Makaleler

Published on Ocak 21st, 2021

0

Bunlar AKP ve MHP’nin iktidarı kaybetme telaşındandır – Resul Erenler

Gazetecilerin ve Politikacıların Hedef Alınması, AKP ve MHP’nin İktidarı Kaybetme Telaşıdır...

AKP-MHP hükümeti, misyonunun tamamlamıştır desek abartmış olmayız diye düşünüyorum. Deyim yerindeyse can çekişiyor AKP iktidarı. İktidar ortaklarının kendi içinde de sıkıntılarının olduğu aşikar. Yapılan anketlerde çıkan sonuç bu faşist ittifakın saldırganlaşmasını -özellikle küçük ortağın- artırmış durumda ve sokak saldırılarıyla toplumu sindirerek iktidarlarını sürdürmek istiyorlar.

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde yaşanan (Suruç Ankara gar katliamı başta olmak üzere, Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun kol kanat gerdiği IŞİD saldırılarında yüzlerce kişi katledildi) olaylarda olduğu gibi, gergin, çatışmalı ve giderek daha kanlı olacak bir sürecin yeniden yaşatılmasında çıkar ummaktalar. Siyasal ve toplumsal gerilimi ne kadar artırırlarsa o kadar çok iktidarda kalmanın hesabı içindeler. 

Küçük ortağın, geçmişte olduğu gibi yeniden sahaya sürdüğü ülkücü faşist çeteler tam tekmil göreve hazır olduklarının mesajını son saldırılarla vermiş oldular. Bu tür saldırılarla toplumu farklılaştırarak siyasi çıkar elde etmenin ve iktidarlarını korumayı düşünüyorlar. Öyle anlaşılıyor ki yaşananlar karşısında iktidarın büyük ortağının tavrı, küçük ortağın ülkücü faşist çetelerini daha da cesaretlendirecek ve bu tür saldırıların devamı da gelecek. Bundan sonra yaşanacak benzer olaylarda artışların olması kaçınılmazdır. Çünkü yaptıklarının yanlarına kar kalacaklarının farkındadır saldırganlar. 

Toplumsal kesimleri çatıştırarak kendilerine iktidar çıkarmaya çalışanların unuttukları bir şey var. Bu tür çatışmaların farklı birtakım sonuçlarının da kaçınılmaz olasılığı. Mussolini ve Hitlerin sonları iyi bir örnek.

Ekonomik çıkmaz, işsizlik, yoksulluk, siyasi baskılar ve pandemi’nin yaratığı stresli ortamdan, toplum bunca yıl gerilmişken sokak serserilerinin saldırıları karşısında toplumun, şu ya da bu biçimde bir tepki vereceği kaçınılmazdır. 

2019 yılında bir yazıda kendilerini eleştirdiği için, Bahçeli ve adamlarının hedef gösterdiği Murat İde ülkücü faşistlerin saldırısına uğramıştı. En son yine MHP’lilerce hedef gösterilen bir politikacı ve bir gazeteci ülkücü faşist çetelerin saldırısına uğradı. Yine Bahçeli twitter hesabından Karar Gazetesi’nin köşe yazarları Elif Çakır, Yıldıray Oğur, Taha Akyol ve diğer köşe yazarlarını da hedef göstererek geçmişte işledikleri siyasi cinayetlerin ve saldırıların yeniden gündeme taşımanın sinyalini vermiştir. 

Son günlerde aleni bir şekilde, gazetecilerin, politikacıların Devlet Bahçeli ve partisinin yetkilileri tarafında doğrudan hedef gösterilmesi hayra alamet değil. Buda gösteriyor ki iktidar ve ortağının işine gelmeyen her kes hedefte konacak.  

Yapılan anketlerde inişe geçtiğini gören AKP ve barajın altında kalacağını gören MHP iyice telaşlanmışa benziyor. Özellikle MHP sokak saldırılarıyla kitlelere korku salarak oylarını korumanın ve iktidarın devamında ısrarlı olacak. Çünkü; var olduğu günden bugüne MHP, olmadığı kadar devlet kademelerinde, kurumlarında söz sahibi olmuştur. Bu olanağı kaybetmek istemeyecektir. Sarayda ki zatı muhtereminde kendisine bağımlı hale geldiğinin farkında olan Bahçeli, onu da adeta kendi oyuncağı haline getirmiş durumda. Bu durum saraydaki zat içinde geçerli. Ülke halklarına yaşattığı bunca acıların ve yaptığı yolsuzlukların, hırsızlıkların hesabını vermekten korkan saraydaki zat, Bahçeliye bir anlamda kendisini mecbur his ediyor. Onun (Bahçelinin) varlığı, bugüne kadar yaptıklarından dolayı yargılanmasını geciktirdiğini ve yeniden iktidar olurlarsa geciktireceğini biliyor. Ondandır ki, olası bir seçimde iktidar olması için birtakım hesaplar içindeler. Bahçeli barajı aşmalı ki, kendiside yeniden iktidarını sürdüre bilsin. 

Bahçeliden rahatsız olabilir Recep, ama başkada bir şansı yok. Ya Bahçeliye katlanacak ya da iktidarını kaybedip yargılanacak saray efendisi Recep(!) 

Bana öyle geliyor ki olası bir seçimde kendilerinin de bekledikleri bir sonla karşılaşacaklar ve hüsrana uğrayacaklar. Ondadır ki son kapı kapı dolaşarak Cumhur ittifakına ortak arama telaşında. Bugüne kadar ciddiye almadığı ve kapılarını çalmadığı eski yol arkadaşlarının kapılarını çalması gelmiş olduğu durumu çok iyi özetliyor.  

Ekonomik, siyasi, etnik, mezhepsel ve özgürlükler alanında yaşanan bunca olumsuzluk ve saldırganlık varken ülkede, kitlelerin bu taleplerine karşılık verecek bir parti henüz yok diyebiliriz. Var olanlarında, kitlelere ulaşmada sorunlar yaşadıkları ve devletin her zaman saldırılarıyla karşı karşıya kaldıkları bir gerçekle karşı karşıyalar. 

Mevcut sistem içinde toplumsallaşmaları hep engellenmiştir bu partilerin. HDP’nin adeta nefes alma yolarını tıkamış, hareket etme alanları kalmamış diyebiliriz. Demokratik yollarla kazandıkları belediyeler başta olmak üzere her alanda tasfiye etmeye çalışıyorlar HDP’yı. En son ESP’lilere yapılan saldırılar, evrensel gazetesine ve EMEK partisine yönelik baskılar örnek gösterilebilir. Mevcut sistem dün olduğu gibi bugünde bu partilerin ( HDP, ESP ve EMEK) gelişmesini ve kitleleşmesini her tür saldırılarla engellemeye çalışacaklardır. 

Şunu unutmamak gerekir ki, sosyalist bir düzende ancak emeğin, ezilenlerin, sömürülenlerin, doğanın, kadınların, yok sayılan tüm halkların ve inançların kurtuluşu mümkün olacaktır. Bu konuda türküye ve Kürdistan devrimci hareketine önemli görevler düşmektedir…


Resul Erenler – 21.01.2021

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑