Makaleler

Published on Aralık 5th, 2020

0

Ateş düştüğü yeri yakıyor – İsmail Cem Özkan


Acı, kategorize edilmez, dünyanın her yerinde acı aynı şekilde yaşanır.. Ateş sadece düştüğü yeri değil, kelebek etkisi ile hepimiz kuşatır ama artık bu acının farkına varın! Hep beraber acımızı dillendirelim!

Corona yüzünden toprak ile buluşanlar her gün medyanın sayfalarına düşüyor… Her birinin öyküsü var, her birinin yaşanmışlığı var. Sanki ilk defa oluyor gibi, “sende mi”, “olamaz”, “ihmal yüzünden” diye acılarını paylaşıyor yakınları ve sevenleri. Elbette haklıdır acıyı yaşayan, ilk defa ocağına ateş düştüğü için acı içinde bağırması, isyan etmesi ama ondan önce ölenlere karşı biraz saygısızlık değil mi? Ondan önce ölen, o kadar sağlık çalışanı, yaşlı, genç, çocuk… Cinsiyetçi bakış açısı içinde erkek, kadın olanlar ve bir de kendi hemcinsine bakıp şevk duyanlar, tecavüzcüler, tecavüze uğrayanlar… Kısaca hangi bakış açısını kabul ederseniz edin acı ocaklara düşüyor… Düştüğü yeri de yakıyor…

Bazı meslek gurubu içinde kendisini tanımlayanlar, kendi mesleklerinde olunca hep birlikte acı duyumları bana çok ilginç geliyor, sanki kendi meslekleri bu yaşananları yaşanmayacakmış gibi… Yaşandığı zamanda “ihmal var” demeleri…

İhmal bu pandemi ortaya çıktığı andan itibaren var, adının konması bile uzun bir süreç oldu ve adı konana kadar bile on binlerce insan öldü…

Ateş düştüğü yeri yakıyor, ölen insan. Kadın, erkek, çocuk… Meslek ayrımı yapmadan, coğrafya ayrımı yapmadan, hangi kültüre ait olduğunu düşünmeden… Ölen her insan arkasından aynı acıyı, aynı hüzün duyduğumuz an, belki insan olmaya başlıyoruz diye düşünüyorum, çünkü sadece kendi meslek gurubu içinde görüp, o meslek gurubu içinde hayata bakanların insanlığından bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyorum. Bir insan ister pandemiden dolayı ölsün, ister trafik kazası, ister iş kazası denilen iş cinayeti sonrası, bu ölümlerin kader olmadığını ve birilerinin ihmal etmesi, daha fazla para kazanmak için bu cinayetlere göz yumduğunu unutmadan “acı düştüğü yeri yaktığını” aklınızdan çıkarmayın…

Bir doktor bugünlerde ölüyorsa bunun sorumlusu kim olduğunu bilin, o bir cinayete kurban gitti, katili belli, üstünü örten de belli, acıyı iliklerine kadar hisseden ve ona rağmen çalışmaya devam eden de belli…

Bir meslek erbabı ölmüş, bütün meslek erbapları isyan ediyor, olamaaaaz… Oldu, hem de binlerce insana olan oldu, öldürdüler, önlenebilir ve basit önlemler ile bu ölümlerin önüne geçilebilinirdi…

Ölenleri suçlu ilan ediyorlar, “maske, mesafe, hijyene” uymadığı için! Belki direkt suçlamıyorlar ama sürekli ekrana çıkıp tekrarlanıyor, bakın diyorlar sessizce ve açıkça söylemeden, onlar uymadığı için ölenler rakamları arasında yer alıyorlar. Bugün ölenler rakamı diye veriliyor, “yüzü aştı, tehlike daha yakınımızda!” , “Çember daralıyor!”

Ölenler aslında tüm kurallara uydu, uyuyor… Uyuyor da, bir kuruş veriyorsunuz ve o kuruşun bedeli canı oluyor… Onu görün lütfen ve “acıyı hep birlikte yaşayalım!”. Acı, toplumsal olduğunda belki çözüm yolları açılır, tek tek ölümler ile bu sorunların çözülmediği açık…

Bireysel yaşayın acıyı diyorlar, bazı meslek gurupları acıyı yaşasın istiyorlar, acıyı da kategorize ettiler…

Acı, kategorize edilmez, dünyanın her yerinde acı aynı şekilde yaşanır.. Ateş sadece düştüğü yeri değil, kelebek etkisi ile hepimiz kuşatır ama artık bu acının farkına varın! Hep beraber acımızı dillendirelim!


İsmail Cem Özkan – 05.12.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑