Feminizm

Published on Kasım 16th, 2021

0

’25 Kasım’da erkek şiddetine karşı isyanımızı haykıracağız’

25 Kasım yaklaşırken erkek egemenliğine ve her türlü erkek şiddetine karşı mücadeleyi sürdüren kadınlar bir kez daha sokaklara çıkmaya hazırlanıyor. ETHA’ya konuşan Demokratik Kadın Hareketi’nden Dağlı ve Kırkmaya Kadın Dayanışması’ndan Derin, sistemin yönetememe krizini kadınlara yönelttiği saldırılarla aşmaya çalıştığına işaret etti. Kadınların tüm saldırılara direndiğini ve direnmeye devam ettiğini vurgulayarak, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyüteceğini kaydettiler.

Erkek egemen sistemin bugün iktidarda bulunan temsilcileri bütün kurumlarıyla kadınlara yönelik saldırılarını sürdürüyor. Kadınları eve kapatmaya, yaşamın tüm alanlarından soyutlamaya, erkekleri kadınlara şiddet uygulamaya, katletmeye teşvik eden sisteme karşı mücadeleyi sokaklarda sürdüren kadınlar 25 Kasım günü de alanlarda olacak.

Demokratik Kadın Hareketi’nden Devran Dağlı, 25 Kasım’da kadınların iradesini en geniş katılımlı bir şekilde görünürleştirmeyi amaç edindiklerini söyledi, kadınlara, derinleşen ekonomik krize, yoksulluğa, cinsiyetçi politikalara, cezasızlık yasalarına, kadın katliamlarına ve patriyarkal kapitalizme karşı, 25 Kasım’da bulundukları her yerde sokağa çıkma çağrısı yaptı.

Kırkyama Kadın Dayanışması’ndan Kübra Derin de, kadınların 25 Kasım günü yeni yaşamı kurmada özne olduğunu, değiştirme ve dönüştürme gücünü bir kez daha göstereceğini belirterek, sokağa çıkarak erkek şiddetine karşı isyanlarını haykıracaklarını söyledi.

DAĞLI: ERKEKLERİN İMTİYAZLI HAKLARI GÜÇLENDİRİLİYOR
5. yargı paketinde toplumsal cinsiyet rolleri ve çocukların üstün yararının yok sayıldığını kaydeden Demokratik Kadın Hareketi’nden Devran Dağlı, Sulh Komisyonlarının kurulması, nafaka düzenlemesi ve çocuk teslimi gibi düzenlemelerle erkeklerin imtiyazlı haklarının güçlendirildiğine işaret etti.

Kadın katliamları ve kadına yönelik şiddetin boşanma sürecinde arttığını hatırlatan Dağlı, bu yasa düzenlemesinin yaratacağı risklere şu sözlerle dikkat çekti: “Kadının ve çocuğun hakları görmezden gelinip, babalık ve kocalık haklarını güçlendirmek hedefleniyor. Reform ve düzenleme adı altında oluşturulan bu paket, kadınların ve çocukların can güvenliğinin göz ardı edilip, gerekli tedbirler yok sayılarak, uzmanların, kadın ve çocuk derneklerinin görüşlerine başvurulmayarak hazırlanan toplumsal cinsiyet körü patriyarkal akılla oluşturulmuş bir yargı paketidir.”

İktidarın yönetememe krizini aşmak için kadınlara ve kazanımlarına saldırdığını belirten Dağlı, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararının da bu kapsamda alındığını söyledi. Dağlı, Diyanet ve iktidar cephesinden yapılan açıklamaları hatırlatarak, bu açıklamaların kadın katliamlarını teşvik ettiğini belirtti. 11 ayda 296 kadının katledildiğini hatırlattı.

‘İKTİDARIN EN BÜYÜK KORKUSU KADINLARIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜ’
İktidarın en büyük korkusunun kadınların örgütlü gücü ve mücadelesi, sokağa çıkması olduğunu vurgulayan Dağlı, “Kendi iktidar anlayışını yapılaştırmanın en önemli öznesi kadınlar. Bundandır ki; patriyarkal kapitalist sistemin bütünlüğünü korumanın, iktidar anlayışını kurumsallaştırmanın önünde engel gördüğü ‘aykırı, marjinal, makul olmayan’, kadın mücadelesi yürüten tüm kadın aktivistlere hukuksuzca, uzun yıllara varan hapis cezaları verilerek, korku iklimi yaratılıyor. İstanbul Sözleşmesi bir gecede tek adam kararnamesi ile kaldırılıyor. Sürekli ivme kazanan kadın mücadelesi kesintiye uğratılmak, kadınların kazanılmış bütün hakları hedef alınmak, her türlü hukuksuz saldırı ile erkek egemen anlayışa göre dizayn edilmek, sindirilmek isteniliyor” diye konuştu.

‘ORTAK PLATFORMLARLA HAREKET ETMEYİ ÖNCELİYORUZ’
Kadınların örgütlü ve birleşik mücadelesine işaret eden Dağlı, Demokratik Kadın Hareketi olarak birçok kadın kurumu gibi ortak platformlarla hareket etmeyi öncelediklerini söyledi. Kadınların iradesini en geniş katılımlı bir şekilde görünürleştirmeyi amaç edindiklerini kaydeden Dağlı, 25 Kasım günü de kadın platformlarıyla ortak eylemler yürüteceklerini belirtti.

’25 KASIM’DA BULUNDUĞUMUZ HER YERDE SOKAĞA ÇIKALIM’
Yoksulluk, ekonomik kriz, işsizlik ve güvencesiz çalışma koşullarından en çok kadınların etkilendiğini vurgulayan Dağlı, “Her gün kadınların şiddete maruz kaldığını, katledildiğini ve erkek egemen iktidarın cezasızlık politikası ile bu tehdidin sürdürülmek istendiğini biliyoruz. Ama biz yine de; susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” dedi.

Dağlı, derinleşen ekonomik krize, yoksulluğa, cinsiyetçi paketlere ve politikalara, cezasızlık yasalarına, kadın katliamlarına ve patriyarkal kapitalizme karşı, tüm kadınları 25 Kasım’da bulundukları her yerde sokağa çıkmaya çağırdı.

DERİN: HAKLARIMIZ İÇİN SES ÇIKARMAYALIM İSTİYORLAR
Kırkyama Kadın Dayanışması’ndan Kübra Derin de kadınların kazanımlarına yönelik artan saldırıları hatırlattı, “Daha önce de defalarca belirli yargı paketleriyle haklarımız elimizden alınmaya çalışılmıştı. Nihayetinde bu saldırılar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye kadar vardı” dedi.

Erdoğan ve Diyanet’in yaptığı açıklamalara dikkati çeken Derin, bu açıklamalara yönelik tepkileri hatırlattı ve şunları söyledi: “Erkek egemen sisteminin temsilcileri çıktıkları kürsülerden bizlerin yaşamlarımıza müdahale ediyor; bizleri evlerin içerisinde, ‘anne’ rolleri dışında görmeye tahammülleri yok. İstiyorlar ki ‘erkeklik’in iktidar alanlarını daraltmadan hatta destekleyerek onların dünyasında kendimizi bulamadan yaşayalım. Şiddete susalım, haklarımız için ses çıkarmayalım isteniyor. O yüzden sürekli cinsel kimliklerimiz, yaşayış tarzımız ‘Türk-aile’ yapısına uygun bulunmayarak hedef haline getiriliyoruz. 5. yargı paketi de aslında bu bakışın tezahürü ve bir sonucu. Bizler ve çocuklar için hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi patriyarkal sistem için bir tehlike arz ediyordu.”

‘YAŞAMLARIMIZ, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Kadınların yaşamları, özgürlüğü, eşitliği için patriyarkal sisteminin temsilcilerine karşı mücadele etmeye devam edeceğini vurgulayan Derin, “Çünkü yaşam güvencemizin başka koşulu yok” diye vurguladı.

Yoksulluk, derinleşen kriz ve yönetilemeyen bir süreç yaşandığını kaydeden Derin, rejiminin saldırganlığının nedenini, ekonomik, siyasi ve sosyal krizi yönetememesi ve çökmekte olmasına bağladı.

Kadınların emeği, bedeni ve kimliğine yönelik baskıların arttığını, erkek şiddetinin her gün bir kadını katlettiğini belirten Derin, “Üstelik sadece İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmakla kalmayacağını siyasi iktidarın söylemlerinden anlayabiliyoruz. Nafaka düzenlemesinden, boşanmaların zorlaştırılmasına kadar siyasi iktidarın yeni uygulamalar da getireceğini tahmin ediyoruz” diye konuştu.

‘BAĞIMSIZ BİR MÜCADELE HATTI GELİŞTİRMELİYİZ’
Kadınların patriyarkal kapitalizmin kendi içindeki saflaşmalarından bağımsız bir mücadele hattı geliştirerek özgürlük yolunu açabileceğine işaret eden Derin, “Şiddetten uzak, eşit koşullarda bir yaşamı ancak böyle kurabiliriz. Yolda yürürken öldürülmemek için, evlerimizde şiddete maruz kalmamak ve katledilmemek için, çocuklarımızı koruyabilmek için yan yana mücadele etmek zorundayız. Yaşamlarımızı güvence altına almak için her birimizin, her birimize ses olma zorunluluğu var” dedi.

’25 KASIM’DA ERKEK ŞİDDETİNE KARŞI İSYANIMIZI HAYKIRACAĞIZ’
Derin son olarak şunları söyledi: “Bu yıl 25 Kasım’da yeni yaşamı kurmada özne olduğumuzu, değiştirme ve dönüştürme gücümüzü eylem etkinliklerimizle göstereceğiz. Kadınlar olarak o gün yasaklara ve engellemelere rağmen yine sokaklara çıkacağız, güçlü bir şekilde erkek şiddetine karşı isyanımızı haykıracağız.

“Kırkyama Kadın Dayanışması olarak her gün çözülen, çözülürken tüm şiddetini özellikle kadınlara yöneltmiş olan düzenin karşısında erkek şiddetinden uzak, güvenli, eşit ve özgür yaşam kurabileceğimizi daha da yüksek sesle dile getireceğiz.” (ETHA)

Tags: , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑