Makaleler

Published on Şubat 8th, 2022

0

‘Devrim Yükü’nü yoldaşların taşıyor Muharrem Usta | Aziz Tunç


Ne mutlu ki tanıdım, ne mutlu ki birlikte aynı yolun yolcusu olduk. Ve ne mutlu yükü devrim olanlara, yükü devrim olarak hayatını tamamlayanlara…

Bir süre önce Hilmi Toy’un Yayıma hazırlayıp düzenlemesiyle adı “YÜKÜM Devrimdi – Devrimci Bir Sendikacının Tanıklığı” olan Muharrem Şarklı’nın anıları yayınlandı. Kitap Antepli her devrimcinin mutlaka tanıdığı veya en azından adını duyduğu sosyalist sendikacı Muharrem Şarklı’nın anılarını içeriyor. Muharrem Şarklı ya da en yaygın adıyla Muharrem Usta Antepli ilk kuşak bir devrimci sendikacıdır. Muharrem Usta, Hilmi Toy’un ve Garbis Altınoğlu gibi arkadaşlarının teşvikeleri sonucunda anılarını yazmış, ancak anılar Hilmi Toy’un değerli çaba ve edebi düzenlemeleriyle yayınlanmıştır.

Hilmi Toy

Çünkü Muharrem Şarklı, kendisinin de yazdığı gibi sorumlu aydın bir insan olarak devrimcileşmemiş, bir emekçi olarak devrimciliği ve sosyalizm umudunu hayatının doğal bir parçası olarak yaşamıştır. Yani Muharrem Usta “alaylı bir devrimciydi, mektepli değil”. Kitap okunduğunda bu gerçek, Muharrem Usta’nın samimi anlatımında görülecektir. Muharrem Usta’nın sıcak anlatımlarını sistemli hale getirerek okuyucuya aktaran Hilmi Toy’un etkili, canlı, edebiyatçı üslubunun de anılara büyük bir değer kattığını belirtmek gerekiyor. Ayrıca Hilmi Toy’un konuya hakimiyeti de anıların sistematize edilmesinde önemli olduğu görülmektedir.

Böyle bir kitabın yayınlanacağını öğrendiğimde mutlulukla birlikte bir buruklukta yaşamadım değil. Çünkü Muharrem Usta yıldızlara uçmuş, dostlarının ve yoldaşlarının gönüllerindeki yerine gitmiştir. “Keşke yaşıyor olsaydı da anılarını birlikte okuyabilseydik.” diye acı yüklü bir pişmanlık geçiyor insanın yüreğinde.

1960’larda devrimcilerle/devrimci mücadeleyle tanışan Muharrem Usta, o dönemin mücadele örgütü olan TİP’e üye olarak devrimci hayata adım atarak mücadeleye başlamıştır. Bilindiği gibi bu yıllar Türkiye ve Kürdistan’da sürdürülen mücadelenin düzeyi, içeriği ve kullanılan yöntemlerin çeşitliliği bakımından tarihi önemi olan yıllardır.

Bu nedenle o yılları aktif bir devrimci olarak yaşamış olan Muharrem Usta’nın da her yönüyle yaşanan bu tarihin bir öznesi olduğu görülmektedir. Filistin devrimci hareketinde eğitim almak için giden devrimcileri Suriye’ye geçirmekten tutulalım, Antep’te yapılan ilk grev ve ilk toprak işgallerine kadar sürdürülen her devrimci mücadelede Muharrem Usta’nın izi bulunmaktadır. Her etkinliğe emeğini katmış, her gelişmenin içinde, olması gereken yerinde olmuştur. Bu yıllarda dönemin devrimci önderlerini tanımış, onlarla birlikte mücadeleyi büyütmenin gereklerini yerine getirmeye çalışmıştır.

Muharrem Usta, yaşamı boyunca karşısına çıkan her önemli yol ayrımında emekçi kişiliğinin verdiği doğal duyarlılıkla hep devrimden yana yönünü dönmüştür. TİP ile devrimciler arasında ayrım olduğunda devrimcilerle ortak hareket etmiştir. Daha sonra karşı-devrimci PDA kliğiyle İbrahim Kaypakkaya arasında yaşanan ayrışmada İbrahim Kaypakkaya’nın devrimci çizgisinden yana olmuştur. Muharrem Usta 12 Mart 1971 darbesinden sonra toparlanan devrimci hareketlerin gelişiminin içinde yer almış, bu dönemde önce HB, sonra DHB saflarında yer alarak mücadeleye devam etmiştir. 12 Eylül 1980 faşist darbesinin devrimcilere uyguladığı bütün zorbalıkları, baskı ve işkenceleri yaşamış, 4 yıla yakın hapis yatmıştır. Ancak bütün bunlar Muharrem Usta’nın devrime, sosyalizme ve bunlar için örgütlü mücadeleye olan inancını zerre kadar eksiltmemiştir.

Muharrem Usta her devrimci grubun başarılı bir eyleminde sevinmiş, mutlu olmuş, ama yaşanan her sorunun ve zorluğun acısını da içinde hissetmiştir. 1976 yılında THKO’lu İlhan ile Mehmet Ali Özpolat’ın direnişinde onların hayatlarını kurtarmak için “ne yapabiliriz?” diye çareler aramış, onları kurtaramamış olmanın üzüntüsünü yüreğinin en müstesna köşesine kaydetmiştir.

Muharrem Usta kendisinin anlattığı gibi “ilk gençlik yıllarımdan başlamak üzere son anıma kadar devrime ve sosyalizme inanmış, devrimi ve sosyalizmi sevmiştim.” Bunlar doğru, ama Muharrem Usta’nın en az bunlar kadar önemli ve değerli olan bir başka özelliğini de kaydetmek gerekir. Muharrem Usta bir mücadele insanı olarak sadece bu doğru değerlere inanmakla kalmamış, bu değerler için örgütlü mücadele etmenin zorunluluğuna da inanmış ve bu inancına göre yaşamıştır.

Muharrem Usta gibi sosyal konumu gereği, hayata ve topluma karşı sosyal sorumlulukları olan bir insanın örgütsel disipline bu kadar bağlı olması ve sürekli örgütsel bir çalışma ilişkisi araması çok anlamlıdır. Birçok insanın örgütlülükten kaynaklanan sorumluluklardan uzak durmak zorunda kaldığı koşullarda Muharrem Usta’nın örgütlü olmaya verdiği önem, örnek alınması gereken çok temel bir özellik olmuştur. Yaşıtlarının hızla azaldığı bir kuşağın temsilcisi olması da Muharrem Usta’nın anılarını anlamlı ve değerli kılmaktadır. Fakat Muharrem Usta’nın devrimci yolculuğu sadece 1968’lilerle başlayıp bitmemiş, 78’lilerle yani bizlerle de devam etmiş, ömrünü devrimci mücadele içinde tamamlamış bir devrimci, sosyalisttir. O nedenle Muharrem Usta aynı zamanda bizim kuşağın da hikayesini yazmıştır.

Muharrem Usta’nın anılarının yayınlaması bir başka nedenden dolayı da önemlidir. TKP-ML Hareketi İbrahim Kaypakkaya’nın tezlerini savunan bir hareket olup Türkiye ve Kürdistan da sürdürülen devrim ve sosyalizm mücadelesinin önemli bir bileşeni olarak birçok ayırt edici özelliğe sahiptir. Ancak buna rağmen TKP-ML Hareketi’nin tarihini yazmak veya durumu uygun olanlarının ve mücadeleye değer katan insanların anılarını yazması konularında ne yazık ki oldukça tutuk davranılmış, çok az eser üretilmiştir. Diğer devrimci çevrelerin bu anlamda ürettiklerine bakılarak tespit edilen bu boşluğun giderilmesi devrimci mücadeleye değer katacaktır.

Muharrem Usta’yı tanıma, yoldaşlık yaşama şansım oldu. Son yıllarında da görüştük. Ama ne yazık ki böyle bir sonucu hesaplamadığım için yeterince kapsamlı birlikte olamadık. Ama yine de böyle bir devrimcinin anılarında yer alıyor olmak anlamlıdır, değerlidir.

Muharrem Usta, anılarının sonlarında “Bu nedenle eşim için iyi bir eş, çocuklarım için iyi bir baba, yoldaşlarım için iyi bir devrimci yoldaş, dostlarım için iyi bir dost, devrim için iyi bir hamal oldum mu?” diye sormuş. Evet, Muharrem Usta’m, sorunun diğer bölümlerinin cevabını muhatapları verecekler, verecektir elbette. Ama benim için her zaman unutmayacağım değerli bir dosttun.

Ne mutlu ki tanıdım, ne mutlu ki birlikte aynı yolun yolcusu olduk. Ve ne mutlu yükü devrim olanlara, yükü devrim olarak hayatını tamamlayanlara. Gözün arkada kalmasın, Muharrem Usta’m “devrim yükü”nü yoldaşların taşıyor, taşıyacaklar. Ve bu kervan menziline varacaktır, sen rahat uyu.


Aziz Tunç – 08.02.2022

Tags: , , , , , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑