Yazarlar

Published on Aralık 15th, 2020

0

42. yılında Maraş hala kanayan derin bir yaramızdır! – Hüseyin Y.

Bir mekın, unutma, xo vıra meke!

Biliriz ki parmak yarası erken geçer, ya ciğer yarası!

Bir yerde binlerce insan, yerinden yurdundan ve doğup büyüdüğü ve yaşadığı toprağından koparılıyorsa! Bir toplum, toplumsal değerlerinden, kültüründen ve inancından ötürü insanlık dışı her türlü zulme maruz kalıyorsa bunun adı katliam değil, soykırımdır.

Bu anlamda; Maraş bir soykırımdır.

Kuşkusuz herkesin hayatta yarası olur ve acıtır, evet her türlü acı insanı bir histir bilirim. 

Lakin, bizim bu yaramız öteki yaralarımız gibi bir parmak yarası değil, içimizde hala kanayan derin ciğer yarasıdır.

Bedeni paramparça edilerek kazanda diri diri kaynatılan küçük Ali Traşı’n , karnında 8 aylık bebeğiyle katledilen Esma Suna’ın, kocasına “Beni sen öldür, onların eline bırakma” diyen Ümmühan Doğan’ın ve gözleri torna vida ile oyulan Cennet annenin!

Ve; bana bir şey olmaz diyen İbrahim Usta’nın sadece bireysel yarası değil ki, bu bir toplumun ve halkın hala kanayan ortak yarasıdır.

Diner mi !

Geçer mi!

Kapanır mı bu yara?

42 yıldır hala kanıyor ve o çığlıklar hala o günden bu yana binlerce ananın rüyalarının kabusu ise, ve kanatanlar hala rahatça uyuyorsa hayır, asla KAPANMAZ!

Kapanmasını istiyorsa bu devlet bunun sorumlusu kendisidir.

41 yıldır hep sorduk bugün bir kez daha soruyoruz;

Koca bir hafta bu devlet neredeydi?

Maraş dünyanın hangi kıtasındaydı?

24 saatte Kıbrıs’a çıkarma yapanlar

neden Maraş’a müdahale etmedi?

Her şey aleni yapılırken neden görmemezlikten gelindi?

Müdahale yapmadı çünkü ulusal ve uluslararası çıkarları bunun böyle yapılmasını emretmiştir.

Onlarda bunu MİT, MHP, kontrgerillalara ve sivil milis güçleri ile gerçekleştirdiler.

Maraş’ın ardında ilan edilen sıkıyönetim ve ardında gelen Askeri faşist cuntanın başı Kenan Evren, bu vb eylemleri direk devlet yapmaz bunun için bazı “paravan” örgütleri kuşanır der.

Ama hiç bir kılıf asla o “kutsal” devleti bu barbarlığın sorumlusu olduğunu saklayamıyor.

Bir kez daha, isterse bu devlet çıkar onurlu bir sayfa açar ve evet bunun için bu barbalığın bir insanlık suçu olduğunu kabul eder ve özür diler.

Velakin, bin yıllık bu devletin devlet geleneğinde Maraş gibi Dersim ve Sivas gibi yüzlerce cinayet, katliam ve soykırımlar yaşandıysada bir tek namuslu özür ve onurlu bir tutum görmedik!

Hep tek şey gördük; inkar, imha ve katliamlar.

42. Yılında acımız tap taze ve yaşadığımız barbarlığa karşı öfkemizde asla bitmez.

BİTMEYECEK!  

Anılarına sonsuz saygı ile unutma, unutturma MXraş’ı!…

Saygılarımla


Hüseyin Y. – 15.12.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑