Almanya’da gösteri hakkı için yapılan eyleme polis müdahale etti

Almanya’nın Düsseldorf kentinde Gösteri Yasasının sertleştirilmesine karşı düzenlenen ve 8 bin kişinin katıldığı eyleme polis saldırdı. Polis eylemin bitiş noktasına varmasına izin vermedi.

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaletinde işbaşında olan CDU-FDP koalisyon hükümeti tarafından Gösteri Yasasının sertleştirilmesine karşı 26 Haziran’da Düsseldorf’ta yapılan büyük gösteriye polis saldırdı. Yürüyüş kolunun eyalet parlamentosu önüne varmasını engelleyen polis, çok sayıda göstericiyi çembere alarak kimlik kontrolü için saatlerce bekletti. Gösteri hakkına karşı sınırılamalara karşı düzenlenen eylemde polisin tutumu kısıtlamanın pratik bir örneği oldu. Polis eylem sırasında ayrıca gazetecilere de saldırarak görüntü almasını engelledi.

Eyalet çapında 75 örgüt ve inisiyatif tarafında kurulan “Gösteri Yasası Durdurulsun” inisiyatifi tarafından çağrısıyla düzenlenen eylem, Düsseldorf’ta Ren ırmağı kenarındaki çayırda göstericilerin toplanmasıyla başladı. Korona önlemlerinin gevşetilmesinden sonra düzenlenen eyleme katılımın yoğun olduğu dikkat çekti. Özellikle gençliğin katılımı fazla oldu. Fourtuna Düsseldorf ve FC Köln futbol takımlarının taraftarları eyleme ayrıca renk kattı.

Almanya’da gösteri hakkı için yapılan eylem polis müdahalesiyle bitti

Başlangıç alanında yapılan mitingde çevreci örgütler, sendikacılar ve antifaşist örgütler adına konuşmalar yapıldı. Ayrıca oğlu Amed Ahmad Kleve cezaevinde polis tarafından öldürüldüğü ileri sürülen Suriyeli Kürt baba Malek Ahmad da bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından kent merkezinde bulunan eyalet parlamentosuna doğu yürüyüşe geçti.

EYLEMCİLER SAATLERCE ÇEMBERDE TUTULDU

İnisiyatif tarafından verilen bilgiye göre 8 bin kişinin katıldığı yürüyüş Ren üzerindeki köprüyü geçerken, polisle göstericiler arasında arbede yaşanmaya başlandı. Bazı otonomcu grupların renki pyroteknik maddesi yakmasını bahane eden polis yürüyüş kolunu böldü ve çok sayda göstericiyi çembere aldı.

Diğer eylemcilerin tepkisi karşısında polis geri adım atmak yerine takviye güç göndererek baskıyı artıdı. Havada helikopterler uçuş yaparken, eylemciler kameraya alınmaya başlandı. Hava sıcaklığının 30 dereceye yaklaştığı koşullarda çembere alınan eylemcilerin dışarı çıkmasına, su ve diğer ihtiyaçlarını karşılamalarına izin verilmedi. Saatlerce süren abluka, eylemcilerin kimliklerinin tespit edilmesinden sonra kaldırıldı.

POLİS GAZETECİLERE SALDIRIDI

Tamamen barışçıl bir şekilde devam eden eylemi provoke ederek olay çıkaran polis, eylem sırasında görüntü almak isteyen gazetecilere de saldırdı. Olay yerinde bulunan Alman Haber Ajansı (DPA) fotoğrafçısı polisin görüntü almasına engel olmak için kendisine karşı cop kullandığını söyledi. Başka bir gazeteciye de benzer bir saldırı düzenlendiği açıklandı. DPA Genel Yayın Yönetmeni Sven Gösmann, Eyalet İçişleri Bakanı Herbert Reul’a bir mektup göndererek “Basın özgürlüğüne yönelik saldırı kabul edilemez” dedi ve durumun açıklığa kavuşturulmasını istedi. SPD Eyalet Başkanı Thomas Kutschaty de saldırıya tepki göstererek konuyu eyalat meclisinde gündeme getireceklerini ifade etti.

Eylem çağrısında bulunan inisiyatif tarafından yapılan basın açıklamasında, polisin orantısız güç kullandığını belirterek, suç duyurusunda bulunulacağı duyuruldu. İnisiyatif, polisin saldırısı sırasında 100 göstericinin yaralandığını da açıkladı.

Açıklamada ayrıca, “Bugün polis açık bir şekilde göç gösterisinde bulundu. Gösteri Yasasının karar altına alınması durumunda bu gücün nasıl suistimal edilebileceği konusunda endişelerimizin haklı olduğunu görüldü” denildi.

YENİ YASADA NE VAR?

Eyalet hükümeti Gösteri Yasası’ndaki değişikliğe gerekçe olarak aşırı sağcıların gösteri yapmasını zorlaştırmayı gösterirken, gerçekte ise düzenleme herkesi kapsayacak. Zira, yasada açık olarak ilgili maddelerin aşırı sağcılar için geçerli olduğuna dair bir bilgi bulunmuyor. Düzenleme Neonazilere karşı yalnızca “sembolik” yerlerde ve günlerde toplanma yasağı getirilmesi yardımcı olabilir. Ancak genel paket daha çok karşı gösterileri önlemeyi veya suç saymayı hedefliyor. Taslakta sözü edilen ilk şey yeni “militanlık yasağı“. 2006 yılına kadar ülke çapında geçerli olan eski Gösteri Yasası’nda olduğu gibi, taslakta üniforma ve paramiliter görünüm yasaklandı.

Bu durum özellikle siyah antifa bloğu ve beyaz badanacı kıyafetlerindeki çevrecileri kapsayabileceği tahmin ediliyor. Söz konusu olan “uniformalı eyleme katılma yasağı” olduğu için, işçilerin aynı anda iş elbiseleriyle eylem yapmalarına da izin verilmeyebilir. Bu nedenle grev ve uyarı grevleri de “militanlık yasağı” kapsamına girebilir. Aşırı sağcılara karşı olma bahanesi, Kuzey Ren-Vestfalya Polis Yasasına Karşı İttifak tarafından “Truva atı” olarak değerlendirildi. Planlanan “militanlık yasağı” her bakımdan suistimale açık.

Ayrıca, gelecekte eylem izni alan kişiler belirli zorluklarla karşılaşacak. Söz konusu olan modern ve liberal bir gösteri yasası oluşturmak değil, eylemleri zorlaştırmak. Gösteri başvurusunda bulunan kişi çağrıda ismini açıklamak zorunda. Eylem başvurudan farklı şekilde gerçekleşirse sorumlusu yargılanabilecek. Polis isterse, eylemin büyün görevlilerinin isim ve adresleri de verilmek zorunda kalacak.

(Evrensel)