Türkiye. Kadın cinayeti işleyen erkekler hak ettikleri cezaya çarptırılmadıkları için ve yaptıkları yanlarına kar kaldığı içindir ki Kadına şiddeti uygulamaya ve katletmeye devam ediyorlar. Verilen cezalar caydırıcı olmadığı gibi adeta özendirici bir unsurda dönüşmüş oluyor.

“Dünya Ekonomik Forumu’nun Toplumsal Cinsiyet Uçurum Raporu’na göre, Türkiye 135 ülke arasında genel sıralamada 120’inci sırada yer almaktadır. Yine Avrupa ve Orta Asya bölgesinde Türkiye’nin kadınların ekonomik yaşama katılım ve fırsat eşitliği açısından sonuncu sırada” olduğu görülmektedir. 

Özellikle bu iktidar döneminde kadınların toplumdaki yeri ve kadına verilen değerin her geçen gün daha da geri götürüldüğü ve kadına şiddet ve katletme gerçeğiyle karşı karşıya Türkiye’deki kadınlar. 


Resul Erenler – 07.03.2021

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑