Published on Mayıs 18th, 2021
0Demirtaş: Hakim koltuğunda Erdoğan, Bahçeli ve Soylu oturuyor
Kobanê davasında mahkeme heyetinin AİHM kararını aleyhe kullanabilmek için çeviride sahtecilik yapıldığını söyleyen HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Hakim koltuğunda Erdoğan, Bahçeli, Soylu; savcı koltuğunda ise yandaş medya ve trol ordusu oturmaktadır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile MYK üyeleri başta olmak üzere 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê davası Sincan Cezaevi Adliyesi’nde görülmeye başlandı.
Duruşmada savcı, reddi hakim talebinin henüz karara bağlanmadığını, bu nedenle esasa ilişkin savunmanın alınmaması gerektiğini söyledi. Savcı, tutukluluk incelemesine dair talebini açıklamasıyla ilgili mahkeme heyetinden yanıt istedi.
BİLİRKİŞİ GÖREVLENDİRİLECEK
Tutukluluk incelemesinin 30 günü geçmediği için yapılmayacağını belirten
mahkeme heyeti, savcılığın talebini almadı. Dosyaya gelen evrakları da
okuyan mahkeme heyeti, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın
Kobanê’ye dair yaptığı konuşmanın incelenmesi için mahkeme tarafından
bilirkişi görevlendirildiğini paylaştı.
Ardından söz alan Demirtaş’ın avukatı Mehmet Emin Aktar, tutukluluk incelemesinin her duruşmada yapılması gerektiğinin altını çizdi. Aktar, “Savcının talebine 30 gün geçmedi diyerek yanıt verdiniz. 30 gün azami bir süredir ama bu kadar fazla suçlamanın olduğu davalarda her duruşmada tutukluluk incelemesinin yapılması gerekir. Şimdi hem biz avukatlardan hem de tutuklulardan söz hakkı vererek ardından ara karar oluşturup duruşmayı erteleyecekseniz, tutukluluk incelemesini de yapmanız gerekir” dedi.
Aktar, mahkeme heyetinin bilirkişi atamasına dair, “İncelenmesini istediğiniz konuşma iddianamede suç unsuru sayıldı. Bu da iddianamenin siyasi saiklerle hazırlandığını kanıtlar nitelikte” diye belirtti.
AVUKATLAR: HAKLARIMIZI BİLİYORUZ
Mahkeme heyeti, avukatlara beyanlarını almak üzere söz vereceğini, kendi
aralarında iş bölümü yapmalarını istedi. Söz alan avukatlar, “Yasalara
göre avukatların mahkemenin kararı olmaksızın söz alıp konuşma hakkı
var. Yetkilerimizi biliyoruz. Bir iç sıralama yapıp yapamayacağımız
mahkemenin takdirine değildir” yanıtını verdi.
Avukatlar, “Geçen celse kararında reddi hakim talebimizi sunmak için süre verdiniz. Talebi yazılı istediniz, ama itiraz süresi dolmadan 3 Mayıs’a duruşma verdiniz. Pandemi nedeniyle duruşma ertelendi ve itiraz için süremiz doldu” ifadelerini kullandı.
DEMİRTAŞ: POLİTİK YARGILAMA
Edirne F Tipi Kapalı Hapishanesi’nden SEGBİS ile katılan HDP eski Eş
Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, reddi hakim talebine ilişkin, “Usule
ilişkin söyleyeceklerimiz var. Daha önce reddi hakim talebimizi yazılı
olarak iletmiştik bugün sözlü olarak kayda geçmek istiyorum. Çünkü bizim
reddi hakim talebimiz duruşmada cereyan eden herhangi bir hadiseye dair
reddi hakim talebi değildir. O nedenle her ceza yargılamasının ilkeleri
gereği bütün taleplerimizi sözlü olarak mahkemenize iletmek ve
mahkemenizden de çeşitli ara kararların tesis edilmesini talep edeceğiz.
Dolayısıyla bana verilen sözü bu şekilde kullanmak istiyorum” dedi.
Önceki celse mahkeme heyetinin muhakeme yürütme tavrına ilişkin avukatlarının itirazı olduğunu hatırlatan Demirtaş, “Bizim itirazlarımız buna dair değil. 30 Aralık tarihinden itibaren mahkemenizin teslim aldığı müzekkere tutanağında yaptığı usule ilişkin işlemlere dair itirazlardır. Dolayısıyla şimdiden sırasıyla onları kayda geçirip taleplerimizi tek tek maddeler halinde belirtmek istiyorum. Siyasetin bu kadar kirlendiği yozlaştığı, yolsuzlukların, ahlaksızlıkların ayyuka çıktığı bir dönemde ben arkadaşlarımın burada böylesine suçlamalarla suçlanmasını politik yargılamanın en bariz göstergesi olarak belirtiyorum” diye konuştu.
MAHKEME BAŞKANINDAN MÜDAHALE
Demirtaş’ın sözlerini kesen mahkeme başkanı, “Savunma almıyoruz ki,
taleplerinizi alıyoruz, karıştırmayalım birbirine” dedi. Demirtaş,
tutanağa geçmesi için söylediğini belirtirken, bir kez daha araya giren
mahkeme başkanı, “CMK gereği sadece tanıkların sözü kesilmeden dinlenir,
sanıklara soru sorabilirsin, araya girilebilir, bu konuda bir engel
yok” şeklinde konuştu.
‘SANIK SANDALYESİNDE OLMAYACAĞIZ’
Demirtaş, şöyle konuştu: “Usule dair itirazlarıma ve taleplerime
geçmeden önce bir düzeltme yaparak başlamak istiyorum. Tutanakta
adlandırıldığı şekliyle bu dava Kobanê davası değildir. Bu davanın adı
da içeriği de esası da HDP’ye yönelik kumpas davasıdır. HDP’ye yönelik
siyasi intikam davasıdır. Günün birinde Kobanê davası açılacak ve gerçek
sorumlular, sokakları provoke eden devlet ve hükümet yetkilileri, vali,
kaymakam, emniyet müdürleri katliamı yapan yaptıran gerçek sorumlular
ortaya çıkarılacaktır mutlaka. Ama herkes emin olsun zaman sanık
sandalyesinde biz olmayacağız. Şimdi madde madde usul itirazlarımızı
gerekçeleri ile paylaşalım ve ne demek istediğimiz daha iyi
anlaşılacaktır. Bu kumpasın tüm aşamalarını tereddütte yer bırakmayacak
şekilde ortaya koyduğumuzda kumpasın bir iddia değil, siyasi bir itham
değil, tartışmasız bir gerçek olduğunu göreceksiniz. Türkiye’de bugüne
kadar çok sayıda siyasi dava görüldü. Birçok kumpas davasına da tanıklık
ettim ancak sanırım dünya hukuk tarihinde ilk defa bir mahkeme
salonunda bir parti yani AKP MHP bir başka partiyi yani HDP’yi
yargılamaya cüret ediyor.
ERDOĞAN, BAHÇELİ, SOYLU
“Bu davada gerçekte hakim ve savcı yoktur. Hakim koltuğunda Erdoğan,
Bahçeli, Soylu; savcı koltuğunda ise yandaş medya ve trol ordusu
oturmaktadır. Partiler birbirleriyle Meclis’te, meydanlarda, sandıkta
mücadele ederler. En faşist düzenlerde bile cübbe giyip mahkeme
salonlarında kendini doğrudan yargı yerine koyarak başka bir partiyi
yargılamaya cüret edemezler. Ancak AKP-MHP pervasızlıkta, hukuksuzluk da
sınırları bir hayli aştığından bugün mahkemede kendilerini hakim, savcı
ilan ederek, HDP’yi yargılamaya yelteniyorlar. Bu dava boyunca kimin
kimi yargıladığını göreceğiz. Biz halkın iradesini bu kumpas
yargılamalarla asla ezdirmeyeceğiz. AKP-MHP faşizmine de halk sandıkta
gerekli cevabı verince esas sorumluların, gerçek suçluların bağımsız
yargı önüne çıkması, kumpasların parçası olan herkesi hukuk önünde hesap
vermesi için elimizden geleni mutlaka yapıp hukuki ve siyasi
mücadelemizi sürdüreceğiz. Merak etmeyin diyorum tüm Türkiye toplumuna.
Merak etmeyin devran dönüyor. Şimdi bu izahatlar ışığında madde madde
açıklayacağız.”
İKİNCİ MÜDAHALE
Demirtaş’ın sözünü bir kez daha kesen mahkeme başkanı, “Bakın sesinizi
kapatmamı istemiyorsanız, lütfen reddi hakim talebi ve usule ilişkin
itirazlarınızı yazınız. CMK 26. maddesine göre yazılı olarak vermek
durumundasınız. Yalnız zabıt katibine yazdıracağınız bir beyan ile de
yapabilirsiniz. Bunu cezaevinde de yapabilirdiniz, yazılı olarak da bize
gönderebilirdiniz. Konuşmanızın başında davanın açılmasından itibaren
olan mahkemenin davranışlarından dolayı reddini talep edeceğinizi
bildiriyorsunuz, ben CMK’nın 31/1 a bendindeki süreyi size hatırlatmak
zorundayım” dedi.
Demirtaş, konuşmasını söyle sürdürdü: “İddianamenin hazırlanma usulü, yargılama usulü, savunmaya dair. Her türlü usul itirazı savunmanın bir parçasıdır, savunmaya dahildir. Dolayısıyla usul itirazlarımızda savunmanın parçasıdır. Sanığın mahkemede kurduğu her cümle savunmaya dahildir. Suç oluştursa bile savunmaya dahildir. Dolayısıyla sanığın mahkemedeki hal, hareket ve davranışlarının tamamı yüzde yüzü savunma kapsamındadır. Öncelikle ilk tespitim, yanımda avukat olmadan savunma yapmaya zorlandığımı tutanağa geçirmek istiyorum. Şu anda Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde pandemi koşulları nedeniyle avukatların SEGBİS odasına girmesine izin verilmedi, avukatlar yanıma gelmediği için avukatsız savunma yapıyorum. Kronik salgın hastalık riski altında yüksek risk grubunda bulunduğum içinde başka bir cezaevine sevkim risk kapsamında olduğu için duruşma salonuna gelerek, savunma yapamıyorum. Bunu tutanağa geçmek istedim. İddianame ve ekleri bana şu ana kadar tebliğ edilmiş değil. İddianame cezaevi yönetimine tebliğ edilmiş bir CD halinde ve CD hafta içi mesai saatleri dahilinde belli saatler içinde inceleyebileceğim. Cezaevi yönetimi tarafından karar alınmıştır. Dolayısıyla benim cezaevi odasında veya avukat odasında inceleyebileceğim herhangi bir iddianame çıktısı bana tebliğ edilmemiştir.
“CD’de bana tebliğ edilmemiştir, çünkü o da avukat görüş odasında, bilgisayar kullanma imkanımız yoktu. İddianame sadece cezaevi yönetimine tebliğ edilmiştir. İddianamenin 324 klasörden oluşan ekleri ise ne çıktı halinde ne CD halinde bana tebliği edilmemiştir. Başka bir tespitte bulunmak istiyorum.
REDDİ HAKİM TALEPLERİNİ SIRALADI
“Şu ana kadar mahkeme tarafından kimlik tespitim yapılmamıştır. Kimlik
tespitine dair avukatlarım olmadan, avukatlarımız huzurda bulunmadan
mahkeme heyetinin okuduğu kimlik bilgileri tarafımızdan teyit edilmeden
güncellenmeden iddianamenin okunmasına geçilmiştir. Bir başa tespiti
daha belirtmek istiyorum. İddianame yüzümüze karşı okunmamıştır. Ben
zaten ses sorunu yaşadığımdan duyamadım, geri kalan arkadaşlarımız da
iddianamenin ne olduğu belli olmayan bir kısa bir özeti iddianame diye
bizlere okunması suretiyle yargılamaya geçileceği mahkeme heyeti
tarafından belirtilmiştir. Bu tespitlerden sonra reddi hakim taleplerini
madde madde sıralıyorum. Birinci madde gerekçesiyle birlikte;
iddianamenin kabul aşamasına öncelikle dikkat çekmek istiyorum. bu
aşamada neler yaşanmış mahkeme heyetiniz nasıl davranmış nasıl kararlar
alınmış. Bunlar beni iddialarımı değil tensip tutanağı ara kararlarıyla
birlikte somut delillere dayalı tespitler olarak tutanağa geçecek.
HEYET MUCİZEYE İMZA ATTI!
“İddianame, 30 Aralık 2020 tarihinde mahkemenize Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından iletildi. 31 Aralık resmi tatil Türkiye’de.
Mahkemeniz çalışmamız. 2 Ocak resmi tatil 3 Ocak resmi tatil mahkemeniz
çalışmamış. 4-5-6 Ocak’ta mahkemeniz çalışmış ve 3 iş günü bu 3 iş
gününde de mesai saatleri içerisinde tam gün duruşma yapıyorsunuz. Başka
bir davanın duruşmalarını yapıyorsunuz. Yani gün içerisinde başka bir
dosyada duruşma salonunda yargılama yapıyor heyetimiz. Mesai saatleri
içerisinde okunmaya kalkıldığında 38 gün sürecek iddianameyi okumuş,
yetmemiş 324 klasör ek inceleme yapmış, oda yetmemiş başka bir mucizeye
imza atmış. Tam 218 sayfa tensip duruşma tutanağı yazmış. Bu üç gün
içerisinde yapmış. Tensip tutanağında ne demiş mahkeme, heyetiniz aynı
sizin yazdığınız gibi okuyorum: ‘Tensip tutanağının 145’nci sayfası
mahkememize açılan 2021/6 esas kaydı yapılan dosyanın 3 bin 500 sayfadan
oluşan iddianamenin 324 klasör delil eklerinden oluştuğu ve yine aynı
davada 2 bin 600 müşteki mağdurun ayrıca 37 mağdurun bulunduğu çok büyük
ve kapsamlı bir dosya olduğu anlaşılmaktadır.’ Mahkemeniz büyük bir
titizlikle büyük bir hassasiyetle incelenmiş ve tutukluluk konusunda
sıradaki tespitler yapılmış diye başlamıştır. Şimdi bizler siyasi
yargılama yapıldığından söz ederken afaki konuşmuyoruz.
‘TARAFSIZLIĞINI YİTİRDİNİZ’
“Mahkemeniz aleni bir şekilde göz göre göre bir tespit yapmış. Bu
iddianame eklerinin bu süre zarfında incelenmesi hele hele titizlikle
incelenmesi imkansızdır. Düzenlemesi imkansızdır. Bu durumda hakimler ve
savcılar hakkında şikayet etmesini isteyeceğiz avukatlarımız yapacak.
Bu heyet üç gün içerisinde bu kadar kapsamlı dosya nasıl hazırladı?
Burada bir şaibe var. Ya iddianame size çok önceden geldi siz
incelediniz, tensip tutanağını çok önceden hazırladınız Cumhuriyet
Başsavcısı ve soruşturmayı yürüten Ahmet Altun’la bir çalışma yürüten,
tarafsızlığını yitirdiniz. Ya da izaha muhtaç akıl almayan durumu bir
şekilde açıklamak zorundasınız.
ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI
“Erdoğan daha AİHM kararı açıklanmadan 40 gün önce ‘Bizim yargımız
gereğini yapacak’ dedi. Siz iddianame elinize ulaştığından beri bu
talimatı uyguluyorsunuz. Tensip tutanağı UYAP’a kaydedildikten 18 saat
sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız tweet attı, Türkiye böyle
duydu. UYAP’a yalnızca dava avukatları ve mahkeme heyeti girebilir.
Peki Fethi Yıldız nasıl bildi? HSYK’ya suç duyurusunda bulunacağız.
HEYET SAHTECİLİK YAPMIŞ
“Mahkeme heyeti sadece korsan çeviri yapmakla yetinmemiş, çeviride
sahtecilik yapmış. AİHM kararını aleyhime kullanabilmek için hile
yapmış, AİHM kararındaki en kritik cümle tutanağa yanlış geçmiş. Bu ağır
bir suçtur ve belgelerle kesinleşmiştir. AİHM kararı 12 Kasım’da imzaya
çıktı 22 Aralık’ta açıklandı. AİHM kararı 40 gün sonra açıkladı ama
kararı birileri duymuş olacak. AİHM’deki Türk yargıcın abisi AKP MKYK
üyesidir. Kararın açıklanmasına 20 gün varken Erdoğan ve Bahçeli bana
dair sert açıklamalar yaptı.”
Ara verilen duruşma, Demirtaş’ın savunmasıyla devam edecek.
(ETHA)