Kadın

Published on Ağustos 14th, 2022

0

Dünyanın sessizce izlediği Afganistan’da bir yılda neler oldu?

20 yılın ardından Afganistan yönetimini yeniden ele geçiren Taliban, işgale karşı duran çok sayıda insanı katletti. Taliban, ilk önce hedef aldığı kadın ve çocukların kazanılmış tüm haklarını gasp ederken, tüm bu yaşananlar karşısında dünya kamuoyu ise sessiz kalmaya devam ediyor.

Taliban’ın Afganistan’ı 20 yılın ardından yeniden ele geçirmesinin üzerinden bir yıl geçti. Direniş ve mücadeleyle geçen bir yılda çok sayıda kadın Taliban çeteleri tarafından kaçırılıp işkencelere maruz kaldı. Kadın ve kız çocukların tüm yaşamsal hakları ellerinden alınırken, kölelik dayatmalarına maruz kaldı. Taliban yönetimini tanımayan kadınlar ise sokakları direniş alanına çevirdi.

Taliban’ın Afganistan’ı 20 yılın ardından yeniden ele geçirmesiyle birlikte ülkede yaşanan gelişmeler ile kadınların bu anlamda yürüttüğü bir yıllık mücadeleyi Jinnews derledi.

5 yıllık Taliban yönetimi

1996’dan 2001 yılına kadar Afganistan’da iktidarı elinde bulunduran, Taliban 5 yıllık süre zarfında ülkede çok sayıda katliam gerçekleştirdi. Halkı açlıkla yüz yüze bırakan Taliban, Birleşmiş Milletler’in (BM) gıda tedarikini engelledi. Halka ait  toprakları yakarak, tarımsal faaliyetlerin yürütülmesinin önünü alan Taliban’ın on binlerce evi talan etti. Halkın tüm sosyal ve kültürel faaliyetlerini de yasaklayan Taliban, müzik yapma, resim çizme, film izleme gibi faaliyetleri de engelledi. En ağır yaptırımları kadınlara uygulayan Taliban, kadınların okula gitmesini engelledi, sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı. Kadınların dışarıda tek başına dolaşmalarını da yasaklayan Taliban bir “erkek akraba” ile dolaşmaları ile burka giymelerini zorunlu kıldı. Taliban tarafından belirlenen kuralları çiğneyen kadınlara işkence edildi, kırbaçlandı veya idam edildi. Farklı dini ve etnik azınlıklara da ağır işkenceler uygulayan Taliban, yürüttüğü kültürel soykırım politikasıyla da Bamyan’ın bin 500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etti.

11 Eylül 2001!

11 Eylül 2001 tarihinde radikal İslamcı örgüt El-Kaide tarafından ABD’nin dört ayrı noktasında düzenlenen ve binlerce insanın katledildiği saldırılar sonucunda ABD, Afganistan’ı yöneten Taliban rejiminin El-Kaide’ye destek vermesi nedeniyle ülkeye operasyon başlattı. 2001 yılında Afganistan’ı işgal eden ABD, Taliban rejimini yönetimden düşürerek hakimiyet sağladı. ABD, işgalin ardından ülke halkına, kadınlara ve çocuklara yönelik hakları kısmen teslim etse de ülke uzun yıllar ABD askerlerinin varlık sürdürdüğü bir “sömürü” ülkesi halini aldı. Taliban zulmünden kurtulduğu için sevinen halk bu defa ABD’nin adeta sömürgesi haline geldi.

20 yıldan sonra Taliban ülkeyi nasıl ele geçirdi?

2001 yılından 2021 yılına kadar Afganistan’da asker barındıran ABD’nin Ağustos ayında askerlerini geri çekmesi üzerine, Taliban 20 yılın ardından ülkeyi yeniden ele geçirmiş oldu. 2020 yılının Şubat ayında dönemin ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla ABD güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile “Afganistan’a Barışı Getirme Anlaşması” adıyla bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli hükümetle müzakere edecekti. Katar’ın başkenti Doha’da imzalanan anlaşmaya büyük tepkiler verilmiş olsa da ABD, anlaşmadan geri çekilmeyerek 14 ay içinde askerlerini Afganistan’dan çekmek için hazırlıklara başladı.

6 Ağustos’ta ilk vilayet işgal edildi

ABD’nin askerlerini çekmeye başlaması üzerine 20 yılın ardından yeniden hareketlenen Taliban, geçtiğimiz yılın Haziran ayında yerleşim yerlerinde yeniden hakimiyet sağlamaya başladı. Ülkeyi adım adım ele geçiren Taliban’ın hareketliliği Temmuz ayında artmış ve Ağustos ayında ise zirveye ulaşmıştı. Taliban, başlattığı işgal girişimiyle ilk olarak 6 Ağustos’ta ülkenin bir vilayetinin merkezini ele geçirdi.

Taliban ülkeyi 10 günde ele geçirdi

Taliban tarafından 6 Ağustos’ta başlatılan işgal, 15 Ağustos’ta başkent Kabil’in ele geçirilmesiyle yeni bir boyut kazandı. 10 günlük süre zarfında karşısında kadınlar ve belli bir muhalif kesim dışında hiçbir güç görmeyen Taliban, hızla ilerleyerek Kabil’e girmesinin ardından ülke yönetimini ele geçirdi. 15 Ağustos, Afganistan için 20 yılın ardından yeniden Taliban zulmünün başladığı tarih olarak kayıtlara geçti.

Halk direndi Cumhurbaşkanı kaçtı!

Taliban’ın hızlı bir şekilde ilerlemesi üzerine binlerce kişi, yönünü başkent Kabil’e çevirdi. Halk, yaşamda kalabilmek adına bulundukları alanları terk etmek zorunda kalırken, Taliban’a karşı savaşmayan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ise ülkeden kaçtı. Bu durum gerek ülke içinde gerekse de dünya kamuoyu tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.

Afganistan halkı neler yaşadı?

15 Ağustos’ta Taliban’ın yönetimi ele geçirmesi ve bunu resmi olarak ilan etmesinin ardından halkın büyük çoğunluğu, ülkeden kaçmanın yollarını aramaya başladı. Taliban, işgal ettiği yerlerde kendisine karşı çıkanlara işkence etti, katletti ve tüm yasal haklarına el koydu.

Göç krizi: Havalimanında katliam

Binlerce insan, Taliban zulmüne karşı hayatta kalabilmek için sınır ülkelerine kaçmayı başarırken, binlercesi ise hala ülkeden çıkmaya çalışıyor. Yüzlerce insan, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin ardından güvenli gördükleri havalimanlarına sığınarak, ülkeden kaçmaya çalıştı. Halk, günlerce havalimanında yaşama tutunmak için direndi. Yüzlerce kadın ve çocuğun da bulunduğu havalimanının adeta mülteci kampına döndüğü görüntüler kısa sürede dijital medyada yayılarak dünya gündemine oturdu. Dış hat uçuşlarının bulunduğu alanlarda ülkeden çıkabilme umuduyla uçaklara akın eden binlerce insanın bir kısmının uçak kanatlarına takılarak yaşamını yitirdiği iddiaları da kısa sürede dijital medyada yayılarak dünya gündemini sarstı. Duyarlılık, yardım ve dayanışma çağrısında bulunan halkın ülkeden güvenli çıkışları için ise dış kamuoyu tepkilerine rağmen devlet yetkilileri sorumluluklarını yerine getirmedi.

Kadınların durumu

Yönetimi ele geçiren Taliban’ın ilk faaliyeti kadınları hedef almak oldu. Kadınların kazanılmış tüm haklarını ellerinden alan Taliban, kadınlara ilk olarak peçe takmayı zorunlu kıldı. Kadın ve kız çocuklarının okula gitmesini yasaklayan Taliban, kadınların yanlarında erkek bir akrabaları olmadan dışarı çıkmalarını ise yasakladı. Kadınların iş hayatına da müdahale eden Taliban, kadınlara çalışmayı da yasakladı. Uygulamalara karşı çıkan çok sayıda kadını kaçıran, işkence eden ve katleden Taliban, kadınlara saldırmayı sürdürüyor.

Kadın mücadelesi

Taliban’a ilk karşı çıkan kesim özgürlüklerini haykıran kadınlar oldu. Sokaklarda, alanlarda Taliban’a karşı eylemler düzenleyen ve Taliban’ı protesto eden kadınlar ardından Afganistanlı Kadınların Kendiliğinden Hareketi’ni kurarak burada örgütlenmeye ve Taliban’a karşı mücadele etmeye başladı.

Dünya kamuoyunda Afganistan

Taliban’ın ülkeyi ele geçirmesinin ardından dünya kamuoyunda demokratik kitle örgütlerinden büyük tepkiler, halk için destek ve dayanışma mesajları verilirken, siyasi liderlerden ise savaşa maruz kalan insanların görünür olmadığı açıklamalar geldi. ABD askerlerinin geri çekilmesinin ardından Afganların ölüme terk edilmesinin birinci dereceden sorumlusu olan ABD Başkanı Joe Biden, ilk yaptığı açıklamada, “Afganistan ordusu ülkede kontrolü tek başına sağlayamayacaksa, Amerikan askerlerinin bir sene ya da 5 sene daha Afganistan’da görev yapmasının faydası yok. ABD askerlerinin bir ülkenin iç savaşına müdahalede bulunması kabul edebileceğim bir şey değil” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ve Avrupa Halk Partisi üyesi Margaritis Schinas, ülkedeki gelişmelerle ilgili olarak göçmenlik ve iltica konularına atıfta bulunarak, “Avrupa’nın yeni bir göçmenlik ve sığınma mevzuatına ihtiyacı var. Gerekli değişiklikleri yapmak için bekleme süremiz doldu” dedi. Afganistan’a komşu olan Pakistan’da ise devlet adına açıklamada bulunan Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zahid Hafız, “Afganistan’da giderek kötüye giden mevcut durumdan dolayı endişe içerisindeyiz. Ancak Büyükelçiliğimizi kapatma kararı almadık” diye konuştu. Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, ülkedeki istikrarsız durum ve iç karışıklığın sonucunun, eninde sonunda Avrupa ve Avusturya topraklarına akacağını ifade ederek, Afganistan haricinde Asya’daki komşu ülkelere de acilen destek verilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye kamuoyunda Afganistan

Yürüttüğü göçmen politikalarıyla yoğun eleştirilere maruz kalan Türkiye’de ise ilk açıklama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan geldi. Tayyip Erdoğan, “Bölgenin ve en başta da Afganistan’ın bir an önce istikrara kavuşturulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Türkiye olarak İran üzerinden gerçekleşen ve giderek yoğunlaşan bir Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin Kabil Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada ise Afganistan’da yaşayan Türkiye vatandaşlarına çağrıda bulunularak, ülkeden ayrılmak isteyen kişilerin ivedilikle Türkiye’nin Kabil Büyükelçiliği’ne bilgi vermesi istendi. Ancak Taliban şiddetinin arttığı, kadın ve çocukların ciddi tehlike altında olduğu süreçte Afganistan’dan çok sayıda erkeğin Türkiye’ye giriş yaptığı iddiası gündemde tartışmalara neden olmuştu.

1 yılın ardından

15 Ağustos 2021’de Taliban saldırılarıyla başlayan durum karşısında binlerce insan ülkeden göç etmek durumunda kaldı. Büyük bir tehdit altında yaşayan kadınlar Taliban işkencesine karşı eylemlerini sürdürürken bir yanıyla da hayatta kalabilmek için ülkeden güvenli bir çıkışın yolunu arıyor. Dünya kamuoyunun sessizliğini eleştiren kadınlar, duyarlılık çağrılarını seslerini duyurabildikleri her platformda ve dijital mecralarda haykırıyor. Ancak Avrupa ve BM başta olmak üzere dünya da Taliban zulmüne karşı derin bir sessizlik içinde.

Kadınlar destek ve dayanışma bekliyor

Saldırıların yoğunlaştığı ve Taliban’ın ülke yönetimini ele geçirdiği 15 Ağustos’un birinci yıl dönümünde Afganistanlı Kadınların Kendiliğinden Hareketi, Taliban’a karşı bir dizi eylem gerçekleştirmeye başladı. Yüzlerini ve kimliklerini saklamak durumunda kalan kadınlar, güvende olmadıklarını ve hayatta kalabilmek için mücadele ettiklerini dünyaya duyurmaya çalışıyor. Bir yıldır direnişlerini sürdüren kadınlar dünya kamuoyundan ve kadın örgütlerinden de destek ve dayanışma bekliyor.

(Karınca)

Foto: Pixabay

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑