Açıklama

Published on Temmuz 8th, 2022

0

ATİF’ten Sol Parti ile dayanışma ve eylem Çağrısı

ATİF’in Die Linke Oberhausen Parti bürosu ve Linkes Zentrum’a karşı neonaziler tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıya ilişkin yaptığı açıklama şu şekilde;

„Bizler, Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu (ATİF) Yönetim Kurulu olarak, Oberhausen’daki Die Linke pati bürosuna ve Linke Zentrum’a yapılan sinsi ve faşist saldırıyı kınıyor ve bu saldırıya uğrayanlarla dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz.

Oberhausen’daki korkak bombalı saldırı, Almanya’daki faşist sağcı terörün yeni bir boyutunu göstermektedir. Belli ki katil çeteleri, masum insanların ölümünü kasten kabul etmektedirler. Aksi taktirde Oberhausen ortasındaki bir apartmana neden saldırı düzenlendiğini açıklamanın başka bir yolu yoktur.

Bu, Almanya’daki sol ve anti-faşist harekete karşı açık bir savaş ilanıdır! Bu savaş ilanını ciddiye alıyor ve kabul ediyoruz!

Faşist güruhun Oberhausen’daki polis merkezine 50 metre mesafede Linke Zentrum’a ve Die Linke partisine bombalı saldırı düzenleyebilmesi, Alman güvenlik makamlarının Nazi terörü karşısında ne kadar başarısız olduğunu, görmezden geldiğini ve sağcı terörü küçümsediğini göstermektedir.

Her ne kadar beklentilerimiz çok yüksek olmasa da, saldırının eksiksiz bir şekilde soruşturulmasını talep ediyoruz!

Çok iyi biliyoruz ki bu saldırılar hâkim siyasetten ve Alman güvenlik makamlarının, polisin ve Anayasayı Koruma Dairesi’nin tutumundan bağımsız değildir. „Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü NSU“nun cinayetlerini ve saldırılarını hatırlayalım.

NSU, Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin bazı memurlarının ve anayasayı korumaya yönelik birçok eyalet dairesinin gözetiminde ve yardımıyla uzun yıllar boyunca dokuz göçmeni ve bir Alman polisini öldürdü. Bu seri cinayetlerin soruşturması hala eksik ve ilkesel olarak yetersizdir!

Celle’de Yahudi cemaatine yönelik saldırı, Hanau’da işlenen cinayetler, Almanya’nın çeşitli şehir ve beldelerinde gerçekleştirilen yüzlerce saldırı ve 4 Temmuz 2022’de Mönchengladbach’ta göçmen bir kadının arabasına düzenlenen ve üzerine gamalı haç çizilen bombalı saldırı, faşist sağ terörün radikalleştiğinin açık işaretleridir.

Mülteci evlerine ve göçmenlere, anti-faşistlere yönelik yüzlerce saldırı nasıl sonuçsuz kaldıysa, bu saldırı da Naziler için muhtemelen sonuçsuz kalacaktır.

Uzun bir süredir tehlike sadece sokaklardaki Nazilerden gelmiyor, aynı zamanda Alman polisi, Anayasayı Koruma Dairesi ve Federal Ordu içindeki radikal sağcı ve nasyonal sosyalist yapılanmalarda büyük bir tehlike arz etmektedir.

Nasyonal sosyalist fikirler, iktidar partilerinin ve siyasetçilerin tutumları nedeniyle Almanya’da uzun zamandır kabul edilebilir hale gelmiştir.

AfD’nin çeşitli elebaşları eyalet parlamentolarında ve Federal Meclis’te yabancı düşmanı ve ırkçı propagandayı kayda değer bir direnişle karşılaşmadan yaydılar!

Neredeyse her sol eylem ve etkinlik polis ve Anayasayı Koruma Dairesi tarafından engellenip ve kriminalize edilirken, Almanya’daki faşist terör çeteleri neredeyse hiç rahatsız edilmeden gelişebiliyor, yeni ağlar kurabiliyor ve hatta uluslararası alanda faaliyet gösterebiliyor.

Essen ve Mülheim/Ruhr polisinin ve diğer polis yetkililerinin neo-Nazi sohbet grupları, NSU 2.0 tarafından siyasetçilere ve avukatlara yönelik tehditler, Hessen polis teşkilatındaki bazı polis memurları tarafından yazılıp gönderilen tehditler, Ordudaki özel komando birimi olan KSK üyeleri tarafından mühimmat ve silah demolamaları, ülkenin hangi yönde ilerlediğine dair sadece birkaç örnektir.

Bugün tüm anti-faşistlerle birlikte Neo-Nazi terörüne ve onların siyasi ve kurumsal destekçilerine karşı geniş bir cephe oluşturmamız her zamankinden daha da önemlidir.

Sadece aktif anti-faşist mücadele sağcı terörü durdurabilir!

Şu anda Ukrayna’da neredeyse eşi benzeri görülmemiş bir savaş yürüten ve kendisini ve ülkeyi giderek daha fazla militaristleştiren bir federal hükümetten milliyetçilik, faşizm ve ırkçılıkla mücadele edeceği beklentisi söz konusu bile olamaz. Çünkü burjuva partilerin savunduğu kapitalist sistem, faşist saldırıların üreme alanıdır. Bundan dolayı; sadece ortak aktif anti faşist mücadele bu sağcı terörü durdurabilir.

Tüm faşist ve ırkçı örgütler yasaklansın!

Kahrolsun faşizm, emperyalizm, kapitalizm ve her türden gericilik!

Yaşasın ortak anti faşist mücadele ve enternasyonal dayanışma!“

ATİF ayrıca 9 Temmuz 2022, Friedenplatz’da düzenlenecek yürüyüş için çağrı da yaptı;

„Die Linke Oberhausen Parti bürosu ve Linkes Zentrum’a karşı neonaziler tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıyı kınama yürüyüşüne çağrı!

5 Temmuz saat 3:30’da Almanya’nın Oberhausen şehrinde bulunan Sol Parti Die Linke ve Linkes Zentrum’a neonaziler tarafından bombalı bir saldırı gerçekleştirildi. Bu hain saldırıda parti bürosu tamamen kullanılamaz hale geldi. Patlamanın çok şiddetli olmasından kaynaklı olarak çevredeki bir çok iş yerinin camları da kırıldı. Binada yaşayan onlarca insandan şans eseri hiç kimse yaralanmadı.

Bu faşist saldırının Oberhausen Emniyet Müdürlüğü’nün sadece 50 metre ilerisinde gerçekleşmiş olması son derece manidardır! Son yıllarda Almanya’da neonazi faşist hareket daha da militaristleşmekte ve adeta savaşa hazırlansa da, Alman güvenlik makamları meseleyi ciddiye almak istemektedir. Yine 4 Temmuz 2022 tarihinde Mönchengladbach şehrinde bir göçmen kadının arabasına Nazi gamalı haç çizilerek arabanın altında bombalı düzenek bulunmuştu.

Daha önceki tarihlerde göçmenlere ve devrimci demokratlara yapılan saldırılarda olduğu gibi (Mölln, Solingen, NSU cinayetleri, Hanau katliamı vs..), bu saldırıda da Alman polisi alışılagelen açıklamaları yaparak, saldırının kimler tarafından yapıldığına ilişkin bir kesin bilgi olmadığını açıklamıştır.

Die Linke’ye karşı yapılan bu bombalı saldırı Alman Neo-Nazi terörünün hangi seviyelere geldiğinin en bariz göstergesidir. Alman ordusu ve polis teşkilatında kaybolan yüzlerce kilo patlayıcı madde, silah ve mermiler söz konusu kurumlarda çalışan neonazi asker ve polisler tarafından temin edilmektedir. Burada Alman neonazi grup ve partilerin, üyelerine ordu ve polise katılmalarını için yapılan çağrılarını daha iyi anlayabiliyoruz. Her ne kadar Alman polisi ve anayasa koruma örgütü ırkçı faşist neonazi terörünü ve diğer uluslara mensup faşist örgütlenmelerin çalışmalarını görmemekten gelse de, gelinen aşamada meselenin çok daha ciddi boyutlarda olduğunu en yakınımızda yapılan bombalı saldırıda anlamaktayız.

Irkçılığın kapitalist sistemin bir ürünü olduğunu bilmekle birlikte, tarihi insanlığa karşı işlenen suçlarla dolu Almanya gibi bir ülkede, gerek burada yaşayan göçmenler açısından ve özellikle de biz devrimciler açısından artık gözardı edilebilecek ve tavırsız kalabilecek bir durumdan çok ötedir. Bu işin içinde Alman polisi ve güvenlik makamlarının belli kesimlerinin bulunduğu açık seçik ortadadır. Bunun içindir ki; bizler ırkçı ve faşist saldırıları ciddiye alarak çeşitli milletlerden işçi ve emekçilerle birlikte yeni bir anti faşist mücadele birliğini yaratmak zorundayız.

Oberhausen’de bu faşist saldırıyı kınamak için 9 Temmuz 2022, Friedenplatz’da, saat 12:00’de düzenlenen ortak yürüyüşe tüm yerli ve göçmen anti faşistleri güçlü katılarak, dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz!

ATİF- Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu“

(ATİK Online)


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑