Yazarlar

Published on Kasım 9th, 2020

0

Bu gece, pogrom gecesi – Hüseyin Şenol


1938’de henüz savaş ilan edilmemiş olduğu için, bu katliam girişimi Almanya halkının savaşa mobilize edilebilmesinin de bir provasıdır. Ve naziler bunda başarılı da oldular…

Kara gecenin 82. yıldönümü bu gece. 9 Kasım’ı 10 Kasım’a bağlayan gece, insanlık tarihinin en barbar, en ırkçı soykırımlarından Holokost’un başlamasını temsil eden gece. Yıllarca süren ırkçı ayrımcılık ve zulmün zirveye çıktığı “yeni” bir dönemin habercisi olan, kıyım ve katliamın yaşandığı gece, bu gece…

Evet, tam 82 yıl önce, 9 Kasım 1938, gece yarısına bir kaç dakika kala gestapo şefi Müller’in emriyle, o gece Almanya’nın her yerinde, nazi SS ve SA’lar saldırıya geçiyor. İmparatorluk sınırları içinde 7 bin 500’ü aşkın Yahudi’nin işyeri yağmalanıyor, 267 sinagog yakılıyor. 26 bin Yahudi tutuklanıp, toplama kamplarına gönderiliyor. 400’ü sadece 9 Kasım gecesi olmak üzere, bir haftada, yani 7 ila 13 Kasım arasında toplam 800 Yahudi öldürülüyor veya intihara sürükleniyor, binlercesi ağır yaralanıyor…

Naziler, çıkardıkları yangının alevleri binaların kırılan camlarında parlarken büyük bir “keşifte” bulunuyor. Bu kıyım ve katliam gecesine, bütün insani değerlerle alay edercesine “Kristal Gece” (Kristallnacht) adını veriyor.

Gözü dönmüş nazilerce, soykırım gecesinde çıkarılan yangının, kırılan camlarda yansıması ve geceyi aydınlatmasına eş düşen “Kristal gecesi” tanımlaması yapılmıştır, bu gece için. Fakat o gün olduğu gibi; bugün de, Almanya’daki ilerici ve demokrat kesimler bu geceyi “Pogrom Gecesi” olarak adlandırmışlardır. Ki bence de böyle tariflendirilmelidir. Gecenin asıl amaç ve anlamına uygun düşen, bir ırk veya din üzerinde baskı ve kıyımı içeren “Pogrom” (Toplu kıyım, katliam) tanımlaması doğrudur.

“Kristal gece” tanımlaması, bir nazi tanımlamasıdır. Bu, insani değerlere saldırının üstüne, bir de aşağılama ve saygısızlık tanımlamasıdır.

O gece Yahudilerin evleri, dükkanları ve sinagogları yağmalanmış, malları mülkleri sokak ortasında yakılmıştır. Gerek bu yangın sırasında kırılan camların parlamasına dayanarak, gerekse yağmalanan malların arasında altın, mücevherat ve bu tür malların doğal olarak bir kristal gibi parlamasına dayanarak, Almanya halkının da genelde yoksulluk ve işsizliği nedeniyle, bu halkın bir parçası olan Yahudilerin varlıklı olduklarını gösterebilmek için “kristal” deyimi kullanılmıştır.

9 Kasım günü, Almanya-Polonya sınırında sefillikten ve açlıktan intihar eden bir Polonyalının Paris’te yaşayan oğlu, Fransa’da görevli olan bir Alman memurunu vurarak öldürür. Almanya Faşizmi bunu gerekçe göstererek, aynı günün gecesi “Alman halkı intikam alıyor” propagandasıyla SS’ler ve SA’lar eliyle halkı mobilize edebilmek için ırkçı duyguları da körükleyerek bu yağmalama eylemini gerçekleştirmiştir.

Hitler Faşizmi, iktidara geldiği 1933’ten beri, sırasıyla komünistlere, sosyal demokratlara saldırması sonrası, onları kamplarda esir tutarak ve katlederek, bir sonraki adımını daha rahat atabileceğini çok iyi biliyordu. Bunu gerçekleştirdikten sonra da emekçi sınıflara, engellilere, LGBTİ+ bireylere, Romanlara, Yahudilere ve diğer tüm halklara karşı giriştiği vahşi saldırılarını gerçekleştirdi. 9 Kasım 1938 tam da budur.

1938’de henüz savaş ilan edilmemiş olduğu için, bu katliam girişimi Almanya halkının savaşa mobilize edilebilmesinin de bir provasıdır. Ve naziler bunda başarılı da oldular.

Almanya’nın soykırım tarihinde, bu gece önemli bir yer almaktadır. Türkiye gibi, bir çok ülkedeki soykırımları örnek alan naziler, aynı zamanda faşistdaşlarına da örnek olmuşlardır.

Soykırımlar devam ediyor

82 yıl sonra bu dönemde de, Almanya, Türkiye ve dünyanın bir çok bölgesinde, 9 Kasım 1938’de yaşanan “Pogrom geceleri”, çoğu zaman zaman aynı, hatta bazen de o dönemdeki dozajından da fazla olarak devam ediyor.

Almanya’daki ırkçılık, mülteci yurtlarına saldırıyor, yakıyor yıkıyor. Tüm bunlara rağmen, liderinin faşistliği mahkeme tarafından tasdiklenen faşist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oyların dörtte birini alabiliyor.

Tarihi boyunca, soykırım ve katliamlara imza atan Türkiye’deki ırkçılık da, dünyadaki ırkçıdaşlarından geri durmuyor, en azgın bir biçimde bunu sürdürüyor.

82. yılında, “pogromların” devam ettiği tüm dünyada ırkçılığı ve faşizmi lanetliyorum!

Faşizmi lanetlerken, direnenleri selamlıyor, mücadelede yitirdiğimiz tüm halklardan anti faşistleri saygıyla anıyorum. Ve yazımı bir kez daha Alman Papaz Martin Niemöller’in şu ünlü ve her şeyi anlatan sözüyle bitiriyorum:

Önce komünistleri götürdüler, sesimi çıkarmadım;
-Çünkü komünist değildim.

Sonra sosyal demokratları götürdüler, sesimi çıkarmadım;
-Çünkü sosyal demokrat değildim.

Sonra sendikacıları götürdüler, sesimi çıkarmadım;
-Çünkü sendikacı değildim.

Sonra Yahudileri götürdüler, sesimi çıkarmadım;
-Çünkü Yahudi değildim.

Sonra beni almaya geldiler,
-Benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı…


Hüseyin Şenol – 09.11.2020

Tags: , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑