..." /> ATİK: Garo Paylan yalnız değildir!

Açıklama

Published on Mayıs 3rd, 2022

0

ATİK: Garo Paylan yalnız değildir!


Մենք պաշտպանում ենք Կարո Փայլան’ին!
Garo Paylan Yalnız Değildir!

Türkiye Olağanüstü koşullarda çok zor bir süreçten geçiyor. Ekonomik ve siyasi olarak kriz içerisinde olan siyasi iktidar, içinde bulunduğu krize rağmen 2023 yılında hem TC Devleti’nin 100. yılına hazırlanırken hem de yaklaşan seçimlerde son ‘’şansını’’ da kullanarak, bir dönem daha Türkiye’yi yönetmek için bütün kirli oyunları devreye sokmuş bulunmaktadır. 100. yıl ve seçimler yaklaştıkça muhalif güçler ile Demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten çeşitli milliyetlerden Türkiye halkı da en koyu, en barbar ve en sıkı faşizm ile karşı karşıya kalmıştır.

Öyle ki her yıl olduğu gibi bu yıl da 24 Nisan yaklaşırken, Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında gelen Ermeni soykırımı ile yüzleşme zorunluluğunun baskısı altında, devlet cephesinden siyasi atmosferin birden bire yükselmesi, HDP dışında bütün Partilerin tek bir cepheden saldırıya geçmeleri tesadüfi değildir. HDP Milletvekili Garo Paylan’ın, bir milletvekilinin yapması gereken görevleri arasında olan, üstelik bir Ermeni milletvekili olarak, “Ermeni Soykırımı’nın tanınması, sorumluların belirlenmesi; Soykırım’da sorumluluğu bulunan kişilerin isimlerinin kamusal alanlardan kaldırılıp, yerlerine Soykırım’a karşı duran kamu görevlilerinin isimlerinin verilmesi; mağdurlara ve aile üyelerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesi” amacıyla TBMM’e sunduğu Kanun Teklifi üzerine kopartılan fırtına, Türkiye gündemini bir anda değiştirmiştir.

HDP dışında istisnasız bütün Partilerin birleştikleri, inkâr ettikleri Ermeni Soykırımı, 107 yıldır kanayan yara olmaya devam ediyor. Türkiye’de siyasi iktidar ile küçük bir azınlığın dışında, Ermeni Soykırımı herkes tarafından kabul edilmektedir. Yine dünya halkları nezdinde bugün 33’ten fazla ülkede 1915 tehciri, Ermeni Soykırımı olarak kabul edilmiştir. Halen birçok ülke parlamentolarında konuşulmakta, kanun teklifleri sırada beklemektedir. Hakikatler karşısında çılgına dönen T.C. devleti, Ermeni Soykırımı’nın kabul edilmesi halinde, ödeyeceği bedellerden kaçmaktadır. T.C. devletinin, Nazım Hikmet’in söylediği gibi “Alnımıza sürülen kara leke” ile, dünya halklarının karşısında daha ne kadar ret edebileceğini, Ermeni halkının adalet mücadelesi gösterecektir.

Soykırım ile suçlanan ve halen bugün varlığını Kürt-Ermeni ve Hıristiyan azınlıklar üzerinden baskı ile sürdürmeye çalışan T.C. devleti, İttihat ve Terakki Partisi’nin görevlerini üstlenmiştir. Bugün artık Türkiye’de varlıklarından bahsedilemeyecek duruma gelmiş olan azınlıklardan Rum, Ermeni, Yahudi, Pontus, Keldani’ler den sonra hedef tahtasında Kürt’ler bulunmaktadır. Bu yüzden son olarak yürütülen Yeni Osmanlıcılık Türk Devlet anlayışı, “Pençe-Kilit” operasyonları ile bir kez daha kendini göstermiştir. Gire Spi, Serakaniye, Efrin, Ezaz, Cerablus, Bab Suriye’de işgal edildikten sonra bu sefer Musul-Kerkük-Halep’e kadar, Kürt Özgürlük Hareketi bahane edilerek, T.C. devletinin işgal sınırları genişletilmek istenmektedir.

Hakikatleri açıkladığı için, açılan linç kampanyaları ile can güvenliği tehlikede olan Garo Paylan’ı Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK)  olarak sahipleniyoruz. Hrant Dink gibi başına gelebilecek bütün kötülüklerin sorumlusu  Erdoğan-Bahçeli iktidarı olacaktır. Eşbaşkanları hapse atılmış, milletvekillerinin çoğu esir alınmış, Büyükşehir belediyelerine kayyum ile el konulmuş, il ve ilçe teşkilatlarının hatta taraftarlarının dahi sudan bahanelerle tutuklandığı gibi, Garo Paylan da tutuklanıp, milletvekilliği düşürülmek istenirken, 2023 seçimlerinde yine kilit Parti olan HDP, kapatılmayla tehdit edilmektedir.

Garo Paylan Onurumuzdur!

Կարո Փայլան’ը մեր պատիվն է!

İnsanlık düşmanı IŞİD’in hamisi Erdoğan’ın, “bombalar Brüksel’de patlarsa” diyerek AB ülkelerini, tehdit ettikten hemen sonra, eş zamanlı olarak Brüksel Havaalanı ile metrolarda arka arkaya meydana gelen patlamalar  34 kişinin ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına neden olmuştu. IŞİD’in yaptığı bilinen bu bombalamalardan sonra, bugün de aynı senaryo tekrarlanmaktadır. Garo Paylan’ın TBMM’e verdiği önergeden sonra ardı ardına gelişen tehdit ve linç girişimlerinde, faşist T.C. devletinin parmağı olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türk Konsolosluğu’nun emrinde çalışan çeteler, 1915’te katledilen 1,5 milyon Ermeni anısına, 1997’de Brüksel’de inşa edilen Soykırım Anıtı Haçkar’ın üzerine üç hilal, bozkurt işaretleri çizilmiş, Garo Paylan’a yönelik hakaret içerikli yazılar yazılmıştır

Yine tesadüfi olmayan 24 Nisan Ermeni soykırımı gününde, Uruguay’da bulunan Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nu protesto eden Ermeni göstericilere, arabanın camından bozkurt işareti ile karşılık vermesi, dünyada Ermeni Soykırımını ilk defa kabul eden Uruguay halkına hakaret anlamına gelmiştir. Erdoğan’ın Garo Paylan’ı tehdit ederek, “gereği yapılacağına inanıyorum” demesi veya Devlet Bahçeli’nin “uyarıyorum”, “diasporanın ajanı”, “ecdadımıza ihanettir” vb söylemleri veya Meral Akşener’in “sözde soykırım teklifiyle milletimizin başını yere eğdirmeye kalkan hadsizliği şiddetle kınıyorum” demesi, Ömer Çelik’in “hukuki tahkikat yapılacak…” gibi söylemleri, linç kampanyasının startını vermiştir. Daha da ileri gidilerek, seçmen nezdinde hiç bir karşılığı olmayan,  MİT’in oluşturduğu Zafer Partisi’nin Başkanı Ümit Özdağ , Ermenistan ile Türkiye ilişkilerinin “normalleşmesi” için görüşmelerin yapıldığı bugünlerde, Türkiye – Ermenistan sınır kapısına “Talat Paşa Sınır Kapısı adı verilmesini” meclise teklif olarak sundu.

Ermeni Soykırımından suçlu bulunan, yargılanma korkusuyla Türkiye’yi terk ederek Almanya’ya kaçan eli kanlı Talat Paşa’nın ruhu, bugün 107 yıl sonra yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Oysa Talat Paşa işlediği suçlardan dolayı yargılanmamak için Almanya’ya kaçsa da Berlin’de, Ermeni devrimcisi Soğomon Tehliryan tarafından cezalandırılarak, yaptıklarının bedeli ödetilmiştir. 1960-70 kuşağı Türkiye Devrimci Hareketi içerisinde, birçok devrimcinin kanına giren Doğu Perinçek’in rolü, bugün bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bütün seçimlerde %0,001’i aşamayan, toplum tarafından hiç bir karşılığı olmayan, ama en çok “itibar gören”, sözü dinlenen, Ermeni-Kürt düşmanlığı ile görevlendirilen Vatan Partisi’ne bağlı çetelerin, yine Ermeni düşmanlığında öne çıktıklarını görüyoruz.

İstanbul’un kalbine SYKP tarafından asılan “Talat Paşa olanlara, Soğomon Tehleryan oluruz” pankartına karşı gösterilen tahammülsüzlük, gerek T.C. devleti anlayışının, gerekse de faşist Doğu Pertinçek çetelerinin kimyasını bozmuştur.

Garo Paylan’ın “tehlikeli yeni bir döneme giriyoruz’’ değerlendirmesinin sonuçları, şimdiden kendini göstermeye başladı bile. Cezaevlerinde boş yer kalmadığından, yüzlerce yeni cezaevleri inşa edilmekte. Son kullanma tarihi geçmiş bulunan “Erdoğan-Bahçeli-Perinçek” rejimini, bu halk mutlaka devirecek, tarihin çöplüğüne gönderecektir. İşte bu yüzdendir ki; Erdoğan rejiminin Gezi kâbusu devam etmektedir. 2020’de “hükümeti devirme girişimi ve direnişi finanse etmek” suçlamasından beraat etmiş olmalarına rağmen, 25 Nisan’da görülen duruşmada tüm hukuk kuralları ayaklar altına alınarak, Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis, 8 arkadaşına ise 18 yıl ağır hapis cezası verilmesi bu korkunun ürünüdür. Bugün Türkiye’de kamplaşmanın had safhada olduğu bir dönemde, her kesimden tüm insanların, birlik ve beraberlik içerisinde buluştukları Gezi Siyasi İradesi, artık elzem hale gelmiştir.

Başta Hrant Dink olmak üzere, sayısız gazeteci, profesör, aydın, devrimci kanı akıtan, T.C. devletinin maşası durumunda olan ülkücü-bozkurt çeteleri, Avrupa’da da faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Cami, Türk Ocakları gibi teşkilatlarda Türk devleti  tarafından örgütlenen, Avrupa’da mücadele eden Türkiyeli, Kürdistanlı demokrasi, özgürlük güçlerinin ve Hıristiyan halkının lokallerine, yürüyüşlerine sayısız defa saldıran bu çetelerin, iç işleri bakanı Süleyman Soylu ile bağlantılı oldukları artık gün yüzüne çıkmıştır.

Garo Paylan şahsında, Ermeni Soykırım Anıtı Haçkar’a yapılan saldırı, yurt dışında yaşamak zorunda kalan 10 milyon Ermeni halkına yapılan bir saldırıdır! ATİK olarak bu saldırıyı kınıyor, Ermeni halkının yanında olduğumuzu bu vesileyle bir kez daha beyan ediyor ve acılarını paylaşıyoruz.

Haçkar’a Yapılan Saldırının Failleri Yakalanıp En Ağır Ceza Verilmelidir!

Garo Paylan Yalnız Değildir!

Katilleri Tanıyoruz- Biliyoruz!


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑