Makaleler

Published on Eylül 14th, 2022

0

Bir mektup ve güne düşen vefanın güzelliği | Hilmi Toy


Tutuklu yazar Seyit Oktay bir mektup yazmış. “Görülmüştür” ekibine, emekçilerine göndermiş mektubu. Bu ekibin emektarlarından yazar ve şair Adil Okay arkadaş paylaştı benimle mektubu. Yayıma hazırladığım Usar yayınlarında ikinci baskısı çıkan “Yüküm Devrimdi – Devrimci Bir Sendikacının Tanıklığı” kitabını tutsaklara gönderilmesi için ihtiyaç dahilinde “Görülmüştür” ekibine yayıncı arkadaşım göndermişti. Sağ olsunlar gecikmeden kitabı tutsaklara göndermişler. Kitabın gönderildiği tutsaklardan biri de 30 yıla “merhaba” demeye sayılı günleri kalan tutsak yazar Seyit Oktay. Kitapla ilgili değerlendirmesini bir mektupla iletmiş. Seyit Oktay mektubunda kitap için değerlendirmesinde;

“22 Ağustos 2022

Merhaba Adil Hocam,

Kartını aldım. Teşekkür ederim her şey için. Aslında daha önce yazacaktım ama sizden haber bekledim. Daha önce yolladığınız “Muharrem Şarklı”nın kitabını yani “Muharrem Usta”nın gerçekten de etkili, çarpıcı hayat hikayesini anlatan, sade, içten anlatımlı kitabını almıştım, teşekkür ederim.

Kitapta bir Anadolu emekçisinin gerçekten okunması icap eden otobiyografisi ile karşılaştım. Çok beğendim. Dönem atmosferini çekilen çile ve acıları, yaşanan zorlukları en sade biçimiyle, olağanca içtenliğiyle yazmış. Gerçek bir emekçinin portresi. Bunları söyleyebilirim” demiş. 

Mektubu baştan başa döne döne okudum. Hem Çok duygulandım hem de sevindim. Hapishane günleri, yılları geldi aklıma… 30 yılın üçte biri benimki. Sözü bile edilmez bir 10 yılın bu durumda. Zaman zihin ilişkisi, içeride bile zamanla yarış hali, voltada tempolu adımlarla sohbet, voltada hasretlik, umutlu türküler yürek ezgisinde. Hastane, mahkeme, sevk üçlemesinde Ring aracında yolculuk, Kırmızı ışıkta seyreyle gözüm hayali. İki asker arasında elleri kelepçeli hastane, mahkeme koridorunda yürümek, soran sorgulayan bakışlar, yüzlerdeki mimikler, kaş göz edilerek endişeleri insanların, ve daha nice insanlık halleri mahpusluk hallerine.

Seyit Oktay arkadaşın mektubunu okurken ve okuduktan sonra “geçmiş” yıllara yolculuk ettim uslanmaz öfkeyle duygu yüklü. 12 Eylül’ün 42. Yılında çalınmış gençliğin izlerinde, yol süreğinde bugün. “Görülmüştür” mektuplarının güne düşürdüğü güzellik, hüzün, özlem ve umut. Dost kardeşin bir arada, telden tele sallanan mendiller… Gecenin düşleri, yüreğin fırtınaları, yıllara ertelenmiş bekleyişler. Kimimiz için insanlık halleri, kimimize göre mahpusluk halleri yaşamın örgüsünde, her yerde yaşamı yeniden yeniden üretmenin halleri. “Halden hale kelimeler” demişti bir başka 30 yıllık mahpus Hasan Polat. “Kırmızı Işık Rüyası” nedir bilir misiniz? Öğrenmek için okuyun “Kırmızı Işık Rüyası” kitabını tutsakların kaleminden.

Seyit Oktay’ın iki yayınlanmış kitabı var. Ceylan yayınlarında çıkan “Dağ Kokusu”, “Aryen Med Destanı” ile Ar yayınlarında çıkan “Arami Tabletleri” kitapları var. İçeride de olsa yaşamı üretken ve direngen kılmanın çabası. Hayatı her zaman her yerde yaşanılır kılmak için her gün okuyup öğrenerek yazmanın güzelliğini sunmuş bizlere. Okumak düşüyor bizlere, deneylerden öğrenmek düşüyor.

“Görülmüştür” ekibi ve emekçileri güzellikleri paylaştığınız için teşekkür ederim. İlgi ve duyarlılığınıza saygıyla.


Hilmi Toy – 14.09.2022

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑