Türkiye

Published on Mayıs 4th, 2022

0

Dünya basın özgürlüğünde Türkiye’den kötü sadece 31 ülke var

Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) 2022 Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 180 ülke arasından 149. sırada.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), her yıl açıkladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ni bu yıl 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yayınladı. Türkiye endekste 180 ülke içerisinde 149. sırada yer aldı.

Geçen yıl aynı listede 153. sırada yer alan Türkiye, 4 puanlık iyileşmeye rağmen Libya, Somali ve Ruanda gibi ülkelerin gerisinde kaldı.

2005’te 98. sırada yer alan Türkiye, listedeki yerinde sürekli düşüş yaşamış ve haberciliğe dönük yoğun ve çeşitli baskılar nedeniyle 2010’da 138, 2015’te 149, 2020’de 154’üncülüğe gerilemişti.

Norveç, Danimarka ve İsveç listede ilk üç sırayı alırken İran, Eritre ve Kuzey Kore sırasıyla 178, 179 ve 180. sırada yer aldı.

Estonya (4) ve Litvanya (9) sıralamada ilk 10’a girerken, Hollanda (28) ‘ilkler’ arasından çıktı. Avrupa’da sıralama sonuncusu olan Bulgaristan’ın (91) yerini ise Yunanistan (108) aldı.

Bu sonuçla Türkiye diğer 42 ülkeyle birlikte “kötü”, 28 ülke “çok kötü”, 62 ülke “sorunlu” olarak kategorize edildi. 40 ülke “tatmin edici” bulunurken sadece 8 ülkenin özgürlük durumu “iyi” olarak kategorize edildi.

Türkiye’yi sivil toplum sırtladı

Endekste Türkiye’nin, “medyaya dönük baskılara karşı sivil toplum hareketinin gösterdiği mücadele sayesinde endekste dört sıra ilerlediği” kaydedildi.

RSF iyileşme için “Geçen yıl, yakınındaki ülkelerdeki kötü gidiş nedeniyle listede bir sıra öne çıkan Türkiye, son bir yılda ise gazetecilere yönelik şiddete karşı yapılan kitlesel eylemler, hak aramalarda yaşanan kimi kazanımlar, ‘baskıda aşırıya kaçıldığı’ görüşüyle bazı mahkemelerden çıkan olumlu kararlar ve gazetecilere dönük tutuklamaların azalma göstermesi sayesinde 149’uncu oldu” dedi.

RSF Endeksi’nde Türkiye ile ilgili olarak şu ifadeler yer aldı:

“Recep Tayyip Erdoğan’ın aşırı yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığına ve otoriterliğine, basın özgürlüğünün hiçe sayılması ve yargı sistemine müdahaleler eşlik etti. Yargı, Erdoğan’ın talebi üzerine tutuklamalar yapsa da bazı hakimler ‘aşırıya kaçan baskıya’ ses çıkarmaya başladı: Bazı gazeteciler, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’, ‘örgüt üyeliği’ veya ‘örgüt propagandası’ gerekçelerine dayandırılan keyfi kovuşturmalarda beraat etti. Gazetecilere yönelik tutuklamanın yerini adli kontrol aldı.

“Temmuz 2021’de gazeteciler, AFP foto-muhabiri Bülent Kılıç’ın şiddet görerek gözaltına alınmasının ardından, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanından sonra ilk kez kitlesel eylem yaptı. Son iki yılda Türkiye’de iki gazeteci öldürüldü: Ses Kocaeli gazetesi sahibi Güngör Arslan 19 Şubat 2022’de; Bursa Rahmet FM çalışanı Hazım Özsu da Mart 2021’de uğradıkları silahlı saldırılar sonucu yaşamlarını yitirdiler. Cinayet zanlıları tutuklandılar.”

Avrupa’da durum kötüleşiyor

Avrupa’da basın özgürlüğünün gerilediğini vurgu yapan RSF, bunun için de şunları söyledi:

“Avrupa’da 2021’de görülen eşitsizliklere, Avrupa Birliği’nde gazeteci cinayetlerinin hortlaması, toplumsal eylemlerde haksızca yetkililerle karıştırılan medya temsilcilerinin saldırılara hedef olması ve bazı Avrupa Birliği (AB) hükümetlerinin gazeteci haklarını kısıtlayan düzenlemelere gitmesi neden oldu.

“Yunanistan’da Giorgos Karaivaz ve Hollanda’da Peter R. De Vries, Avrupa metropol merkezlerinde mafyavari bir tarzda öldürüldü. 2020 yılında Malta’da (78) Daphne Caruana Galizia’yı, Slovakya’da (27) ise Jan Kuciak’ı öldürenler hâlâ hak ettikleri cezaları almadılar. Yine de bu iki ülke, adalet ve basın özgürlüğü yolunda belli ölçüde yol almayı başardı.

“Almanya (16), Fransa (26), İtalya (58) ve Hollanda’da haberciler, Covid karşıtı önlemlerin protesto edildiği eylemler sırasında artış gösteren saldırı ve tehditlerin hedefi oldular. Slovenya (54), Polonya (66), Macaristan (85), Arnavutluk (103) ve Yunanistan’da hükümetler, medya özgürlüğünü zora sokan düzenlemelere giriştiler.

“Diğer yandan Sırbistan (79) cezasızlığa karşı mücadelede yol kat etti, Çek Cumhuriyeti (20) ve Bulgaristan (91) ise iktidar değişikliğinin ardından gazeteciler üzerindeki siyasi baskıyı gevşetti. Birleşik Krallık’ın (24), iki yıllık prosedür sürecinin ardından Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın ABD’ye (42) iadesinin önünü açması dikkat çekti. Bu süreçte RSF, gazeteci olmamakla birlikte gazeteciliğe katkıda bulunan Assange’ın iadesine -bu tür katkılar adına kötü bir ilk örnek oluşturmaması için- karşı çıktı.”

(Bianet)

Foto: Pixabay

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑