Almanya’da her üç günde bir kadın katlediliyor

Cinayetleri kınamak ve Türkiye’nin Rümeysa’nın katilini derhal Almanya’ya iade etmesi için cinayetin işlendiği yer olan Stuttgart’taki Wilhelm Platz meydanında protesto eylemi gerçekleştirildi.

Haber-Yorum: Gül GÜZEL (Stuttgart)

Almanya’da da kadın cinayetleri gündemdeki sıcaklığını artırmaya devam ediyor. Baden-Württemberg bölgesinde 1 hafta içinde 2 kadın cinayeti işlendi.

İşlenen kadın cinayetleri nerede olursa olsun, hep birilerimizin elinin değebildiği, gözlerinin görebildiği yakınları veya tanıdıkları tarafından işleniyor ve politiktir. Eşi tarafından bir araba parkında kafasına kurşun sıkılarak, katledilen Aksaraylı iki çocuk annesi Rümeysa gibi.

Boşandıktan sonra, son bir kez kendisiyle konuşmak isteyen iki çocuğunun babasının sözlerine son defa inanıp giden Rümeysa’yı boşandığı erkek arabasıyla Badcannstatt kentindeki bir araba parkına götürerek, parkta başına kurşun sıkarak öldürdü. Katil erkek katliamdan sonra bindiği taksiyle olay yerinden ayrılarak Çekoslovakya sınırına gidiyor. Oradan da kadın katillerinin cenneti Türkiye’ye kaçıyor!!!

Stuttgart’taki 8 Mart Aktionsbündnis bu cinayetleri kınamak ve Türkiye’nin kadın katilini derhal Almanya’ya iade etmesi için 23 Temmuz, saat 11.00’de cinayetin işlendiği yer olan Wilhelm Platz meydanında protesto eylemi gerçekleştirdi. Eyleme katılan kadınlar’ ’Alman makamlarından, Türkiye makamlarından Rümeysa’nın katilini derhal iade etmesini talep ettiler. Ardından kısa bir yürüyüşten sonra gelinen meydanda tekrar kınama ve sorumluları gerekeni yapma çağrısından sonra hazırlanan dövizler yere bırakılarak, etrafına güller ve karanfiller eşliğinde yakılan mumlar dizildi. Bir saat süren eylemde kadınların yüzlerinde katledilen Rümeysa ve bir hafta önce yine Asperg şehrinde katledilen ve katili şu an tutklanan Tabita için üzüntüleri okunuyordu…

ALMANYA’da kadınların korunmasına dair:

Kadın hakları savunucusu profesör doktor Kristina Wolff Almanya parlamentosuna 10 HAZİRAN 2022 tarihinde gönderdiği cevap karşısında bizler gibi hiç şaşırmamıştı…

Tam bir yıl önce SPD, CDU, CSU ve AfD, kadına yönelik şiddetle etkin mücadeleye karşı ortaklaşa karar verdiler ve ilk adımda şiddete karşı korumayı güçlendirebilecek ALTI ÖNLEMİN TÜMÜNÜ oylarıyla reddettiler.

Bir sene önce Almanya parlamentosunda ret edilen kadını koruma talepleri şunlardı:

“Kadın sığınma evlerini devlet koruma görevinin bir parçası olarak algılayın”

“Almanya’da aile içi şiddet mağdurları için krize dayanıklı altyapı oluşturun”

“Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle sistematik olarak mücadele etmek için – İstanbul Sözleşmesinin hemen başarılı bir şekilde uygulanması gerekiyor”

“Almanya’da kadın cinayetlerini araştırmak, adlandırmak ve önlemek”

“Kadın sığınma evlerinde kadınların sorumluluğunu almak”

“Şiddete uğrayan kadınlara yönelik danışmanlık hizmetlerini güçlendirin” diyen profesör doktor Kristina Wolff sözlerine devamla, Bayan Faeser, Schwalmstadt’ta 53 yaşındaki bir kadının önlenebilir, alenen infaz edilmesinden sonra, geçen yıl 10 Haziran’dan bu yana işlenen diğer yüzlerce Alman kadın cinayetinden sonra: BİZE KADINLARI KORUMAYA BORÇLUSUNUZ VE HEMEN İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ TAMAMEN UYGULAYIN! Diyor.